1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Lanet olsun böyle siyasete!

Sen, milyonlarca öğrencinin girmiş olduğu üniversite sınavında ilk birkaç bin kişi arasına girme başarısını göster.


önemli bir okulu kazan ve bu okulu başarıyla bitir.


Olmadı üzerine yüksek lisansını tamamla.


-“Ben bilime ve insanlığa hizmet edeceğim” diyerek, Akademisyen olmayı seç.


Ders çalışmaktan gecen gündüzüne karışsın.


çoğu günler üniversitede bulunan odanda sabahla.


Sırasıyla Doktora ve Profesörlüğünü bitir.


Mesleğinde gösterdiğin başarılar seni üniversite’de Dekanlık ya da Rektörlük gibi yönetici konumuna getirsin.


Yönettiğin bölüm ya da üniversitede tüm sorumluluk senin üzerinde olsun.


Ama gel gelelim…


Hasbelkader iktidar partisinin il ve ilçe başkanı olmuş, silik geçmişlerinden başka bir şeyi olmayan birileri çıkıp, senin her yaptığına karışsın, sana talimatlar vermeye, seni parmağında oynatmaya kalksın.


 


xxx


 


Sen, milyonlarca öğrencinin girmiş olduğu üniversite sınavında ilk 2-3 bin kişinin arasına girme başarısını göster.


Tıp fakültesi gibi dünyanın en zor okulunu kazan.


Dünyanın en ağır eğitimini alıp, doktor ol.


Bir yandan doktorluk yaparken, bir yandan da gece gündüz kitaplara boğularak Uzmanlığı kazan.


Mesleğindeki başarılar sayesinde idareci ol.


Yönettiğin hastanede bütün sorumluluk senin üzerinde olsun.


Ama gel gelelim…


 Sağlık memuruyken hasbelkader başkan olmuş hükümete yakın bir sendika başkanı, senin her yaptığına karışsın, sana ne yapacağın konusunda talimatlar vermeye, seni parmağında oynatmaya kalksın.


xxx


 


Sen, “Eğitimci olacağım” ideali doğrultusunda iyi bir üniversite kazanıp, başarıyla bitirme başarısı göster.


Yıllarını eğitim için harca.


Bu arada yüzlerce insan yetiştirerek topluma kazandır.


ömrün okumak ve okutmakla geçsin.


Mesleğindeki başarı seni idareciliğe kadar yükseltsin.


İdare ettiğin kurumda tüm sorumluluk senin sırtında olsun.


Ama gel gelelim…


Evinde ev hanımı olarak otururken komşusunun ısrarı ile siyasete girmiş ve hasbelkader iktidar partisinin bilmem ne başkanı olmuş bir kadın çıkıp senin her yaptığına karışsın, sana talimatlar versin, seni parmağında oynatmaya kalksın…


xxx


Yukarıda verdiğimiz örnek misali, Aslanın kedi’ye boğdurulduğu daha yüzlerce örnek verebiliriz bu konuda.


Maalesef, pek çok devlet kurumunda vaziyet bu anlattığımız şekilde.


İnsan bu anlattıklarımızı duyunca  “Lanet olsun böyle siyasete!” demeden edemiyor…


Eğitimsizin eğitimliyi ezdiği, bürokrasinin siyasete kurban edildiği bir düzen dibine kadar yaşanıyor bu ülkede…


.....


 


İki açıklama birbiriyle pek uyum sağlamadı ama neyse!


 


-“Belediye Başkanı olarak 60 ay sürem var bunun 5 ayı doldu. Büyükşehir sistemine geçmek çok büyük bir nimet. Eskişehir'deyken hem öğrenciydim, hem siyasetçiydim. O zamanlar doğalgaz yoktu. Büyükşehir oldu. Eskişehir gibi kırsal bir yer Büyükşehir olduktan sonra çok değişti ve gelişti. Bu iyi bir yönetim tarzıyla oldu. Ben kendime Eskişehir'i örnek alıyorum.”


Bu sözler AK partili Balıkesir büyükşehir belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a ait.


Yücel Yılmaz Balıkesir’in Karesi Belediye Başkanıydı.


AK parti 2019 seçimlerinde Yücel Yılmaz’ı Balıkesir büyükşehir belediye Başkan adayı gösterdi.


Yücel Yılmaz seçimi kazandı ve Balıkesir büyükşehir belediye Başkanı oldu.


Dün katıldığı bir sempozyumda konuşmuş ve yukarıdaki sözleri söylemiş.


Kısaca diyor ki:


-“İyi bir yönetim tarzıyla gelişen ve değişen Eskişehir’i örnek alıyorum”


Ne diyelim?


AK parti il başkanının “Eskişehir’in gelecek 5 yılı heba oldu” diye açıklamasının bir gün sonrasında, yine AK Partili Balıkesir büyükşehir belediye başkanının “Eskişehir’i örnek alıyorum” açıklaması pek de uyum sağlamadı ama neyse artık!


....


 


Her şey göz yumma ile başlar…


 


İktidara gelen her partide 3 çeşit insan bulunur.


Birincisi: Gerçek Partililerdir…


İnanmışlardır bir kere…


En etkisiz ama sayıca en fazla olanlardır.


Dava sahibidirler.


İkincisi: Partili Geçinenlerdir…


Davayla alakaları yoktur aslında. Partili falan da değillerdir aslına bakacak olursanız.


Gerçek partililerin üzerinde bir yer açarlar kendilerine.


Tek dertleri şöhret, etiket ve laflarının dinlenmesidir.


Böylesine bir haz duyarlar bu konumda bulunmaktan.


Etkili-yetkili insanların yanında bulunmaktan keyif alırlar.


Aslında bir numaraları yoktur ama görüntüde partinin ağır abisi gibi rol keserler.


üçüncüsü ise: Partiden Geçinenlerdir…


Ne dava bilirler ne de siyaset umurlarındadır.


Tek dertleri çıkarlarından başka bir şey değildir.


Menfaatleri için inanmadıkları yerde inanmadıkları şeyleri rahatlıkla söyleyebilirler.


çıkar elde edebilme uğruna doğru’ya “yanlış”, yanlış’a “doğru” rahatlıkla diyebilirler.


Partileri çürüten ve en tehlikeli olan halka işte budur.


Partiden Geçinenler yüzünden Gerçek partililer yavaş yavaş sahneden çekilir.


Gerçek partililerin çekilmesiyle parti zafiyete düşer…


Parti zafiyete düşünce Partili Geçinenler de kayıplara karışır…


En sonunda,  Partiden Geçinenler kalan son parsayı toplayıp, son vurgunları yapar ve parti çöker…


İşte bugün için AK Parti’nin yaşadığı tam da budur…


Aslında her şey Partiden Geçinenlere “dur” denilmeyip, göz yumulması ve müsamaha gösterilmesiyle başlar…


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi