1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"İhanet" demek istemiyoruz ama...

 


 


Gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarının Eskişehir’e önemli hizmetleri oldu.


Bu kesinlikle yadsınamaz.


Her belediye başkanı döneminde Eskişehir gerek şehirleşme gerekse diğer hizmetler anlamında önemli kazanımlar elde etti.


Ancak…


Geçmişte bana göre, özellikle şehirleşme adına yapılan iki büyük hata var…


Birincisi: tarihi Odunpazarı bölgesinin tam da önüne, çifteler caddesi boyunca, bitişik nizam 7-8 kat inşaat izni verilmesi…


Bu resmen, Tarihi Odunpazarı Bölgesinin önüne çekilmiş bir duvar oldu.


O güzelim tarihi doku, izni verilen 7-8 katlı ve tek sıra dizilmiş binaların arkasında kaldı.


Halbuki, cadde boyunca 2-3 kat ile sınırlı kalsaydı, Odunpazarı’nın o yükselerek giden tarihi dokusu, çifteler caddesi üzerinden bile rahatlıkla ve detaylı bir şekilde güdülebilecek, şimdiki yan yana dizilmiş olan 7-8 katlı binalar, o güzelim tarihi evleri arkasına saklayamayacaktı.


İkincisi ise: Yine Adalar Sahil Yolu’nda, porsuk’un her iki tarafına verilen 7-8 kat bina yapım izni.


Yukarıdan bakıldığında, birbirine yapışık yüksek binalar ile adeta porsuk’un iki duvar arasında sıkışıp kaldığını görüyorsunuz…


Keşke, bu bölgede porsuk’un her iki yanına da ayrık nizam ve kat yüksekliği 2-3’ü geçmeyen inşaat ruhsatları verilseydi.


“İhanet” gibi ağır bir kelime sarf etmek istemiyoruz ama her iki bölgeye de geçmişte  verilen bitişik nizam 7-8 katlı bina izinleri, Eskişehir’in sahip olduğu iki önemli güzelliği büyük bir zaafa uğrattı.


Geçmişte bu iki hata yapılmamış olsaydı, bugün daha güzel bir tarihi Odunpazarı Bölgesi, daha güzel bir Porsuk ve Adalar çevresi mümkündü…


....


 


Emirdağlılar kavgada bile bir araya gelemez!


 


Emirdağlılar, Eskişehir’de önemli bir nüfusu oluşturuyor.


Sayıları öylesine fazla ki, birlik olmaları ve birlikte hareket etmeleri halinde, içlerinden rahatlıkla Milletvekili ve Belediye başkanı çıkartacak konumdalar.


Birlikte hareket etmeleri halinde, seçimin kaderini belirleyebilecek bir nüfusa sahipler.


Kısacası…


Birlik olmaları halinde, bir şehirde yaptıramayacakları hiçbir şey yok.


Fakat gelin görün ki, Emirdağlıların en büyük özelliği, kavgada bile bir araya gelememeleri.


Bunun nedenleri nedir bilemiyoruz ama kavgada bile bir araya gelememelerinin örnekleri bir hayli fazla.


Emirdağlı bir adayın seçimlerde aldığı çok az oy sonrasında “Bu oy partininse Emirdağlıların oyu nerede? Bu oy Emirdağlıların ise, partinin oyu nerede?” bunun yaşanmış bir örneğidir.


Geçtiğimiz 3 adaylı vakıf kongresinde yaşananlar başka bir örnektir mesela…


Belçika’da Milletvekili çıkartmayı başarıp da, Eskişehir’de Belediye meclis üyesi dahi çıkartma etkisine sahip olamamaları bir başka örnektir…


Emirdağlı olmalarına rağmen birbirleriyle kavgalı olan oda ve dernek başkanlarının olduğunu söylemiyoruz bile…


Sonuç olarak:


Eskişehir’deki Emirdağlıların kavgada bile bir araya gelemediklerine ilişkin söz, yukarıdaki yaşanmış örnekler de göz önüne alındığında doğru bir sözdür…


önceki gün Emirdağlılar Vakfının yeni hizmet binası açıldı.


Açılış oldukça görkemli yapılmış, çok sayıda katılım olmuş.


Açılış töreni sonrasında davetliler yeni hizmet binası içindeki bir masada görüntülenmiş.


Kimler yok ki masada:


Vali, Milletvekilleri, Emniyet müdürü, Belediye başkanları, Oda başkanları, parti yöneticileri, sendikacılar…


Fotoğrafı görünce ister istemez “Emirdağlılar bir araya gelemiyor ama Emirdağlı olmayanları bir araya getirmeyi başarıyor. Bu da iyi bir şey olsa gerek” dedik…


öyle ya…


Ya onu da yapamasaydılar!


Ne diyelim…


Umarız bu bir araya getirme becerisini, bundan sonra bir araya gelebilmede de gösterirler…


....


 


 


İyilik yapmayacaksın kardeşim!


 


 


Sarar yönetimi hesaplara, kitaplara bakıyor…


Sezon satış hareketleri, ekonomik koşullar ve üretim-döviz dengesini falan irdeliyor.


Sonunda “Geçici de olsa bir miktar küçülmemiz gerekir” kararına varıyor.


Küçülme için maliyetlerin indirilmesi gerekiyor.


Yani çalışan sayısının azaltılması, tasarrufa gidilmesi ve benzeri tedbirler gerektiriyor.


Tedbirlerin tamamı bir talimatla yerine getiriliyor.


Ancak…


Bu tedbirlerden en zoru, çalışan işçilerin bir bölümünü işten çıkartmak oluşturuyor…


çalışan işçilerin bir bölümünü direkt işten çıkartmayı içine sindiremeyen yönetimin aklına şöyle bir yöntem geliyor…


önce, kurum içi bir yazı ile küçülme kararı alındığı belirtiliyor…


Daha sonra aynı yazıda, emekli olup kurumda çalışanların istemeleri ve başvurmaları halinde, tazminatlarının derhal ödenmesi karşılığı iş akitlerinin sonlandırılabileceği ifade ediliyor…


Son derece iyi niyetle yapılmış bir hareket aslında…


Fakat…


Bu kurum içi yazı, yine kurumun içinden dışarıya sızdırılıyor…


Söz konusu haber, olayı anında “Sarar işçi çıkartıyor”, “Sarar zor durumda”, “Sarar da batıyor” gibi aslı astarı olmayan bir şekle sokuyor.


Anlayacağınız…


İşverenin olabildiğince iyi niyeti, aynı işvereni olabildiğince güç duruma düşürüyor…


Hani en zor olan, hiçbir suçunuz olmamasına rağmen suçluymuşsunuz gibi muamele görmektir ya…


İşte! Sarar yönetimi de var olan gerçeği anlatabilmek, hakkında çıkan söylentilerin gerçek olmadığını izah edebilmek için adeta çırpınıyor.


Sonuç olarak; 


Sarar’ın başına ne geldiyse, iyi niyetli yaklaşımı nedeniyle geldiği gibi bir gerçek var önümüzde…


Böyle olaylara tanık oldukça, insan ister istemez ve zaman zaman “Demek ki iyilik yapmayacaksın” diye düşünmüyor da değil hani…


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi