1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Derdimiz hizmet beğenmemek değil ki!

özellikle iktidar partisi olanakları ile gelen hizmetleri eleştirdiğimizde, biz de eleştiri alıyoruz.
Yapılan hizmetleri görmezden geldiğimiz, küçümsediğimiz söyleniyor çoğu zaman.
Ve yine çoğu zaman…
-"Adamların yaptığı hiç mi iyi bir şey yok kardeşim?" sorularına muhatap oluyoruz.
öncelikle, bizim iktidar hizmetlerini eleştirmemizde ki maksadımız, o hizmetleri görmek istemiyor olmamızdan kaynaklanmıyor.
Elbette iktidar partisi imkanlarıyla Eskişehir’e önemli hizmetler gelmiştir.
Bunlar arasında elbette takdir edilecek hizmetler de vardır.
Ama biz diyoruz ki; “yapıldı ama yapılırken de bin bir dereden su getirildi. Keşke bu şekilde olmasaydı” diyoruz.
örneğin:
-çevre yolu karşılıklı üç şeride çıktı. çok da iyi oldu. Ama üzerinde yaşanan ölümlere çare bulunamadı.
-çevre yolu karşılıklı üç şeride çıktı. çok da iyi oldu. Ama Anadolu üniversitesi önünden Ankara yoluna çıkış yıllar sonra ancak yapılabildi.
-çevre yolu karşılıklı üç şeride çıktı. çok da iyi oldu. Ama, bu yoldan ötürü tecrit edilmiş mahallelerin sorununa çözüm yıllar sonra bulunabildi.
-çevre yolu karşılıklı üç şeride çıktı. çok da iyi oldu. Acaba buraya harcanan para yerine Kuzey veya Güney çevre yolları yapılsaydı çok daha iyi mi olurdu?
-Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin yapmadığı Eskişehir-İstanbul yolu bu hükümetin hediyesi oldu. çok da iyi oldu. Ama üzerinde çalışmalar yıllar sonra tamamlanabildi. Sık sık tek şeride düşmeler bir türlü engellenemedi.
-Demiryolunun yer altına alınması Eskişehir’in en acil sorunuydu. çünkü trafiğin kilitlendiği yerlerin başında Demiryolu geçitleri geliyordu. Bu hükümet döneminde yer altına alınma çalışmaları başlatıldı. çok da iyi oldu. Ama üzerinden 6 yıl geçtiğinde ancak tamamlanabildi.
-Demiryolu’nun yer altına alınması önemli bir hizmetti. Ama üzerinde oluşan bulvarın düzenlenmesi tam bir felaketti ve Eskişehirli hala gözünün önündeki  bu felaketle birlikte yaşıyor.
-Gar ve Stadyum yeni binalarının yapımı bu hükümet döneminde karar altına alındı. çok da iyi oldu. Ama her ikisinin de yerleri çok uygun bulunmadı.
-Eskişehir bu hükümet döneminde Uluslsrarası havaalanına kavuştu. çok da iyi oldu. Ama havaalanı bitti, uçak seferleri kaldırıldı.
-Eskişehir, yine bu hükümet döneminde Türk Cumhuriyetleri Kültür Başkenti ilan edildi. çok da iyi oldu. Hiçbir ile nasip olmayacak bir piyango Eskişehir’e vurdu. Ama proje sanki kendi haline bırakıldı. Daha verimli ve yararlı olması sağlanamadı…” diyoruz…
Kısacası…
Bu iktidar döneminde Eskişehir’e yapılmış önemli yatırım ve hizmetler mutlaka var.
Fakat…
Yapılan her hizmetin de, yukarda sıraladığımız gibi bir "Ama" sı da mutlaka oldu.
Bizim eleştirilerimiz işte bu "Ama" lar olduğu içindi.
Daha doğrusu…
-"Madem bu güne kadar yapılmayanları yapıyorsunuz, şunu tam, eksiksiz, zamanında ve herkesin onayıyla yapın da, eleştirilecek bir yanı kalmasın" demek içindi.

Sonuç olarak…
Hükümet imkanlarıyla Eskişehir'e gelen hizmetler güzel hizmetler.
Bir de bu hizmetler eksiksiz yapılabilseydi süper hizmetler olacak, bize de bu hizmetleri "Ama" ile başlayıp, eleştirmeyecektik.
Mesele sadece bundan ibaret!


....


Böyle bir ülke
kasıt olmadıkça…


Buğday, Mısır, Ayçiçeği, Zeytin, Mercimek, Arpa, Şeker pancarı, Pamuk, Haşhaş, Keten, Kenevir, İncir, Fındık, üzüm, Turunçgiller, Pirinç, Tütün, çay, Muz, Antep Fındığı ve Soya Fasulyesi’nin nerelerde yetiştiği Türkiye haritası üzerinde işaretlenerek gösterilmiş.
Bunan yanı sıra, yine Türkiye haritası üzerinde seracılığın hangi bölgelerde yapıldığı da işaretlenmiş.
Ayrı ayrı gösterilmiş haritaları üst üste koyduğunuzda, ülkenin yukarıda saydığımız ve daha fazlası tarım ürünlerinin yetişmediği bölge, yetişmediği il hemen hemen yok.
Bu güzel ülkenin üç tarafının denizlerle çevrili olduğu, ülke üzerinde önemli göllerin bulunduğu da hesap edildiğinde insan ister istemez “Böyle özellikli bir ülke herhangi bir kasıt olmadıkça tarımda kesinlikle dışa bağımlı olmaz” düşünüyor…
İnsan bu haritaları gördüğünde ister istemez “Böyle özellikli bir ülke herhangi bir kasıt olmadığı müddetçe dünyanın gıda ihtiyacını karşılayan, dışarıdakilerin bağımlı hale geldiği bir ülke olur” diye düşünüyor…
Kasıt olmadığı müddetçe…


.....


Her dönem geçerli bu yazı…


Zaman zaman bu köşeden Eskişehir’i yöneten seçilmiş ve atanmışları uyarıyoruz.
Yaptıkları bazı uygulamaların yanlış olduğunu söylüyoruz.
Bizim gibi, çoğu meslektaşlarımız da benzeri uyarılarda bulunuyor.
Fakat…
Koltuğa oturan her kim olursa olsun, çevrelerini sıkı sıkıya sarıp sarmalayanların oluşturduğu çemberden midir bilemiyoruz ama, gerçeği bir türlü göremiyor.
Ya da görmek istemiyor.
çünkü…
çevrelerinde olan insanlar, kendisi ne yaparsa yapsın "Doğruyu yaptınız" diyor.
üstelik…
Yanlış olduğunu bile bile söylüyor bunu.
çünkü…
Orada olmalarının tek nedeni sürekli "Doğruyu yaptınız" dediği insan.
O olmasa, kendisinin de hiçbir değeri olmayacak.
İtibar da görmeyecek.
Anlayacağınız…
Bildiğiniz "Kahve öğütücüsünün hık deyicisi" görevinden başka hiçbir meziyet ve faydası olmayan insanlar bunlar.
Meslek yaşamımız boyunca, birçok makam sahibi insanı uyardığımız olmuştur.
Bir tanesi de çıkıp;
-"Doğru söylüyorsun, ben yanlış yapmışım" demedi.
Taa ki, oturduğu koltuğu kaybettikten sonra anladı yanlış yaptığı gerçeğini.
O zaman da iş işten geçmiş oldu.
üstelik.
Biz ve bizim gibilerin uyarılarına zamanında kulak asmadığı ve yanlışta ısrar ettiği için kaybetti altında ki koltuğu.
O yüzden, bugünkü yazıyı Eskişehir’i yöneten ve altlarında koltukları olan kişileri bir kez daha uyarmak için kaleme aldık.
Zamanında Hüsamettin Cindoruk anlatmıştı.
-"Yönetenlerin yanında her zaman, hapşırdıklarında ‘çok yaşa’ diyen insanlar vardır. Hiç kimse çıkıp ‘Neyiniz var? Hasta mı oldunuz?’ demez. Halbuki yönetenlerin ‘çok yaşa’ diyecek insanlardan çok ‘Neyiniz var?’ diyecek insanlara ihtiyacı var" demişti.
Netice itibarıyla…
Koltuklar kimseye baki değil.
Ancak…
Koltuğa oturan, o koltukla mezara gideceğini düşünüyor.
Bu yüzden de, olabildiğince yanlış yapıyor.
Dahası…
Yanlış yaptığını bir türlü kabullenemiyor.

çünkü…
Yanı başında olanlar, her zaman doğru yaptığını söylüyor.
Şimdi bu yazıyı okuyup; "Kimi kastediyorsun?" diye soracaksınız…
Hiç boşuna yorulmayın çünkü yazı o,şu ya da bu için yazılmadı.
Zaten her karar verme makamında oturanların büyük çoğunluğu aynı durumda değil mi ki? İsim verelim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi