1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP'liler tepki ve alınganlığı baştan yapacaktı

-Aday adayı olmayı düşünenler için partide zorunlu eğitim düzenlendi. “Bu eğitimden geçmeyenler kesinlikle aday yapılmayacak” denildi. üstelik bu eğitime katılanlardan da para alındı.
Sonuç: Eğitime katılmayan pek çok kişi aday yapıldı.
-“İlçelerde belediye başkan ve meclis üyesi adayları kesinlikle o ilçede bulunanlar arasından belirlenecek” denildi.
Sonuç: Son gün merkezdeki isimler ilçelerden belediye meclis üye adayı gösterildi.
-“Odunpazarı’nda belediye başkan adayımızı önseçim ile belirleyeceğiz” denildi. 5 aday adayı ortaya çıktı. Bizzat Partinin Genel Başkanı çıkıp " Anketten çıkan ismin aday yapılması benim güvencem altında" dedi.
Sonuç: Ne önseçim yapıldı ne de anket. Aday adayı olmayan Kazım Kurt Odunpazarı belediye başkan adayı gösterildi.
-“Milletvekilleri kesinlikle ilçe belediyeleri için istifa edip aday adayı olmaya kalkmasın. çünkü göstermeyeceğiz. Bu bizim ilke kararımızdır” denildi bizzat genel başkan tarafından.
Sonuç: Kazım Kurt milletvekilliğinden istifa ettirilip, Odunpazarı adayı yapıldı.
-Genel başkan’ın Eskişehir’e 10’un üzerinde ziyareti oldu.
Sonuç: Hiçbiri partiye ve örgüte yönelik değildi bu ziyaretlerin.
-CHP 7 Haziran seçimlerinde ilk kez Eskişehir’de birinci parti oldu.
Sonuç: İl başkan ve yönetimi görevden alındı.
-Partide ön seçimi ağızlarından düşürmeyen insanlar vardı…
Sonuç: Aynı insanlar kongrelerde çarşaf listeye karşı çıktı.
-Partide genel başkan ve genel merkez yönetimine karşı olanlar vardı.
Sonuç: Bu insanlar bir şekilde göreve gelince eleştiri yapanları “Şimdi ne yeri ne de zamanı” diye susturdu.
-“Listelerde kesinlikle tepeden paraşütle inme isimler olmayacak” güvencesi verildi…
Sonuç: milletvekili listeleri de belediye meclis üyesi listeleri de eş-dost-tanıdık-akraba ile dolduruldu.
-Her yönetim her genel başkanla buluştuğunda “Eskişehir’de ön seçim istiyoruz” talebini iletti. Genel başkan da her defasında “Neden olmasın?” dedi.
Sonuç: Ne genel başkan Eskişehir’de ön seçim yaptırdı ne de ön seçim isteyenler bu isteklerinde samimi oldu.
-“Hiç kimse partinin üzerinde değildir” diye bağırıp çağıranlar vardı partide…
Sonuç: Onların hepsi il yöneticiliği ve belediye meclis üyeliği gibi görevler alınca, bu düşüncesinden anında vazgeçti.
İşte bu saydığımız ve sayamadığımız benzeri olumsuz tüm olaylar Eskişehir’de, üstelik 3-5 yıl içinde geçekleşti…
CHP’de, herkesin gözü önünde yaşanan bu olayların bir tanesine bile tepki ve alınganlık gösteremeyen partililer, şimdi kalkıp örgüte yönelik yapılan eleştiriye tepki gösteriyor ya, insanın saatlerce gülesi geliyor…
öyle ya…
Yaşanan bunca olumsuzluk CHP’liler için “örgüt de neymiş” eleştirisinden daha mı hafifti acaba?
O yüzden CHP’de bana göre (yukarıda saydığımız tüm olumsuzluklara başından beri karşı çıkanlar hariç) kimsenin kimseyi eleştirme hakkı yok.

Zira…
Herkesin bagajında taşıdıkları var ve herkes  eleştirdiği kişi kadar defo sahibi …


.....


Bak bu enteresan işte!


Hitler Almanya'da Başbakan olduğun da, yıl 1933'ü gösteriyordu.
Kısa bir süre sonra, öyle "iyi günler" falan gibi selamları kaldırıp, Alman selamı işte bu dur deyip, "Heil Hitler (yaşasın Hitler)" diye bağırtmaya başladılar Almanları. Başka selamlar vatan hainliği sayıldı.
ünlü komedyen Karl Valentin akşam vakti her zaman uğradığı meyhanesinde yedi-içti.. Borcunu ödedi. Kalktı, gidecek. Herkes merak içindeydi, nasıl veda edecek diye.
Valentin kapıya yaklaşıp herkese doğru dönerek elini kaldırdı ve bağır dı: "Heil..." Sonrası yok.
Herkes bakıyor ve düşünüyor. Bir daha bağırdı: "Heil..." yine o kadar…
Düşünüyor. Sonunda dayanamadı ve dedi ki:
— Yahu, neydi? herifin ismini unuttum!
Şimdi yazıyı okuduktan sonra kalkıp da, “Bu ne demek istedi?”, “Aklınca kime gönderme yapıyor?” gibi niyet okumalara falan kalkmayın.
Bir yerde rastladık yazıya…
Hoşumuza gitti…
Sizinle de paylaşmak istedik…
Fena mı yaptık yani?


.....


Gündemde kaynayıp giden öneri…


Efendim!
Eskişehir’in en önemli caddelerinden biri olan Atatürk Caddesi’nden giderken, karşınıza Tren Garı çıkıyor…
Yol Gar binasını bir şekilde atlayabilse direkt Bursa yolu ile buluşacak, trafik ve ulaşım sıkıntısı ortadan kalkmış olacak.
Eskişehir’in en önemli caddelerinden biri olan Ali Fuat Güven Caddesi’nde giderken, karşınıza Tülomsaş’ın duvarı çıkıyor.
Yol Tülomsaş’ın duvarını aşabilse, direkt çevre yolu ile buluşacak trafik ve ulaşım sıkıntısı ortadan kalkmış olacak.
Eskişehir’de şehir içi trafiğin rahatlaması, ulaşımın daha kolay hale gelmesi, her iki caddenin de karşısına kale gibi çıkan Gar ve Tülomsaş binaları yüzünden mümkün olmuyor.
Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti il başkanı Mehmet Ektaş’ın bir önerisi vardı.
Gündem konuları arasında kaynadı gitti.
öneri Tülomsaş’ın Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınması, şehrin ortasında kalan arazisinin de halkın hizmetine sunulmasına yönelikti.
Bize göre son derece de doğru, yerinde ve önemli bir öneriydi bu…
Yukarıda da söylediğimiz üzere gündem konuları içinde kaynayıp gitti.
Bence şehrin karar vericileri bu öneriyi ciddi ciddi düşünmeli…
Zira…
Bu öneri hem Tülomsaş hem de Eskişehir menfaatini içeriyor…
üstelik…
Yapılabilirliği de cabası…


.....


Biraz da gülmek lazım


Adam, iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık bir hipermarkette, alışveriş yapan çok güzel bir kadının yanına sokulur:
- Affedersiniz hanımefendi!Eşimi kaybettim bulamıyorum. Benimle biraz konuşur musunuz?
Tepkisi yüzüne yansıyan güzel kadın :
- Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var beyefendi?
Adam açıklamış:
- Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın! Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi