1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP'de birileri birilerini disipline vermiş. Şaşırdık mı?

Bir seçim gezisinden Ankara’ya dönerken yolda bir köy kahvesine uğrarlar; rahmetli Turan Hoca, Turan Güneş, bir kahve içmek ister, kahveci kahveyi en güzel fincana koyup getirir.


Turan Hoca bakar ki fincanın kulpu yok, kahveciye sorar:
- Sen CHP’li misin?
Kahveci, beni tanıdı diye sevinir.
- Evet hocam, tabii CHP’liyim.
Turan Hoca:
- Hayret! Şimdiye kadar buna bir kulp takman lazımdı. Takamamışsın demek. Madem sen takamadın bu fincanı al Ankara’ya götür, bizimkiler nasıl olsa bir kulp bulup takarlar.


xxx


 


Siyasete zorla giren Erdal İnönü, çoğu konuda partinin yöneticileriyle çoğu konuda anlaşamıyormuş.


Sık sık söylenenlere karşı çıkıyor ve “bu böyle olmalı” diye müdahalede bulunuyor ama yöneticilerin de direnci ile karşılaşıyormuş.


çoğu zaman tartışmalarda sesler yükseliyor, neredeyse kavgaya ramak kalıyormuş.


Bir gün yine böyle bir toplantı arasında partililerle birlikte, Ankara’da bir lokantaya gitmiş.


Garson masaya gelerek: Ne emredersiniz efendim?, diye sormuş.


İnönü tereddütsüz: Hiçbir şey. “Biz birbirimizi yiyeceğiz” demiş.


xxx


-Eşber Yağmurdereli:
Yaşamının büyük bir bölümünü hapishanede geçirmiş, ülkenin Entelektüel solcularından oldan bir isim.
Küçük yaşta geçirdiği bir hastalık yüzünden gözlerini kaybetmiş.
-Edip Akbayram:
Küçük yaştan itibaren kendisini müziğe adayan bir isim.
Sol düşünceyi yaşam tarzı yapmış.
Dokuz aylıkken çocuk felcine yakalanmış ve bu durum onun yürümesini bir hayli güçleştirmiş.
-Can Yücel:
Efsane Milli Eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'in oğlu.
Türk şiirine farklı bir tarz getirmiş önemli bir sanatçı.
Diğer bir özelliği de, ağzına geleni geldiği şekliyle söylemesi ve son derece espri yeteneğinin bulunması.
Bir gün, düzenlenen bir festivalde üçü buluşuyor.
Festival alanına erken giden Can Yücel, arkadaşlarıyla otururken, uzaktan Eşber Yağmurdereli ile Edip Akbayram'ın kol kola girmiş bir şekilde kendilerine doğru geldiğini görüyor ve yanındakilere dönüp:
-“İşte Türk solunun hali beyler. Ama ve Aksak” diyor.
Demesiyle birlikte kahkaha yükseliyor masada.
Can Yücel elbette hem Eşber Yağmurdereli hem de Edip Akbayram ile olan arkadaşlığı ve dostluğuna güvenerek, onların gücenmeyeceklerini düşünerek yapıyor bu espriyi.
Söz konusu espriyi duyduklarında ne Eşber Yağmurdereli ne de Edip Akbayram güceniyor kendisine.
Tam tersi…
Onlar da duyduklarında gülüyorlar.
çünkü…


Türk solunun halinin ne olduğunu en az Can Yücel kadar onlar da biliyorlar.


xxx


CHP’de şu sıralar bir disiplin meselesi gündemde…


CHP İl Başkanı Sinan özkar, CHP Tepebaşı İlçe Başkan Yardımcısı ve yılların CHP’lisi Mecit Açıkgöz ile Tepebaşı ilçe örgütüne üye 8 ismi “görevini yerine getirmeme” gerekçesiyle disiplin kuruluna sevk etmiş.


Hem de, partiden kesin çıkarma istemi ile yapmış bu sevki.


Şaşırdık mı?


Kesinlikle şaşırmadık.


Zira…


CHP’lilerin birbirine taktığı kulplara, sürekli birbirlerini yemesine ve demokrasi söylemlerinin kör ve topal olduğuna alıştık artık…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


ölümleri çok ucuz olacak…


 


Dün gözümüzün önünde gerçekleşti anlatacağımız olay.


Biri, bir diğerine bir liste verdi gözümüzün önünde…


-“Al abi bu malzemeleri” diye.


Merak edip baktık.


Listede aynen şu yazıyordu:


“750 ml saf alkolün içine 2.6 ml anason yağı sıkıyoruz şırınga yardımıyla.


çalkalayarak içinde ki yağın çözünmesini sağlıyoruz.


üzerine 850 ml su ekleyerek işlemi tamamlıyoruz.


Su eklerken karışım biraz rakı rengini alacaktır fakat sonra su rengine geri dönecektir.


Bu işlemi de yaptıktan sonra bir 15 dakika dolapta veya serin bir yerde bekletiyoruz ki yağ ve alkol tamamen otursun yerine.


Bekledikten sonra bir bardağa birazcık döküp üzerine soğuk su koyuyoruz ve RAKIMIZ hazır.


Evde rakı yapma tarifinin listesiymiş meğer…


Liste veren liste alana “sen hala gidip bayiden mi alıyon koçum!” dedi listeyi alana…


Ardından da…


“Bu söylediğimi yap 25 liraya 1,5 litre rakın olsun” diye devam etti.


Bir dostumuza anlattık şahit olduklarımızı.


Hiç şaşırmaması bizi şaşırttı.


Zira…


-“Sen daha yeni mi duydun bu meseleyi” dedi önce.


Devamla da…


-“Benim bildiğim en az 15 tane evde rakı yapma tarifi var. İçine üzüm suyu koyanları mı ararsın yoksa tütsü kokusu karıştıranları mı? Ha bu arada rakı’da durum böyle, sigarada da insanların birçoğu tütüne döndü. Kilo ile alıp, sarıp sarıp içiyorlar. ” dedi.


Söylediğine göre tütün bile alamayanlar, çay sarıyormuş.


İşte en çok buna şaşırdık.


Ne diyelim?


Ekonomik şartlar, vazgeçilmez alışkanlıklar yüzünden adeta mucit olmuş…


Ancak…


Bu yaptıkları yüzünden öldüklerinde, kesinlikle bilim uğruna falan ölmüş olmayacaklar…


ölümleri çok ama çok ucuz olacak…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Din’i kullanan, inancı sömüren şarlatanlar…


 


Türkmen evine bir Şıh misafir gelir, cübbeli, sarıklı, torba sakallı.

Buyun ederler. köylülerle birlikte odaya geçerler. köylüler ne keramet edecek diye ağzının içine bakarken, Şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diye bağırır.

Köylüler bunun bir keramet olduğunu anlarlar ama ne kerameti olduğunu anlayamazılar, merakla sorarlar:

“ya Şıh hazretleri nedir o arada hoşt dediğin?”

Şıh:

“bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor, onu görüyorum tabii ki hoşt diye kovalıyorum.”

köylülerin itikadı bir iken bin olur.

Olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazır. Herkesin önüne üzerinde et olan pilav gelir.

Şıh’ın tabağında sadece pilav vardır.

Şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya, “benim tabağımda et niye yok. bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sorar.

Hanım ağa yaklaşır, tabağı ters çevirir. Onun etlerini pilavın altına koymuştur. Pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi Şıh’ın kafasına indirir:

“ulan tabağındaki eti görmedin de kabe'deki iti mi gördün?”


2017 yılına gelmişiz hala kendini Şeyh, Şıh, Hızır olarak tanıtan, yüce İslam dinini insanları dolandırmak, aldatmak için kullanan şarlatanlar var.


Hemen her gün okuyoruz haberlerini.


Birçok insanın canını yakmaları bir tarafa, dinimizi küçük düşürüyorlar.


Bu gibi şarlatanlardan ancak “ulan tabağındaki eti görmedin de kabe'deki iti mi gördün?” diyen insanların çoğalmasıyla kurtuluruz.


Aksi takdirde…


Onlar dolandırmaya devam eder, onlara aldanan insanlar da itikatlarının birken bin olduğunu zanneder…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi