1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Eğer EBA çöktüyse...

 

Yıl 1982...
Türkiye'de 420 bin öğrencinin üniversiteye girme talebi var.
Mevcut üniversiteler bu talebin ancak 54 binini karşılayabiliyor.
Yani.
Her 8 gençten biri üniversiteye girme imkanı ancak buluyor.
İşte bu durum, uzaktan eğitim ihtiyacını gündeme getiriyor.
Bunun üzerine çıkan yasa ile uzaktan, yani açık öğretim uygulama hakkı Anadolu üniversitesine veriliyor ve üniversite bünyesinde Açık öğretim Fakültesi kurulup, ilk yıl mevcut üniversitelerin aldığı öğrenci sayısının yarıdan fazlası kadar, yani 30 bin öğrenci kaydı alıyor.

XXX

Daha ortada doğru dürüst internet diye bir şey yokken 2002 yılında e-Alıştırma, 2003 yılında e-Kitap, 2004 yılında e-Televizyon hizmetleri tamamlanarak, yayına giriyor.
Her biri ayrı siteye sahip bu hizmetler 2005 yılında birleştirilerek Açıköğretim e-portalı altında yayınlanmaya başlıyor.
Böylece öğrenciler tek oturumda bir derse ait bütün e-öğrenme hizmetlerine erişebilir duruma geliyor.

XXX

1999 yılına gelindiğinde, yılsonu ve bütünleme sınavları  öncesinde TRT 4’ten bir hafta banttan, bir hafta da canlı olarak “Sınava Hazırlık” programları yayınlanmaya başlanıyor.
öğrenciler televizyon başında ders dinliyor, sınavlara hazırlanıyor.

2010-2011 öğretim yılında ise TRT ile Anadolu üniversitesi arasında yapılan stratejik işbirliği ile kurulan TRT Okul kanalı 31 Ocak 2011 tarihinde yayın hayatına başlıyor.
Programların TRT ve Anadolu üniversitesi tarafından hazırlandığı TRT Okul kanalında, her yaştan insana hitap eden eğitim programlarının yanı sıra gençlere yönelik farklı program türleri de yer almaya başlıyor.

XXX

Sonuç olarak...
Türkiye'de uzaktan (Açık) eğitimi başarıyla uygulayan Anadolu üniversitesi, Açık öğretim Fakültesi, internetin bile yaygın olmadığı bir dönemde, eldeki tek iletişim aracı olan televizyon üzerinden "eğitim mucizesi" gerçekleştiriyor.
Kurulan sistem hiçbir aksama olmadan tıkır tıkır işliyor.
XXX
Geliyoruz şimdi günümüze.
Salgın nedeniyle uygulamaya konulan uzaktan eğitim bir türlü randman vermiyor.
2020-2021 eğitim öğretim dönemi milyonlarca öğrencinin girmek istediği Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sistemi çöktüğü için kaosla başlıyor.
Sisteme giriş yapamayan öğretmenler ve öğrenciler 'çok kalabalık' uyarısıyla karşılaşıyor.
Kısacası...
Anadolu üniversitesi'nin 10 yıl önce, elde sadece televizyon varken yaptığı, bugün gelişmiş internet teknolojisi ve altyapına rağmen yapılamıyor.
XXX

Bu bilgileri vererek asıl lafı getirmek istediğimiz konu şu aslında:
Dışarıdan getirilen yöneticileriyle Anadolu üniversitesi'nin ayarları bozulmasaydı, şu yaşadığımız pandemi döneminde uzaktan eğitim modelini, geçmiş tecrübe birikimiyle, bu konunun Türkiye'deki tek uzmanı olan Açık öğretim Fakültesi üstlenirdi.
Böylece sisten tıkır tıkır işler, bugün EBA'nın çöktüğü konuşulmazdı.
Ama gelin görün ki EBA'dan önce, yapılan saçma sapan atamalar, yanlış kararlar ve yerleşmiş yönetim modeli dışındaki uygulamalar yüzünden Anadolu üniversitesi çökertildi.
O yüzden...
Bugün EBA sistemi işlemiyorsa, aksıyorsa, çöktüğü konu ediliyorsa, bunun en büyük nedeni, bu sistemin en iyi uygulayıcısı olan Anadolu üniversitesinin çökertilmesine yol açılması ve göz yumulmasıdır.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Başka ülkede olsa var ya!


 


-İşsizlik ve işsiz sayısının her geçen gün artması…
-Ekonomik kriz ve yarattığı iflaslar…
-Liyakatte yaşanan sıkıntı…
-KHK’lıların yaşadığı sorun…
-EYT’lilerin yaşadığı sıkıntı…
-Fetö’nün neden olduğu mağduriyetler…
-Belediye personeline kadro…
-Atama bekleyen öğretmenler…
-Süresiz nafaka meselesi…
-İnfaz yasasının çıkmayışı…
-Suriyeliler meselesi…
-çek yasasının yetersizliği…
-Ahlaki yozlaşmanın artması…
-Cahillik ve eğitimdeki kalitesizlik…
-Sözleşmeli personelin durumu…
-üniversiteli çalışan işçilerin durumu…
-Terör ve terörün aldığı canlar…
-Torpil ve adam kayırma…
-Niteliksiz siyaset ve siyasetçiler…
-Vergi sicil affının çıkmaması…
-Tarımın her geçen gün yok olması…
-Emeklilerin düşük maaşı…


-Kalitesiz üniversite eğitimi…
-Trafik cezalarının abartılması…
-üretimin olmayışı, ithalatın ve tüketimin çok fazla oluşu…


-Sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntı…


xxx


Yukarıda yazdığımız sorun ve sıkıntılar, “Bugün Türkiye’nin en büyük sıkıntısı nedir?” sorusuna muhtemelen çeşitli kesimler tarafından verilecek cevapları kapsıyor.


Herkesin kendince böylesine öncelikli derdi olunca da liste ister istemez  böylesine uzayıp gidiyor.
İfade edilen her sorun, yüz binlerce insanı ilgilendiriyor.
Dile getirilen her sorun milyonlarca insanı olumsuz etkiliyor…


Valla ne yalan söyleyelim? Listeyi gördüğümüzde insan kendi kendine soruyor “Bu ülkede hiç mi iyi bir şey yok?” diye…
Bu kadar sorun başka ülkede olsa, o ülke ayakta dahi duramaz…
Biz yine iyi dayanıyoruz…
Ne de olsa bağışıklılığımız var…
Yıllar boyu, bir türlü çözüme kavuşturulmayan bu ve benzeri sorunlarla yaşamayı öğrenmişiz…
Gerçi buna ne kadar “yaşamak” denirse…


.....,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Eldem’lerden iyi haber…


 


Corona virüs, Eskişehir’in tanınmış işadamları Ali Eldem ile kardeşi İbrahim Eldem’i de buldu.


İki kardeş, belirtileri ağır hissetmeleri üzerine bir süre önce Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındılar.


Testleri pozitif çıkan iki kardeş yoğun tedavi altında tehlikeyi tamamen atlatmış.


Yapılan tedavi sonucunda eski sağlıklarına kavuşma yolunda önemli bir mesafe kat etmiş.


Hastaneden taburcu olan Eldem kardeşlerin hem dinlenmeleri hem de geri kalan tedavileri bundan böyle evlerinde devam edecekmiş.


Tehlikeyi atlatan ve eski sağlıklarına kavuşacak olan Eldem kardeşlere “geçmiş olsun” diyoruz…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Veliler diyor ki…


 


öğrenciler dersleri internet üzerinden ve televizyondan takip ediyor.


Veliler ise çalıştıkları için çocuklarını anane ya da babaannelerinin evine bırakmak zorunda.


İnternet ve televizyon üzerinden yapılan ders s ırasında çocuklarına yardımcı olamıyor.


Anneanne ve babaanne ise anlamadığı için çocukların ders izleme ve dinleme sürecine müdahil olamıyor.


Durum böyle olunca, çocuklar izledikleri ve dinledikleri desten verim alamıyor.


çünkü…


İzledikleri ve dinledikleri dersleri kendilerine anlatacak, izah edecek, takıldığı yerleri açıklayacak anne ve babaları yanlarında değil.


O yüzden veliler der ki;


Bu internet ve televizyon üzerinden verilen dersler hafta sonları ya da akşam mesai sonrasında yapılsa…


Biz de çocuklarımızın yanında onlarla birlikte, onlara yardımcı olacak şekilde bulunsak fena mı olur?


İlgililerin bilgisine…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi