1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İl başkanları mevsimlik işçi gibi...

 Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre süreci var ve bu sürecin sonunda kimin il başkanı olacağı konuşuluyor.
Arada bir sürü isim gidip geliyor.
Her isim ortaya çıktığında, birileri tarafından  “Ondan olmaz” direnci çıkıyor ortaya.
Bu direncin herhangi bir nedeni yok.
Herhangi bir gerekçesi de yok.
Söylenilen sadece “Ondan olmaz!”
“Neden olmaz” ın izahına gerek dahi duyulmuyor.
çünkü…
Ortaya atılan muhtemel il başkan isimlerinin il başkanlığı yapıp yapamayacağı ile kmse ilgilenmiyor.
Hiç kimse, isimlerin il başkanlığına yakışıp yakışmayacağını düşünmüyor.
Hiç ama hiç kimse, bu isimlerin koltuğu doldurup doldurmayacağına, bilgi ve donanımına bakmıyor.
Herkesin istediği sadece “İl başkanı bana yakın biri olsun” dan ibaret.
Herkesin tek kriteri “Benim lafımdan çıkmasın, beni desteklesin, benim önümde stoperlik yapsın” düşüncesi…
CHP’de herkes partiye il başkanı falan aramıyor.
Partide herkes, il başkanlığı yapacak ama kendi memuru olacak adam arıyor.
İşte bu yüzden CHP’de il başkanı olanlar sürekli birilerinin adamı olarak anılıyor.
İşte bu yüzden CHP’ye il başkanı olanlar, o göreve birileri tarafından getiriliyor.
İşte bu yüzden CHP il başkanları, birilerinin önünde stoper oluyor…
Bence böyle hiç olmuyor…
İl başkanlarının mevsimlik işçiden farkı kalmıyor…


.....


Sizce de bu işte bir yanlışlık yok mu?


AKP ve CHP…
İki ayrı ve birbirinin zıttı olan iki parti.
Geldikleri konuma baktığınızda insanı gerçekten şaşırtıyor.
Nasıl şaşırtmasın ki?
Bakın şöyle bir gerçek var örneğin:

-AKP’de, partiyi yönetenler eğitimli ama oyu eğitim düzeyi düşük kesimden alıyor…
-CHP’de ise,  partiyi yönetenler yetersiz ama oyu eğitim düzeyi yüksek kesimden alıyor…
Dahası:
-AKP zenginlik vaat edip fakirlere oynuyor…
-CHP, fakirlikten yakınıp zenginlerden oy alıyor.
Durun bitmedi:
-AKP ilginç bir şekilde garibanın partisi haline geldi…
CHP ilginç bir şekilde tuzu kuruların partisi oldu…

Hatta…
AKP’nin oy deposu şaşırtıcı şekilde kırsal kesim oldu…
-CHP’nin oy deposu şaşırtıcı şekilde şehir merkezleri haline geldi.
AKP’de olması gereken oy tabanı CHP’de, CHP’de olması gereken oy tabanı AKP’de çıkıyor.
Sizce de bu işte bir terslik yok mu?
Bu durum sadece bana mı ters geliyor?


.....


Bu da önemli bir şey yani…


Şimdi yazacağımız meseleyi,  yazıp yazmamak konusunda çok düşündük.
Sonunda…
“Meseleyi hiç olmazsa kişiler ve kurumlar rencide olmayacak şekilde, isim vermeden aktarabiliriz.” düşüncesiyle yazmaya karar verdik.
Efendim! Mesele şu:
üniversitelerimizden birinin, bir fakültesinde, bir öğretim üyesinin, bir kız öğrenciye sözlü ve yazılı taciz iddiası var.
Konu iddia aşamasında olduğu için isim vermiyoruz.
Fakat söz konusu  iddia, öğretim üyesinin kız öğrenciyi cep telefonu mesajlarıyla taciz etmesine yönelik.
Bu yazıyı yazmamızın amacı, taciz gibi iğrenç bir iddiayı köşemize taşımak kesinlikle değil.
Konuyu yazmaya karar vermemizin asıl amacı, tacize uğradığını iddia eden öğrencinin yaşadığı durumu bölüm başkanına, bölüm başkanının durumu fakülte dekanına, dekanın da durumu üniversite yönetimine iletmesi, bunun sonucunda üniversite yönetiminin de gereğini yaparak, öğretim üyesine anında yaptırım uygulamış olması…
Bir anlamda, üniversite yönetiminin olaya kayıtsız kalmaması, el koyması ve gereğini yapmış olması…
Şimdi kalkıp “taciz gibi iğrenç bir olaydan mutluluk mu çıkartıyorsun? üniversite yönetimi sonuçta yapması gerekeni, yani  görevini yapmış.” diye düşünebilirsiniz…
Elbette mutluluk falan çıkarttığımız yok…
Elbette üniversite yönetimi üzerine düşen görevi yapmış ama…
Benzeri pek çok olayın üzerinin örtüldüğü, aldırış edilmediği, görmezden gelindiği örneklerine pek çok kereler tanık olduğumuz için, bu durum önemli geldi bize…


.....


Biraz da gülmek lazım


Savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alırken, kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark eder. Hemen karşı tarafa sinyal gönderir ve şu mesajı geçer:
— Derhal rotanızı 30 derece doğuya çevirin.
Karşıdan anında yanıt gelir:
— Sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Şaşıran komutan, sinirlenir, mesajı yineler:
— Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!
Karşıdan:
— Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Komutan öfkeden küplere biner, bu kez mesaj da:
— Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece doğuya çevir!
Yanıt:
— Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Sinir katsayısı fırlayan komutan, mürettebata tüm topları ateşe hazır hale getirmelerini emreder ve son mesajını gönderir:

—Burası bir savaş gemisi, rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız!
Karşıdan:
—Burası da bir deniz feneri ve ben fener bekçisi Oliver! Rotayı 30 derece doğuya çevirmezsen, birazdan kayalara çarpacaksın!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi