1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Eskişehir niçin Cumhuriyet Kentidir biliyor musunuz?

Sık sık duyarsınız “Eskişehir Cumhuriyet kenti” tanımını…
Bu tanım genelde siyaset anlamında çokça kullanılır ama tanımın gerçekte siyasetle hiçbir alakası yoktur.
Zira…
Eskişehir, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren son derece modern, sosyal ve kültürel yaşamın dolu dolu yaşandığı bir kent olmuştur.
Anadolu’nun hiçbir ilinde olmayan sosyal ve kültürel yaşam Eskişehir’de, İstanbul’daki sosyal ve kültürel yaşamı aratmayacak boyutta yaşanmıştır.
***

Bunu nereden mi biliyoruz?
Yolu bir şekilde Eskişehir’e düşmüş, bu şehirde kısa da olsa yaşama imkanı bulmuş örneğin Köy Enstitülerinin kurucusu olan İsmail hakkı Tonguç’un yazdıklarından öğreniyoruz.
örneğin…
Bir süre Mihalıççık ilçesinde yaşayan Atatürk’ün manevi kızı Ayşe Afet İnan’nın hatıralarından, öğretmen olarak ilk görev yeri Eskişehir olan Muazzez İlmiye çığ’ın röportajlarından, Eskişehir’de Kızılay adına gönüllü çalışan Halide Edip Adıvar’ın kurtuluş savaşı sırasında ve sonrasında yazdığı romanlardan öğreniyoruz…
Hemen hepsi Eskişehir’i tanımlarken, yıllar öncesinde bile, şehirde yaşayanların modernliğine ve şehrin sosyal-kültürel hayatının mükemmelliğine vurgu yapmışlar.
HHH
Peki bunun nedeni ne olabilir?
Bizce tek bir nedeni var: O da Cumhuriyetin ilk yıllarında Eskişehir’e yapılan sanayi kuruluşları…
Yani…
Bugün Tülomsaş olarak faaliyetine devam eden Eskişehir Lokomotif ve Motor Sanayi…
Şeker ve Şeker makine fabrikaları…
Sümerbank Basma Fabrikası…
Kısacası; Eskişehir’de yaşayan her 10 kişiden 3-4’ünün çalıştığı devlete ait fabrikalar bunlar…
Peki nasıl oluyor da bu fabrikalar Eskişehir’in modern, sosyal ve kültürel yaşama sahip bir kent olmasını sağlıyor?
Bunun için o fabrikalara detaylı olarak bakmakta fayda var…
Zira o fabrikalarda Cumhuriyetin ta kendisi var…
***

Zamanın o müthiş kafası fabrika yaparken sadece üretimi düşünmemiş…
Fabrikayla birlikte, her türlü ihtiyacın rahatlıkla giderilebileceği detaylar da özellikle gerçekleştirilmiş…
örneğin; Hepsinin fabrika sahası içinde bir Sinema, Tiyatro ve düğünler ile özel günler için planlanmış birer salonu var.
Hepsinin içinde düşünülmüş mutlaka bir spor sahası mevcut.
Hepsinin içinde konaklama dahil bir sosyal tesis ve lokal var.
Hepsinin içinde, her türlü ihtiyacın temin edilebileceği birer kantin var mesela.
Hepsinin içinde kütüphane, yatakhane, dershaneler var…
Hepsinin içinde lojmanlar, mesire ve dinlenme alanları ile bol bol ağaçlar var…
***

Bu fabrikalarda çalışanlar ile ailelerinin, Sinema-Tiyatro-konser gibi bir özlemleri hiç olmamış mesela…
Fabrika salonlarında bol bol izleme imkanı bulmuşlar…
Spor’dan pikniğe, eğlenceden sohbete kadar her türlü sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılama imkanı bulmuşlar.
İşte bu yüzdendir ki, bu kent Cumhuriyetin sanayi yatırımları ile modern, sosyal ve kültürel bir hüviyetin sahibi olmuş.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kazanılan bu özelliğini de yıllarca sürdürerek, bugünlere kadar taşımış.
Eskişehir işte bu yüzden Cumhuriyet kentidir…
İşte bu yüzden Eskişehir’e baktığınızda Cumhuriyetin ta kendisini görürsünüz…
***

Not- Şimdi diyeceksiniz ki; Eskişehir o yıllarda 6’ncı sıradayken bugün niçin 26’ncı sırada?
Bunun tek cevabı; Eskişehir’in, süreç içinde devletten çıkan sanayinin özel sektöre geçişini ıskalamış olmasıdır…

Yani…
Geçiş sürecinde, özel sanayi hamlesini kaçırmış olmasıdır…


.....


Bir rekor da Kabukçuoğlu’ndan…


Geçtiğimiz gün bu köşede CHP Eskişehir milletvekili Utku çakırözer’in meclis performansını dile getirmiştik.
İmzasının bulunduğu kanun tekliflerinden, verdiği soru önergelerine, Meclis araştırma önergesi sayısından meclis konuşmalarına kadar güzel bir performans sergilediğini ifade ettiğimiz yazıda “Utku çakırözer mecliste rekor kırmış” yorumunda bulunmuştuk.
Biz bu yorumda bulunurken İYİ Parti Eskişehir milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’na biraz haksızlık etmişiz.

Şöyle ki:
İYİ Parti Eskişehir milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’nun bir yıllık performansı, sayılar itibarıyla baktığımızda bir başka rekoru gösteriyor…
Zira…
Milletvekili Kabukçuoğlu Türkiye büyük Millet Meclisi çatısı altında, 10 kanun teklifine imza vermiş.
95 soru önergesi sunmuş. 26 meclis araştırma önergesi, 48 genel kurul konuşması ile  73 komisyon konuşması yapmış.
Kısacası…
Güzel bir performans ortaya koymuş…


.....


Bunu birbirinize değil de  hükümete söyleseniz?


Tülomsaş’ı ziyaret eden Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir küpeli şöyle diyor:
-“TüLOMSAŞ ülkemizin tek lokomotif üretici firması olması nedeniyle YHT üretimi için ideal bir kurumdur. TüLOMSAŞ’ ın bugüne kadar edinmiş olduğu tecrübelerle gerek yurt içi gerekse yurt dışı firmalarla sayısız ortak proje başarıyla gerçekleştirilmiş ve ticarileştirilmiştir"
Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli’yi ağırlayan Tülomsaş genel müdürü Hayri Avcı ise şunu söylüyor:
-“Konusunda uzman ve kalifiye iş gücümüz ile  Ar-Ge ve İnovasyon faaliyetlerini etkin olarak sürdürmekteyiz. Kamuda kurulan ilk Ar-Ge merkeziyiz. Nitelikli personel kadromuz, sürekliliğimiz ve Ar-Ge faaliyetleri noktasında yüksek hızlı tren setlerini üretmek için gerekli altyapımız hazır. Biz TüLOMSAŞ olarak yüksek hızlı tren setlerini üretmeye talibiz”
İkisinin de söylediği doğru ama hiçbir anlam ifade etmiyor…
çünkü…
Hükümet ısrarla bunu Tülomsaş’a yaptırmıyor…
Diyeceğimiz o ki: “Bu talebi birbirinize değil, hükümetin karar vericilerine söyleyin. çünkü yaptırmayan onlar”
Gerçi hükümetin o karar alıcıları da, her Eskişehir’e geldiklerinde “Tülomsaş onu da yapacak, bunu da yapacak” diye, atıp-tutup, savurup, arkalarına bile bakmadan gidiyorlar ama neyse…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi