1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir tanesini bari yapsaydınız?

Eğer 2007 yılından bu yana söz verilen Güney çevre Yolu bugüne kadar yapılmış olsaydı:
Ankara’dan gelişte yol  Kanlıpınar Göletine gelmeden ayrılacak, Sarısungur’un arkasından geçerek Kızılinler civarından Kütahya Yoluna bir bağlantı sonrasında ise çukurhisar civarındandan Bursa Yoluna bağlanmış olacaktı.
***

Eğer Kuzey çevreyolu şimdiye kadar yapılmış olsaydı:
Projeye göre yol, Sarıkavak ve Paşakadın mahallelerinden başlayıp, Balçıkhisar, Topkaya, Uyuzhamam- köyü, Aktepe, Gökçeoğlu gibi mahallelerden geçerek Alpu yakınından geçecek. Yol daha sonra, Türkmentokat, İmişehir, Kanlıpınar, Yassıhöyük, Sevinç, Gökdere, Ahiler, Cumhuriyet, Eskisekiören, Muttalip mahalleleri güzergâhında Tepebaşı’ndan ve kent merkezi yakınından geçecek. Kozkaya, Yukarısöğütönü, Kavacık ve Eğriöz mahallelerinden çukurhisar’a ulaşacak olan yol, buradan Bozüyük istikametinde devam edecekti.
***
Her iki yolun yapımı halinde Marmara ve İç Anadolu Bölgelerini birbirine bağlayan ulusal öneme sahip bir ulaşım ağı yaratılırken, bölgede kesintisiz, erişim kontrollü, güvenli ve konforlu bir karayolu ulaşımına katkı sağlanacaktı.
***
En önemlisi de…
Eskişehir’in içinden geçen, şehri ikiye bölen ve adı çevre yolu olan yol, transit trafiği gün boyu taşımak zorunda kalmayacaktı…
Fakat bir türlü yapılmadı bu iki çevre yolu.
üstelik defalarca söz verilmesine rağmen yapılmadı.
Her seçim öncesi, seçim vaadi olmasına rağmen yapılmadı.
Eğer birinden biri bugüne kadar yapılabilmiş olsaydı, bu gün Organize Sanayi, Şehir hastanesi ve Fuar alanı yükünü taşıyan ve karşılıklı üç şeride çıkartılan yol tıkanmaz, şehir içi trafik ve ulaşım sorunu bu denli fazla hissedilmezdi.
Ama yapılmadı işte!
üstelik söz ve vaatlere rağmen yapılmadı…


.....


Kılıçdaroğlu’nun
seçtiği delegeler
 Kılıçdaroğlu’nu seçti!


CHP’nin 37’nci kurultayı yapıldı ve Kemal Kılıçdaroğlu tek aday olarak katıldığı (Diğer 3 aday adayı, aday olabilmek için gerekli imzaları toplayamadı) kurultayda yeniden genel başkan seçildi.
Şimdi, yani bundan sonra ne olacak anlatalım…
Kılıçdaroğlu, yapılacak olan ilk seçimde kendisine yakın, sözünden çıkmayacak ve her kararına “Evet” diyecek olan isimleri milletvekili ve Belediye başkan adayı gösterecek.
Aralarından Milletvekili ve Belediye Başkanı olanlar (Ki tamamı Kılıçdaroğlu’nun seçtiği isimler olacak) şehirlerinde kimlerin delege olacağını belirleyecek.
Milletvekili ya da Belediye başkanlarının belirlediği delegeler, yine milletvekili ve belediye başkanlarının istediği ilçe başkanlarını seçecek.
Milletvekili ya da Belediye başkanlarının, belirlediği delegeler vasıtasıyla belirlediği ilçe başkan ve delegasyonu, yine milletvekili ve belediye başkanlarının istediği il başkanı ile kurultay delegelerini belirleyecek.
Böylece; Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçmiş olduğu delegeler bir dahaki kurultayda yine Kemal kılıçdaroğlu’nu seçecek.
Tıpkı, önceki gün olduğu gibi…
Tıpkı Erdoğan’ın seçtiği isimlerin büyük kongrede Erdoğan’ı seçmesi gibi…
Tıpkı Bahçeli’nin seçtiği delegelerin büyük kongrede Bahçeli’yi seçtiği gibi…
O yüzden, CHP kurultayında Kılıçdaroğlu’nun seçtiği delegeler bir kez daha Kılıçdaroğlu’nu seçti.
Halk seçmese de olur.
Delege seçse oluyor.
Delegeyi seçtiğinde, delege de nasıl olsa seni seçiyor.
Nasıl olsa yüzde 25 oy da var.
100-150 milletvekilliği, 20-25 belediye başkanlığı yeter!
 Gemi de artık yüzebildiği kadar yüzer!


.....


Tercih ve mecburiyet…


Ortada hiçbir neden olmasa bile, adeta nefret edersiniz…
Yine, bazı insanlar vardır seversiniz…
Ortada sevmenizi gerektirecek bir neden yoksa bile, kanınız kaynar, kendinize yakın bulursunuz…
Demek ki, Sevgi bir tercih meselesidir…
Sevmek ya da sevmemek, insanın tercihine kalmış bir olgudur…
Ama Saygı böyle değildir…
Nefret ettiğiniz bir insana bile saygı duyabilirsiniz…
Diğer yandan…
Sevdiğiniz bir insana, saygı da duymayabilirsiniz.
Demek şöyle bir şey ortaya çıkıyor ki;
Sevgi tercih, saygı mecburiyettir…
Nedendir bilinmez, insanların kesin çizgileri var…
Sevdiği insana saygı duyup, sevmediği adama ise bir türlü saygı duymamak gibi...
çünkü tarafsız değil.
Her olaya kendi tarafından baktığı için, onu sadece kendi tarafı ilgilendiriyor.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, bazıları tarafsız olmaktan çok, meselelere kendi tarafından bakıyor.
Dolayısıyla da, sevmedikleri insanın ne kendisine, ne de yaptıklarına saygı duyuyor…
Başlıkta da söylediğimiz gibi…
“Sevgi” bir tercihtir.
“Saygı” ise bir mecburiyettir...
Belki de toplum olarak bu denli bölünmüşlüğümüz sırf bu tercih ve mecburiyeti bilmiyor ya da takmıyor olmamızdandır.

Ne dersiniz?


.....


BİRAZDA
GüLMEK LAZIM


Bir bankada 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:
- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek için bankanın kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. hafta sonra müdürleri gelir:
- "çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız katınızdaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamların hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:
- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:
- "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.
- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır grup müdürleri, bölüm müdürleri, proje yöneticilerini yiyip duruyoruz ki kimse farkına varmasın diye, nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yok senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi