1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Baktık olmuyor!

 


 


Dertler, sıkıntılar, olumsuzluklar o kadar fazla ki, zaman zaman bu köşede dile getiriyoruz bazılarını.


-“Hani belki okunur da, çare bulunur” düşüncesiyle kaleme sarılıyoruz.


Haklarını yemeyelim, bazı hassasiyet sahibi kişi ve kurumlar itibar gösteriyor yazılanlara…


Olumsuzlukları gidermeye çalışıyorlar.


Biz de, sıkıntıların ortadan kalkmasına vesile olmanın mutluluğunu yaşıyoruz içimizde.


Fakat…


çoğunlukla tersi oluyor iyi mi?


Hassasiyet yoksunu kişi ve kurumlar ya okumuyorlar, ya da okuduklarında umursamıyorlar.


İşte bu yüzden, sorun, sıkıntı ve olumsuzluklar bir türlü ortadan kalkmıyor…


Adamların bir türlü keyfi yerine gelmiyor…


Kim bilir! Belki sırf bizler dile getirdiğimiz için bazı sorun ve sıkıntılar inadına yapılmıyor, düzeltilmiyor…


öyle ki…


Bizim yazmaktan sıkıldığımız ama ilgili kişi ve kurumların okumaktan ve yapmamaya direnmekten yorulmadığı bir ton sıkıntı var şehirde.


Aslında bu yazıda, bu sorun ve sıkıntıları bir defa daha yazacak ve çözüm beklediğimizi dile getirecektik.


Yazının tam da bu noktasında vazgeçtik iyi mi?


çünkü yine bir kıymeti olmayacak uyarılarımızın.


Yine yazdıklarımız havada kalacak.


O yüzden, köşemizden daha faydalı bir iş yapmaya karar verdik.


xxx


Dün bilgisayarımızı açtığımızda mail kutumuzda gördük aşağıdaki isimlerin göndermiş olduğu mailleri…


Gülsüm Güler- Metalurji ve Malzeme mühendisliği mezunu.


Murat Yürük- Engelli. İlköğretim altı.


İlkay Umur-Uluslar arası İlişkiler mezunu


-Kadir Duman- Türk dili ve Edebiyatı mezunu.


-Elif Nur Karar-Türk dili ve Edebiyatı lisans ve yüksek lisans mezunu…


Beşi de uygun bir iş arıyor…


CV’leri ve iletişim adresleri hem bizde hem de kariyer sitesinde mevcut.


“Belki” dedik kendi kendimize…


“Hani olur da biri okur ve yukarıdaki isimlerden birine iş imkanı sağlar” diye düşündük…


Şimdi diyeceksiniz ki; “Yazdıklarını okuyup da kılını kıpırdatmayan insanlardan bahsediyorsun,  şimdi aynı insanlar bunu okuyup ismini verdiğin gençlere iş mi sağlayacak?”


Haklısınız!


Ama bizimki de bir umut işte!


Bir tek hassasiyet sahibi çıkıp, birine bile iş verse, en az onun kadar mutlu oluruz.


Tıpkı…


Şehrin herhangi bir sorun ve sıkıntısının, yazımız üzerine çözüme kavuşturulmasının sağladığı mutluluk gibi…


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


“Bırak b..nda boğulsunlar” diyesi geliyor insanın!


 


Adam kadını sokak ortasında dövüyor…


öyle böyle dövmek değil yaptığı, bildiğiniz öldürecek.


Oradan geçen genç engel oluyor.


Başlıyorlar kavgaya…


Genç boğuşma sırasında öldürüyor adamı…


ölen adamın çeşitli suçlardan 19 sabıkası olduğu çıkıyor ortaya.


Kadın kurtuluyor…


Ya da biz öyle sanıyoruz…


Zira…


Aynı kadın çıkıp şunları söylüyor:


-Olaydan sonra darp raporu aldım. Ancak darp söz konusu değil


-Ben özgür'le severek birlikte oldum. Onun için üç çocuğumu bıraktım


-19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz


-Güzel bir birlikteliğimiz vardı.


İşte hayallerin, ideallerin, iyi ve vicdan sahibi olma dahil tüm değerlerin yıkılıp gittiği an…


O kadın bunları söyleyince “Bazılarını kurtarmaya değmiyor” diye düşünüyor insan…


-“Bırakıp gitseydin be oğlum! Kurtardın da ne oldu o kadını şimdi?” demek geliyor…


-“3 çocuğuna acımayıp, 19 sabıkası olan adama kaçan kadın kendisini ölümden kurtarana neler yapmaz ki?” diyesi geliyor.


Hatta hatta!


-“kimseye yardım etmeyeceksin arkadaş! Bırakacaksın ki b…uda boğulsunlar” demek istiyor…


O kadın var ya o kadın!


Sarf ettiği bu sözler ve takındığı bu tavır ile bundan sonra sokakta dayak yiyecek olan tüm kadınların belki de azmettiricisi oldu.


çünkü…


Bu olayın ardından hiç kimse,  sokakta dayak yiyen hiçbir kadını kurtarma derdine kolay kolay düşmez…


İşin kötü tarafı ne biliyor musunuz?


O genç gördüğü bu şiddete müdahil olmasaydı ve ölen adam o kadını döve döve öldürseydi, biz şimdi o kadın için üzüyor olacaktık!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Kiralık akıllar!


 


Bazı insanlar bir şeye inanır…


Daha doğrusu körü körüne bağlanır inandığına…


Onu o inancından hiç kimse alıkoyamaz, vazgeçiremez.


çünkü o inandığına inanmaktadır!


Vazgeçerse, egosunun, karizmasının yerle bir olacağını düşünür ki, böyle bir duruma düşmek istemez.


O güne kadar edinmiş olduğu bilgileri sentez yeteneği yoktur.


Doğru ve yanlışı ayırt etme gibi bir derdi de yoktur.


Sizin ne söylediğinizle hiç mi hiç ilgilenmez.


Aklını, inandığı o şey neyse ona kiralamıştır bildiğiniz.


Kiraladığı akıl ne diyorsa alkışlar.


Kiraladığı aklın yaptığı her şeyi doğru kabul eder.


Kiraladı aklın ebedi destekçisidir.


İşte! Bu yüzden bu özelliği taşıyan insanlara bazı şeyleri anlatmak, bazı şeyleri ispat etmek son derece mantıksızdır.


Siz siz olun, bu insanlardan uzak durun…


çünkü…


Kiralık akıl, dört tarafı duvarlarla çevrilidir…


Bırakın içeriye girmeyi, oksijenin bile giremediği akıdır kiralık akıl….


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


:………………………………………………


Biraz da gülmek lazım

Temelle Yunan askeri
Temel askerliğini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel’in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan’a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.


Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El hareketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler değişmiş sıra yine Temel’le Yunan’a gelmiş.
Yunan’a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli Türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi