1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Devletin adamı olabilmek...

çoğumuzun, önem ve değer verdiğimiz bir idareci ve siysetçiyi tanımlarken kullandığımız bir tanımlamadır “Devlet Adamı” tanımlaması.


Bu aynı görevi üstlenen fakat birisini diğerlerinden kesin çizgilerle ayırmak için özellikle kullandığımız bir tanımlamadır aynı zamanda…


örneğin bazı valiler için kullanırız bu tanımlamayı…


öyle Valiler görev yapmıştır ki,  bize göre Devlet Adamı’dır…


Diğer Valiler ise nazarımızda sadece “Eski Vali” olarak yerlerini almıştır…


örneğin siyasetçiler için de sık sık kullanırız aynı tanımlamayı…


İçlerinde öyleleri vardır ki “Tam bir Devlet Adamıydı” deriz anlatırken…


Diğerleri ise sadece eskiden görev yapmış siyasetçilerdir bizim için…


O yüzden…


Vali, Belediye Başkanı, milletvekili, Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı olmak marifet değildir…


Marifet…


Bu görevleri yaparken Devlet Adamı olmayı başarıp başaramadığındır…


Sonuç olarak…


Siyasetçi eğer Devlet Adamı olabildiyse muteberdir…


Ahmet Sevgi, Devlet Adamı tanımlamasını hak edenlerle, hat etmeyen siyasetçinin bir kıyaslamasını yapmış…


Devlet adamı ile siyasetçiyi birbirinden ayıran temel özellikleri madde madde ortaya çıkartmış:



-İşte devlet adamı ile siyasetçi kıyaslaması;
-Devlet adamı yaşatmak için vardır, siyasetçi yaşamak için...


-Devlet adamının özel hayatı yoktur, siyasetçi özel hayatı için vardır.
-Devlet adamı yakmamak için yanar, siyasetçi yanmamak için yakar.
-Devlet adamını hakperestler destekler, siyasetçiyi fanatikler.
-Devlet adamı hak ve adalete dayanır, siyasetçi sandığa güvenir.
-Devlet adamı birleştirir, siyasetçi ötekileştirir.
-Devlet adamı toplar, siyasetçi böler.
-Devlet adamı uzlaşmacıdır, siyasetçi insanlar arasındaki ihtilaftan beslenir.
-Devlet adamı sevdirir, siyasetçi korkutur.
-Devlet adamı mütebessimdir, siyasetçi mağrur ve asık suratlı.
-Devlet adamı öfke ile kalkanın zararla oturacağını bilir, siyasetçi öfkenin de bir sanat olduğunu sanır.
-Devlet adamında tedbir, teenni vardır, siyasetçide cahil cesareti.
-Devlet adamı konuşur, siyasetçi bağırır.
-Devlet adamı vicdana hitap eder, siyasetçi cüzdana...
-Devlet adamı gelişir, siyasetçi değişir.
-Devlet adamının düşüncelerinde istikrar vardır, siyasetçi gömlek değiştirir gibi fikir değiştirir.
-Devlet adamı tek yüzlüdür, siyasetçi çok yüzlü...
-Devlet adamı dik durur, siyasetçi diklenir.
-Devlet adamı kendini milletin hizmetine adar, siyasetçi ise millet kendine itaat etsin, hatta minnet etsin ister.
-Devlet adamı yanlışları anında görür, siyasetçi atı alan üsküdar’ı geçtikten sonra fark eder.
-Devlet adamı din ile politikayı ayırır, siyasetçi dini politikaya âlet eder.
-Devlet adamı liyakate bakar, siyasetçi sadakate.
-Devlet adamı icabında “hayır” diyebilenleri sever, siyasetçi “evet efendim”cileri...
-Devlet adamı millete hesap verir, siyasetçi seçmenine...
-Devlet adamı rüyasında milleti görür, siyasetçi seçmenini...
-Devlet adamı emin adımlarla ilerler, siyasetçi zikzak çizerek yürür.
-Devlet adamı uzun vadeli düşünür, siyasetçi günlük yaşar.
-Devlet adamı görür, siyasetçi bakar.
-Devlet adamı düşünür, siyasetçi eşinir veya kaşınır.
-Devlet adamının etrafında vatandaşlar vardır, siyasetçinin yanında yandaşlar...
-Devlet adamı vatan tutar, siyasetçi taraf tutar.
-Devlet adamının adı ebedî kalır, siyasetçi koltuktan düştüğü gün kaybolur.


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Söz konusu hatırı sayılı kişilerin çocukları olunca…


 


üniversitede yüksek lisans programı açılıyor.


Programa başvuru şartları arasında, aynı alanda lisans yapmış olma şartı var.


Yani…


İşletme yüksek lisansı yapacakların işletme bölümünü, maliye yüksek lisansı yapacakların maliye bölümünü, İktisat yüksel lisansı yapacakların İktisat bölümünü bitirmeleri gerekli.


Hal böyle olunca, başvurular da böyle oluyor.


öğrenciler hangi lisans eğitimini aldılarsa, o alandaki yüksek lisans programına başvuruyorlar.


Başvurular tamamlanıyor, listeler hazırlanıyor ve sonunda bu listeler ilan ediliyor.


Bir de bakılıyor ki: İlan edilen listelerin yedekler bölümünün üst kısmına, mühendislik eğitimi alanlar konulmuş.


Normalde, var olan şartlar ortadayken başvurularının dahi alınmaması gereken mühendis lisansı sahibi öğrenciler, örneğin İşletme yüksek lisansı yapacaklar listesinin yedekleri arasına bir şekilde sokulmuş.


Listede bulunan birkaç öğrenci, kazandığı halde yüksek lisans yapmaktan vaz geçtiğinde, bu mühendis lisanslılar otomatikman asilliğe yükselip, yüksek lisans programı yapmaya hak kazanıyor…


Kısacası…


Olmayacak bir iş resmen kitabına uyduruluyor.


Böylelikle…
Birkaç seçkin öğrenciye, mühendis lisansı olmasına rağmen işletme, maliye, iktisat yüksek lisansı yapma imkanı yaratılıyor.


Tahmin edeceğiniz gibi, kendi alanları dışında yüksek lisans yapma imkanı yaratılan bu öğrenciler, üniversitede hatırı sayılır birilerinin çocukları.


Ve bu hatırı sayılı kişilerin çocukları için olmayacak iş, böyle kurnaz bir yöntem sayesinde resmen olduruluyor.


Hem de var olan ve uyulması zorunlu kurallara rağmen…


Mühendis olup, işletme, iktisat ve maliye gibi alanlarda yüksek lisans yapmak isteyen çocuklar, “Şartlarımız uymuyor” düşüncesi ile başvuru dahi yapamayıp, avuçlarını yalarken…


Aynı durumdaki hatırı sayılı kişilerin çocukları, Akla ziyan yöntemler sayesinde paşa paşa istediği yüksek lisans eğitimine kabul ediliyor…


Ve tüm bu anlattıklarımız maalesef, Eskişehir’in “bilim yuvası” diye tabir ettiğimiz bir üniversitemizde oluyor…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,        


 


Salakça bir durum işte anlayacağınız…


 


LDP İl başkanı Osmangazi üniversitesinde geçici işçi olarak çalışıyor.


Sosyal medya hesabından Büyükerşen’e yapılan saldırıyı kınayan bir paylaşımda bulunuyor.


AK partili olduğunu söyleyen bir aklı evvel, sosyal medya hesabı üzerinden “Bu adamları bir de üniversiteye alıp çalıştırıyorlar. AK partili olsaydı işe bile almazlardı. Sonra neden AK parti belediyeleri alamıyor” falan gibi saçma sapan bir paylaşımda bulunuyor.


Halbuki…


Aynı saldırıyı Cumhurbaşkanı ve başbakan bile kınamış.


Buna dahi kafası çalışmıyor aklı evvel’in…


Hadi o aklı evvel…


Bunu gören bir AK partili yönetici üniversite yönetimin arıyor.


üniversite yöneticisi de LOP il başkanının işine son veriyor…


Adamın zaten üniversitedeki sözleşmesi bir dahaki ay bitecek.


Ama emir büyük yerden ya, AK partiden geliyor ya, çıkartıveriyorlar işten.


Ne diyelim?


Aklı evvel bir partilinin yaptığı paylaşımı dikkate alan AK partili yöneticiye mi kızalım…


Yoksa…


İkisini birden ciddiye alan ve işten çıkartılmasına karar veren üniversite yöneticisine mi bilemedik?      


Bir ay bekleyip, sözleşmeyi yenilemeseler hiçbir şey olmayacak…


Ama anında işten atarak, tüm defoluluklarını orta yere seriveriyorlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi