1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İşte böyle bir şey bu sistem...

ülke bir anda Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemine geçti.
Sistemin işleyişinde ortaya çıkan aksaklıkları ve bu aksaklıkların ülkeyi soktuğu sıkıntıları bir tarafa koyun…
Söz konusu sistem, seçimlerde de oy oranının yüzde 50 artı 1 olması şartını getirdi.
İşte en kötüsü de bu oldu.
Zira 1 oy dahi kıymetli hale geldi…
Peki, 1 oyun dahi kıymetli olduğu bir seçim sisteminde seçimlere giderken ne olur?
Hemen söyleyelim…
öncelikle o 1 oyu almak için bir tarafta tehditler başlar diğer tarafta ise tavizler.
Yani…
Cemaatlerden tutun da sivil toplum örgütlerine kadar her türlü kuruluş “Hah! İşte şimdi benim oyuma ihtiyacın var. Benim söylediğimi ve istediğimi yapacaksın” diye üstü kapalı tehdit eder…
Beri yanda o oylar gitmesin diye tavizler verilir…
Birilerine vermiş olduğunuz her taviz, diğer bir kesimi sizden uzaklaştırır.
O 50 artı 1 oyu almak için, defalarca “Yapmam” dediğiniz şeyleri yapmaya başlarsınız…
Tıpkı Ayasofya’nın ibadete açılması gibi…
Gelen baskı üzerine, kendi imzaladığınız sözleşmelerden vazgeçme noktasına gelirsiniz.
Tıpkı İstanbul sözleşmesinde olduğu gibi…
O yüzden…
Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi sadece teamülleri ve işleyişi bozmadı.
Seçim öncesi alışılagelmiş düzeni de bozdu.
1 oy uğruna, seçim öncesi tehdit ve tavizi literatüre soktu…


.....


Vah üniversitemize,
vah ki vah!


Dünya üniversiteleri Akademik Sıralamaları (Academic Ranking of World Universities – ARWU) 2020 listesi açıklanmış…
Shanghai Sıralamaları olarak da bilinen ARWU sıralamaları listesi;
- Alıntı yapılan makale oranı (%20)
- Doğa ya da Fen Bilimleri dergilerinde yayınlanan makaleler (%20)
-Varsa, üniversite mezunlardan Nobel ödülüne sahip olanlar (%10)
-üniversitede çalışılırken alınan “Fields Medal” Nobel ödülü alınıp alınmadığı (%20)
Ve
-Yukarıdaki başarıların akademik personele oranı (%10) ele alınarak her yıl belirleniyor.
HHH
2020 yılına ait açıklanan listede, ilk 1000 içinde 11 Türk üniversitesi var…
Listenin dikkatimizi çeken ve bizi ilgilendiren kısmı Anadolu üniversitesi ile ilgili…
Anadolu üniversitesi aynı araştırmanın 2011 yılı listesinde 1081’nci sıradaymış…
Yani…
Neredeyse ilk 1000’in eşiğinde…
2012 listesinde ise müthiş bir sıçrama yapmış…
Listenin 738’nci sırasına yükselip, ilk 100 üniversite arasında bulunan 9 Türk üniversitesinden biri olmuş…
Yeni açıklanan 2020 listesinde ise Anadolu üniversitesi 1721 nci sıraya düşmüş ki adeta kafasını gözünü yarmış…
Zira…
8 yıl içinde yaklaşık bin basamak aşağıya inmiş.
Ne diyelim?
Kurulduğu günden bu yana her yıl katlayarak büyüyen, gelişen ve daha değerli hale gelen Anadolu üniversitesi, özellikle son yıllarda küçülen, gerileyen ve kıymeti kaybolan bir üniversite haline geldi, getirildi…
Yazık oluyor koskoca üniversiteye…
Göz göre göre alelade bir üniversiteye dönüşüyor…
Bir şeyler yapılmaz, müdahale edilmez ve bu geri gidiş önlenmezse, Türkiye’nin marka üniversitelerinden biri olan Anadolu üniversitesi’nin “Yüksek Lise” den farkı kalmayabilir.
Bizden söylemesi…
Not- Anadolu üniversitesi’nin 2020 listesinde 1700’lere kadar düşmesini “Teknik üniversite ayrılınca doğal olarak listede geriye düşüş yaşanmış olabilir” diyenler çıkabilir… Eğer düşüşün tek nedeni buysa, kapağı alıp, Anadolu üniversitesini ortadan ikiye bölerek bu düşüşe neden olan siyasilere hediye olarak vermek lazım galiba…


.....


Kahve deyip geçmeyin…


Kahve deyip geçmeyin valla…
Son yıllarda yapılan çalışmalar, kahvenin kansere karşı korumada etkili olduğunu gösterdiği çıkmış ortaya.
Günde 3 bardak kahve tüketimi, karaciğer kanserine yakalanma riskini %50 olarak azalttığı belirlenmiş.
Karaciğer kanserine yakalanma riskini azaltarak, bu hastalıkta risk oluşturabilen diyabeti veya siroz hastalığını engelleyebileceği belirtilmiş.
Kahvenin bağırsak hareketlerini artırması ve yüksek antioksidan içeriği sayesinde kalın bağırsak kanseri riskini azalttığı çıkartılmış.
2012'de yapılan bir çalışmada ise kahvenin Parkinson hastalarında hareket kontrolünü sağlamada yardımcı olabileceği belirtilmiş.
Bu bilgilerin yanı sıra…
Kahvenin fiziksel performansı artırmada ve konsantrasyon sağlamada yardımcı olduğu…
Yine kahve’nin depresyona karşı koruyucu olduğu da yapılan çalışmalarda gösterilmiş.
Günde ortalama 4 fincan kahve içen bireylerin depresyona girme oranı %10 daha az olduğu,  Kahvenin mutluluk vermesinin nedenin ise serotonin ve dopamin gibi salgıların üretimine yardımcı olması bilimsel olarak ortaya konuluyor.
Boşuna demiyorlar “Bir kahvenin 40 yıl hatırı var” diye…
Baksanıza…
Hatırından öte sağlığa da bizim bilmediğimiz acayip katkısı varmış…


.....


Bu işte bir yanlışlık yok mu?


Dikkatinizi çekiyor mu bilmem?
Son süreçte sürekli fakirliğin fazileti üzerine söylemler yapılıyor.
Diyanet işleri Başkanı da birkaç kez bu hususta söylemde bulundu.
Neler neler söylenmiyor ki;
Fakirlerin cennete zenginlerden önce gireceğinden tutun da fakirliğin Allah’a yakın olmasına kadar, hatta “zenginler öldüğünde, keşke fakir olsaydık diyecekler” e kadar pek çok şey söyleniyor özellikle şu son süreçte.
Fakirliğin ahrette büyük bir avantaj oluşturacağı konusu işleniyor durmadan.
İşin ilginç tarafı, özellikle siyasal İslamcı cephede karşılık ve destek buluyor bu söylemler.
Yani…
Neredeyse tamamı zenginlik içinde olan cephe, fakirliğin bu dünyada değil ama diğer dünya’da faydalı olacağı söylemlerinin en büyük onaylayanları konumunda bulunuyor.
O yüzden ister istemez “bu işte bir yanlışlık var” diye düşünüyor insan…

Hatta…
“Siyasal İslamcı anlayışına sahip insanlar niye hep fakirliği övme ihtiyacı duyuyor acaba?” diye düşünüp sorgulayan var mıdır? Diye düşünüyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi