1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İmar değişikliği rant ve peşkeş çekmek için yapılmıyorsa...

Aralarında TüLOMSAŞ’ın da bulunduğu 3 şirket, Ankara’da kurulan TüRASAŞ isimli bir şirket çatısı altında birleştirildi.
Böylelikle…
Eskişehir’in asırlık firması TüLOMSAŞ’ın hükmi şahsiyeti sona ermiş oldu…
Genel müdürlük statüsündeki Eskişehir firması, yeni kurulan şirketin resmen Eskişehir Bölge müdürlüğü haline geldi.
***
Bunun hemen ardından;
500 dönümlük arazi üzerine kurulu bulunan 126 yıllık TüLOMSAŞ’ın arazisi için, TCDD tarafından, imar plan değişikliğine yönelik ihaleye çıkıldı…
Söz konusu ihaleye çıkılmış olması, kamuoyunda ister istemez, “hükmi şahsiyeti sona eren TüLOMSAŞ’ın arazisi ranta kurban mı edilecek?” endişesi yarattı.
Yaşanan bu endişe üzerine TCDD bir açıklama yapmak durumunda kaldı ve yaptığı açıklamada, TüLOMSAŞ arazisinin bugüne kadar 1000 ölçekli imar planının bulunmadığı, ihalenin, söz konusu arazinin imar planına kavuşması adına yapıldığı ifade edildi…
Ancak…
TCDD  “İhale, sırf söz konusu alanın imar planına sahip olması adına yapılıyor” dese de, bu yöndeki açıklaması kamuoyunu ikna etmedi…
Zira…
Kamuoyunun büyük bölümü, TüLOMSAŞ alanı için imar değişikliğine yönelik ihale açılmasıyla ilgili, “Söz konusu alan ranta kurban edilecek, birilerine peşkeş çekilecek” düşüncesi taşıyor.
***
TüLOMSAŞ arazisine yapılacak imar planlamasının, TCDD’nin söylediği gibi gerçekten bölgeyi imara kavuşturmak amacıyla mı yoksa kamuoyunun endişe duyduğu gibi bölgenin ranta açılıp, birilerine peşkeş çekilmesi için mi yapıldığını bilemiyoruz…
O nedenle…
İmar planlamasının, bölgeyi ranta açma ve birilerine peşkeş çekme adına yapılma ihtimalini düşünmek bile istemeyiz.
Eğer gerçekten söz konusu imar değişikliği, bölgenin imar planına kavuşması adına yapılacaksa, o zaman Eskişehir adına bir öneride bulunmak isteriz…
***
Şöyle ki;
Şehrin merkezinde sıkışık bir trafik var.
Bu sıkışıklığın bir nedeni de trafiği yoğun olan bazı caddelerin çevre yollarına bağlanamayışından kaynaklanıyor.
örnek vermek gerekirse; Ali Fuat Güven Caddesi’nden aracınızla gittiğinizde karşınıza TüLOMSAŞ’ın duvarı çıkıyor…
Diğer taraftan…
Atatürk Caddesi’nden aracınızla gittiğinizde, bu kez karşısına Gar binası çıkıyor…
Her iki Cadde de, biri TüLOMSAŞ duvarını, diğeri ise Gar binasını aşıp, Bursa ve Kütahya çevreyollarına bağlanabilse, trafiği bir nebze olsun rahatlatır.
Diyeceğimiz o ki;
Eğer bu imar değişikliği yapılırken böyle bir şey düşünülür mü bilemiyoruz…
Fakat, düşünülse ve gerçekleşse Eskişehir adına  hiç de  fena olmaz hani….


.....


Erdoğan’a değil
ama atadıklarına...


AK partililerin tamamının Erdoğan’a karşı sevgisi ve saygısı var…
Yanlış buldukları uygulama ve söylemlerinde bile kendisine kızamıyorlar…
Hatalı olduğunu içten içe kabul ettiklerinde dahi eleştiri yapmıyorlar.
Her söylediğini kabulleniyor, o önceki söylediğinin tersini söylediğinde bile onunla birlikte dönüyorlar…
O yüzden, Erdoğan’ın AK partililer üzerinde mutlak bir dokunulmazlığı var…
Ne söylerse söylesin Erdoğan’ın gerek söylemleri gerekse davranışlarının arkasında duran AK Partililer Erdğan’a laf kondurmuyor ama…
Erdoğan’ın seçmiş olduğu Bakanlardan yakınıyor…
Erdoğan’ın seçmiş olduğu milletvekillerinden dertleniyor.
Erdoğan’ın seçtiği il ve belediye başkanlarına ateş püskürüyor.
Erdoğan’ın çevresinde yer tutan gazetecilerden iğreti oluyor.
Dahası…
Erdoğan’ın atadığı Rektörlerden, bürokratlardan dert yanıyor…
-“Erdoğan’ı bitirse bitirse muhalefet değil, bakanları, milletvekilleri, il ve belediye başkanları, rektörleri ve bürokratları bitirecek” diyor.
Halbuki yukarıda da söyledik…
Bakanından vekiline, il ve belediye başkanından bürokratına ve rektörüne kadar AK partililerin tepki gösterip kızdığı,  “Bunlarla bu dava yürümez” dediği her isim bizzat Erdoğan tarafından atanıyor ya da görevlendiriliyor…
Ama AK partililer, Erdoğan’a kızmıyor. Kızamıyor…
AK Partililerin sopasını, atamayı yapan değil, her zaman atanan yiyor.
Bu da çok enteresan bir durum!


.....


Halimiz!


Piyasalarda durum şu sıralar bir hayli sıkıntılı.
Döviz yükseliyor, buna bağlı olarak her türlü mal ve hizmet zamlanıyor…
Hiç kimsenin ağzından “İşler son derece iyi” lafı çıkmıyor.
Sorulduğunda en çok “Bu günümüze şükürler olsun. Ama eski işlerin yarısı bile yok” diyenle karşılaşıyoruz…
Bunun yanı sıra “Resmen battık. Bu şartlar altında nasıl toparlarız bilemiyorum” diyen de bir hayli fazla.
Sonuç olarak…
Ekonomi mevcut haliyle keyif kaçırıyor.
Kaçan keyif de piyasalara olabildiğince olumsuz yansıyor.
***

Eskiden de, yani bundan birkaç yıl öncesinde de ekonomi süper falan değildi.
Bunu anlamak için şehir merkezinde şöyle bir dolaşmak yetiyordu.
Zira…
Şehirde en kalabalık işyerleri; Şans oyunlarının oynandığı İddia ve Ganyan bayileri, Meyhaneler ve Camilerdi…
Biz de bu tablo üzerinden piyasaların durumuna ilişkin "Kimileri geleceği şansta görüyor, kimileri ‘her şey buraya  kadarmış’ deyip, kendisini içkiye vuruyor, çoğu da işi Allaha havale ediyor." çıkartımı yapıyorduk…
HHH
Güvenirliği kalmadığı için insanlar artık şans oyunlarını eskisi gibi oynamıyor.
Yani…
İddia ve Ganyan bayileri eskisi gibi kalabalık değil ve insanlar artık geleceği şansta görmekten vazgeçmiş.
İçki aşırı pahalandığı ve insanlar içkiyi evinde yapmaya başladığı için, meyhaneler ve mekanlar boşalmış,  insanlar kendini içkiye de veremez olmuş…
Anlaşılan o ki, bir tek Allah’a havale kısmı devam ediyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi