1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

En güzel günler, sıradan yaşadığımız günlermiş...

 


 


Gazeteci iki durumda yazmakta zorlanır…


Birincisi; Gündemde hiçbir şey yoktur, piyasalarda yaprak dahi kımıldamıyordur, konu bulmakta zorlanır ve yazamaz.


İkincisi ise; Gündemde o kadar çok konu vardır ve hepsi de birbirinden önemlidir ki, hangisinden başlayacağını, hangisini ön plana alacağını kestiremediği için yazamaz.


Hele hele bu konular birbirinden feci, birbirinden vahim ve birbirinden vicdan ve yürek dağlayan konular ise eli ayağına dolanır, ne yapacağını bilemez…


Adeta beyni yanar…


İşte dün sabah, ikinci bahsettiğim durumun psikolojisi ile oturduk klavyenin başına…


-“Ne yazmalıyız?”diye düşünürken geçti aklımızdan şu son bir hafta 10 günde yaşadığımız facialar…


Elazığ’da yaşadığımız deprem, bu depremde yitirdiğimiz 41 can ve sonrasında Kızılay ölçeğinde yaşanan kepazelikler…


Ardından…


Suriye İdlib’de şehit verdiğimiz o gencecik 8 askerimizi yitirmiş olmamız…


Daha gün geçmeden Van’da yaşanan çığ faciası ve bu faciada yitirdiğimiz, aralarında asker ve şehrimizin çocuğunun da bulunduğu 38 canımızın dağladığı yüreklerimiz.


Tüm bu olayların acısını içimizde yaşadığımız sırada yaşanan uçak faciası…


Peş peşe gelen korkunç olaylar ve kabus dolu günler…


İnsanın içinden yazmak gelmiyor…


ülke olarak peşi sıra yaşadığımız bu korkunç olaylardan çıkardığımız dersler var mı bilemiyorum…


Ama kendi adıma şunu çok iyi anladım ki, en güzel günler, sıradan yaşadığımız günlermiş!


Bu acıları üst üste yaşadıkça, o sıradan günlerin kıymetini bilemediğimi anladım!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Ben ona yakışmadığını söyledim!


 


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, depremzedeleri ziyaret sonrası, ailesi ile birlikte kayak merkezinde tatil yapmasını eleştirmiştik.


Her ne kadar önceden belirlenmiş bir tatil olsa da, İmamoğlu’nun o kayak merkezine gitmemesi gerektiğini söyleyip “Hep aynı şeyi söylüyoruz. Şaibeye yakın durmayacaksın arkadaş! CHP iktidar olacaksa, iktidarın yaptıklarının aynısını yapmakla bu iş olmaz. Keşke İmamoğlu o tatile gitmesiydi.” Demiştik…


Geçtiğimiz gün Van’da çığ faciası yaşandı.


Televizyon kanalları çığ faciasının yaşandığı bölgede canlı yayın yaparken, birden yayın kesildi ve kanallar Erdoğan’ın Kırıkkale mitingini vermeye başladı.


İşte bu detayı gören bir dostumuz “İmamoğlu’nu deprem sonrası tatil yapmakla eleştirdin. Peki, Erdoğan’ın çığ faciası esnasında miting yapmasına ne diyorsun?” diye sormuş…


Aynen şu cevabı verdik;


-“çığ faciası anında Erdoğan’ın miting yapması yakışıyor olabilir. Taraftarları da bunu normal bulabilir. Ben sadece deprem sonrasında tatil yapmasının Ekrem İmamoğlu’na yakışmadığını söyledim”


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Kurumları da başındakinin egosu batırır!


 


“Zengin babayı hayırsız evlat, Memur kocayı süslü avrat, Fakiri de kuru inat batırırmış” diye çok bilinen bir söz var ya hani…


Aslıda bu sözün mutlaka devamı olmalı.


Ya da bu söze bir şeyler daha ilave edilmeli…


Mesela…


-“siyasetçiyi etrafındaki yalakalar batırır” diye bir söz mutlaka eklenmeli.


Hatta…


-“Kurumları da başındakilerin egosu batırır” sözü kesin eklenmeli.


Niçin bunu söylüyoruz biliyor musunuz?


Hemen söyleyelim.


Bizim ülkemizde “Devlette devamlılık esastır” diye çok doğru ve yerinde bir laf vardır.


Ancak…


Bu lafa hiçbir zaman uygun davranılmaz.


Bir kurumda yönetici değişikliği olduğunda, yeni gelen yönetici ilk iş olarak eski yöneticinin yaptığı ne varsa hepsini kaldırmakla işe başlar.


Kaldırıp kenara attıkları arasında eski yöneticinin son derece yararlı uygulamaları da çöpe gider.


Yeni gelen yönetici, o kurumda her şeyin kendisiyle başlayıp kendisiyle biteceğini zanneder.


Bu öylesine güçlü bir egodur ki, ne gelenek kalır orta yerde ne de teamül.


Her geçen gün daha da kötüye giden kurumlara bir bakın…


Hemen hepsinin tek sebebi, yeni yöneticinin eki yönetici zamanında uygulanan her şeyi kaldırıp çöpe atmasıdır.


Daha da ötesi…


-“Gelen gideni aratır” sözünün çıkış kaynadığı tam da budur…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Hoşumuza gitti…


 


Zenginlerden alıp fakirlere dağıtmasıyla bilinen halk kahramanı Robin Hood var ya…


İşte bu kahramanın ruhu İspanya’da Madrit’te yaşamaya başlamış.


Olay şu;


Robin Hood isimli bir restoran açılmış Madrit’te…


Kahvaltı ve Akşam yemeği yenen bir restaurant.


özelliği, zengin müşterilerin biraz fazla ücret ödemesi sonucu fakirlere ücretsiz yemek verilen bir Restaurant olması…


Varlıklı insanlar büyük ilgi göstermeye başlamış restaurant’a.


Onlar ilgi gösterip para bıraktıkça ücretsiz yemek yiyen fakir sayısı da çoğalmış…


Ortaya, restaurant’ın ismine uygun bur durum çıkmış…


Kısacası…


Zenginden çalıp fakire dağıtma yerine, zenginin gönül rızasıyla verdiği ve fakirin de istifade ettiği bir ortam oluşmuş.


Hoşumuza gitti…


……………………………………


Biraz da gülmek lazım


Temel ile Dursun hayatlarında ilk defa İstanbul’ a gelmişler. Şehir içi minibüslerine binip çıkmışlar gezinmeye. Muavin sık sık durak isimlerini tekrarlıyormuş : EYüP, FATİH, LEVENT…İnmesi gerektiği durağa gelen yolcular inip yeni yolcular biniyormuş. Uzun bir süre yolculuk ettikten sonra Dursun dayanamayıp Temel’ e sormuş :
- Ula Temel, hacen biz nerede inaceguz daaa!!! Temel cevap vermiş :- Dur ula, muavin bizim ismimizi okisin, pizde ineruz.


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi