Finlandiya, İsveç ile Rusya arasında kalmış küçük bir ülke…
Yıllar boyu bir İsveç’in, bir Rusya’nın işgalinde kalır.
Zor doğa şartlarına sahip, bataklıkları bol olan ülkede Snelman diye bir adam çıkar ortaya…
Dönemin büyük bir bilgini, filozofu ve siyasetçisidir bu isim.
-“Finlandiya her zaman İsveç ve Rusya tarafından işgal edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu kuvvetli komşulara karışı direnebilmesi için tek bir şart vardır. O da; kültür bakımından onlardan daha yüksek olmasıdır” diyerek, yanına aldığı birkaç genç öğretmen, din adamı, memur  ve avukatlarla seferberlik başlatır.
Snelman’ın başlattığı seferberlik; halk kitlelerinin aydınlatılması seferberliğidir.
ülkeyi karış karış gezerler.
Her gittikleri yerde Fin kültürünün oluşmasını sağlarlar.
Sonuçta Finlandiya Avrupa’nın birçok ülkesinden daha yüksek bir refah seviyesine ulaşır.
Sonuç olarak;
Finlandiya’nın yoktan var olmasının temelinde, Snelman’ın başlattığı kültür seferberliği vardır.
Bu seferberliği başlatan sözü ise; “Ne zaman bizim küçük milletimiz, kendi büyük komşularından daha yüksek bir medeniyete sahip olursa, işte o zaman tehlike ortadan kalkmıştır” sözüdür…

***

Finlandiya’nın yukarıda anlattığımız hikayesi aslında “Bataklıklar ülkesi” nin, ülkede başlatılan eğitim ve kültür seferberliği ile “Beyaz zambaklar ülkesi” haline gelmesi hikayesidir.
Bu hikâye de Grigory Petrov’un “Beyaz Zambaklar ülkesi” kitabında detaylıca anlatılır.
Genç Türkiye Cumhuriyetinin başlattığı aydınlanma hareketi devam ederken Atatürk söz konusu kitabı okur.
çok hoşuna gider…
Finlandiya’nın bu destansı başarısına hayran kalır. Derhal kitabın Cumhuriyet okullarında rehber kitap olarak okutulmasını, Askeri okulların da müfredatına konulmasını ister.
Zira…
Finlandiya’nın eğitim ve kültür alanındaki bu destansı başarımsı, Anadolu topraklarında yapılmaya başlayan eğitim ve kültür seferberliğinin hayata geçmiş halidir.

***

Tatildeyken, daha önce okumuş olduğumuz “Beyaz zambaklar ülkesi” kitabını yeniden okuduk.
Eğitim ve kültüre önem verme sayesinde koca koca ülkelerin nasıl önüne geçilebileceğini,
Yine…
Eğitim ve kültüre önem verilmemesi halinde, küçücük ülkelerin ardında kalınacağını bir kez daha anladık…
Ve şunu da anladık ki…
Haklı olmak yetmiyor…
Güçlü olmak gerekiyor…
Gerçek güç ise, eğitim, kültür ve medeniyetle sağlanabiliyor…

....

Eskişehirspor
renkleri karşılayacak
denizcileri…

Orhan Barda İstanbul’daki Eskişehirli Yönetici ve İşdamları Derneğinin başkanlığını da yapan, Eskişehir aşığı bir hemşerimiz.
Orhan Barda aynı zamanda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde, Genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi.
İstanbul Boğazı, Marmara girişinde bulunan Yıldız Kayalığı Feneri bir süreden bu yana restore ediliyormuş.
Restore çalışmaları tamamlanan Yıldız Feneri geçtiğimiz günlerde denizcilerin hizmetine sunulmuş.
Genel müdür Eskişehirli, Eskişehir aşığı ve sıkı bir Eskişehirspor taraftarı olunca, restore edilen fenerin renkleri de haliyle Siyah-Kırmızı olmuş…
Velhasıl…
Bundan böyle, İstanbul boğazı Marmara girişinde denizcileri, yenilenen ve Eskişehirspor’un renklerine bürünen Yıldız Feneri karşılayacak.
Eskişehir’i ve Eskişehirspor’u hatırlatacak olan her şey ve yapılan her girişimin çok önemli olduğunu bu sütunlarda defalarca yazıp çizdik.
Eskişehir’i aklından bir an olsun çıkartmadığı için kutluyoruz Orhan Barda’yı…

.....

çok başarılı bir işe imza atmış ESçAD

Eskişehir’de görev yapan sağlık çalışanları, Korona virüs nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına hitaben ‘Ayletme Beni’ isimli Karadeniz türküsünü seslendirmiş.
Korona virüs yüzünden hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının anısına Eskişehir Yunusemre Devlet Hastanesi, Eskişehir Şehir Hastanesi, ESOGü Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi çalışanları ve Eskişehir Sağlık çalışanları Derneği (ESçAD) üyeleri tarafından seslendirilen ve sosyal medyada paylaşılan video klip çekiminde 30 sağlık çalışanı görev almış…
Klipi izledik…
Seslendirilen türkünün ezgisi de, türküyü eslendiren sağlık çalışanlarının ses tonları da bizi bizden tam anlamıyla aldı.
Eskişehir’deki sağlık çalışanları son derece güzel, başarılı ve anlamlı bir işe imza atmış…
İlk fırsatta kesinlikle izleyin…
İnanın dinlerken ve izlerken, tüyleriniz diken diken olacak…
Her birinin emeğine sağlık…