Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

İNADIĞIN KADARSIN


İnançlarımız doğrultusunda yaşıyoruz bilindiği üzere. İnandığımız şeyin doğruluğunu sorgulamadan belki de körü körüne inanmaya devam ediyoruz. Sorguladığımız zaman sanki kendimizi suçlu hissederiz diye de korkuyoruz. Çünkü inandıysak doğru demektir!
Bu konu da psikoloji de yapılan bir deney bizim inancımız doğrultusunda hareket ettiğimizi ve doğrusunu yanlışını sorgulamadığını apaçık ortaya koymuş. Etik ihlaller konusunda eleştirilere maruz kalsa da bu deney psikolojinin ve psikiyatrinin gelişimine katkı sağlamıştır.
Gelelim bu deneyi detaylandırmaya; “Normal”, zihinsel yönden sorun yaşamayan 8 araştırmacı bu deneye katılıyor ve tanı alıp Amerikan akıl hastanesine yatmaya çalışıyorlar. Bildikleri tek semptom ise sesler duydukları. Aslında böyle bir durum yokken kendilerini şizofreni tanısı almaya yatkın göstermeye çalışıyorlar. Hastaneye yatırıldıklarında ise normal davranmaya başlıyorlar. Kibarca bilgi verilmesini istediklerinde ise reddediliyorlar. Daha sonra şizofreni tanısı ile yaftalamanın düşük statü ve güçsüzlük olduğunu bildiriyorlar. Bir süre geçince durumu itiraf edip semptomlar olmadığını ve kendilerini iyi hissettiklerini açıklıyorlar. Yine de taburcu edilmeleri genel olarak “remisyonda şizofreni” tanısı olmak koşulu ile üç haftayı buluyor. Demek ki hastanede çalışanlar da dahil olmak üzere bu duruma inandıkları için kuşku daha ön plana çıkıyor.
Tıpkı bu deney gibi hayatımızda da inançlarımızın kölesi olmuş durumdayız. Çoğu durumda inançlarımız doğrultusunda hareket ediyor aksi durumların gerçekliğini göz önünde bile bulundurmuyoruz. İspatlansa bile biz inandığımız doğruların peşinden gidiyoruz ve kendime doğru bir tanedir diye de açıklamalar buluyoruz. Evet doğru bir tanedir ama herkesin doğrusu birazda kendinedir. Kendi doğruları olan insanlar karşısındaki kişilere de bu doğruları ispatlamaya yönelik bir çok delil sunarlar ve onlara inanılmadığında ise buna tepki gösterirler. Benim bu hafta asıl değinmek istediğim konu başkasının da doğrusu olabildiğini kabul etmemiz ve zor da olsa empati yaparak bu doğruya onun açısından bakmaya çalışmamız. Eğer böyle davranırsak hayatta mutlu olma oranımız daha da çok artar.
Mutlu olmak istiyorsak empati yapmayı hayat merkezimiz haline getirmeliyiz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi