-“Bu ne şimdi? Bu şehrin tek eksiği bu muydu?”

-“Şehirde her şey dört dörtlük ya, İhtiyacımız olan bir tek bu vardı, şimdi bu da oldu! Artık bu şehirde huzur içinde yaşayabiliriz”

-“Şimdi buna milyonlarca lira para mı ödemişler. Vay anasına! Bizim paralarımız nerelere harcanıyor”

-“Bunların yaptıkları tek şey bu işte! Mahalleler ve sokaklar tozdan çamurdan geçilmezken şunların uğraştığı işe bak?”

-“Seçim zamanı geldi ya. Her seçim öncesi olduğu gibi bunu buraya dikip, insanları etkileyip oylarını alacak. Artık millet uyandı. Böyle dalaverelere kimse inanmaz”

-“İşleri güçleri algı yaratmaya çalışmak. Bu şehirde yaşayan insanlar da buna inanıyorlar azizim”

Yukarıdaki konuşmalar, geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan Ulus Anıtıyla ilgili bir grup insanın kendi aralarındaki konuşmaları.

Hangi parti mensubu ve taraftarı olduğunu söylememize gerek duymadığımız bu insanlar bu sohbeti nerede yapıyorlar dersiniz?

Tam da açılışı yapılan Ulus Anıtı’nın hemen yanı başındaki, düzenlemesini DDY’nin yaptığı o muhteşem!  bulvarın üzerinde.

Hem de…

önceden fıskiyeleri falan olan ama bir türlü çalıştıramadıkları için üzeri beton ile doldurulan eski havuzların tam da tepesinde…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bak şimdi biz de merak ettik!

Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’e gelen çevre bakanı Kurum “Eskişehir’e TOKİ eliyle 1000 konut yapacağız. Vatandaşlarımız kira öder gibi ev sahibi olacaklar” dedi.

Hemen ardından halk Bankasında kayıtlar alınmaya başlandı.

2-3 gün içinde 10 bini aştı ucuz ev sahibi olmak isteyenlerin başvuruları.

Söz konusu başvurular halen devam ediyor…

Bu sırada…

İki gündür telefonlarımız susmuyor.

Arayanların neredeyse tamamı emekliler.

Diyorlar ki: “24 Haziran seçimleri öncesinde emeklilere TOKİ tarafından ucuz konut yapılacağı sözü verilmişti. Bunun üzerine Emekliler derneğinde başvurular alınmaya başlandı. Gidip başvuruda bulunduk. Dernek başkanı başvuru sayısının 15 bini geçtiğini söyledi. O günden bu yana hala kuraların çekileceğini, vaat edilen evlerin yapılacağını bekledik. Hala da bekliyoruz. Bize verilen vaat daha gerçekleşmeden şimdi aynı vaat bir daha ortaya çıktı. Bu nasıl iş?”

Bu bizim cevaplayabileceğimiz bir cevap olmadığı için arayanlara da yanıt veremiyoruz.

-“siz en iyi bilgiyi ya Emekliler derneğinden ya da iktidar partisinin Milletvekili ya da yöneticilerinden alabilirsiniz” diyoruz.

Aslına bakarsanız cevabı biz de merak ediyoruz…

Gerçekten ya emeklilerin konut başvurularını alan Emekliler Derneği yetkilileri, ya da iktidarın bir yetkilisi çıkıp “Emekliler için yapılacak konutlara ne olduğunu” açıklasa da, biz de öğrenmiş olsak…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Kişisel menfaat…

-“Fakiri kuru inat, Zengini hayırsız evlat, Memuru süslü avrat batırır” diye bilindik bir söz var ya hani…
Aslında bu tarife “Partiyi de kişisel menfaat batırır” sözünün mutlaka eklenmesi lazım.
Zira…
Nasıl ki fakir kuru inadı yüzünden, zengin hayırsız evladı nedeniyle ve memur da savurgan hanımı sayesinde batıp gidiyorsa, partiler de, içindeki kişisel menfaatlerin ön plana çıkması nedeniyle bir türlü adam olmuyor.
-“Küçük olsun ama benim olsun” düşüncesi, kişisel menfaatin en somut örneği.
-“Ben varsam parti var. Ben yoksam parti olmasa da olur” anlayışı bu gün için siyasetle uğraşan birçok insanın hala benimsediği ve bizzat uyguladığı bir anlayış.
Partiler içinde siyaset yapan çoğu insan (buna karar verici pozisyonunda olanlar da dahil) seçimin partisi tarafından kazanılıp kaybedilmesiyle pek ilgilenmiyor.
Tek ilgilendikleri "Ben seçilecek miyim?" den ibaret.
İşi bu noktadan alıp daha da ileriye götüren ve “Ben seçileyim ama partimin diğer adayları seçilmesin. Varsın parti de kazanmasın. Yeter ki ben kazanmış tek isim olayım” gibi bir düşünce içinde olanlar var.

İşin ilginç tarafı…

Bunu biz söylemiyoruz…

Bu tespiti bizzat partililer, üstelik kendi partilerinin adayları için söylüyor iyi mi?

*******

Kendi seçmeninin oyunu alamayan…

Eskişehir’de AK parti ve CHP oyları aşağı yukarı belli.

Milletvekili genel seçimlerinde AK parti 7-8 puan önde çıkarken, Belediye seçimlerinde tablo tersine dönüyor ve CHP oyları 6-7 puan önde çıkıyor…

özellikle belediye seçimlerinde, Eskişehir’deki seçimin kazananını, karşı cepheden alınan oylar belirliyor.
Yani…

Hangi taraf diğer parti seçmeninin oyunu alırsa, seçimi de o kazanıyor…

Eskişehir merkezinde belediye seçimlerini son 3 seçimdir, sağ seçmenin oyunu alan CHP adayları kazanıyor…

Ancak…

Bu seçim sanki farklı olacak…

Görünen o ki bu seçimde yukarıda anlattığımız gelenek bozulacak.

Zira…

Bu seçimin sonucunu,  karşı cepheden oy alan değil, kendi cephesinden oy kaybeden taraf belirleyecek…

Şimdi “İkisi arasında ne fark var ki?” diyeceksiniz haklı olarak…

Şöyle ki:

önümüzdeki seçimin sonuçlarını gördüğümüzde biz,  diğer partilerin oyunu aldığı için kazananları değil, kendi seçmenin oyunu almayı beceremeyenlerin kaybettiğini konuşacağız büyük ihtimalle.

Yazın bunu bir tarafa ve sandıklar açılıp oylar sayıldığında hatırlayın…

Seçimi kazanan tarafın, mevcut oylarının patlamasından ziyade, kaybeden tarafın mevcut oylarında çakılma olduğunu göreceğiz büyük ihtimalle…

********

BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
Kuyumcuya giren kadın ; 'Şu nikah yüzüğümü kesip bana bir çift küpe yapar mısınız...?' diye sormuş.
Kuyumcu yüzüğü eline alıp bakmış.
Yüzüğün üstünde 'Seni seviyorum' yazıyormuş.
Kuyumcu 'Hanımefendi neden bu yüzüğü kestirmek
... istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var' diye sormuş.
Kadın 'Bu benim nikah yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe istiyorum.
'Seni' kelimesi küpenin bir tanesinde 'seviyorum' kelimesi de diğerinde olsun.'
Kuyumcu yine sormuş 'Neden acaba?'
Kadının verdiği cevap :
'İleride böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek için...!