Anayasa değişikliği teklifinin TBMM’de görüşülmesine devam ediliyor.
önceki gece 4 ncü madde görüşülerek 343 oyla kabul edildi.
Söz konusu madde, seçimlerin 4 değil 5 yılda bir yapılmasını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili seçimlerinin aynı anda yapılmasını kapsıyor.
Madde AKP ve MHP oyları ile meclisten geçti.
Bundan böyle, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile milletvekili seçimleri aynı anda ve 5 yılda bir yapılacak.
Şimdi…
Cumhurbaşkanlığı, yani başkanlık seçimi, yüzde 50 salt çoğunluk isteyen bir seçim.
İlk turda hiçbir aday bu çoğunluğa ulaşamazsa, ikinci tur seçimi gerekiyor.
Yani…
Hiçbir aday ilk seçimde yüzde 50 üzerinde oy alamazsa, ikinci tur, ilk turda 1 ve 2 nci olan adaylar arasında yenileniyor.
Bu durumda…
İlk seçimde 3 ncü ve 4 ncü olan adaylar bir nevi elenmiş oluyor.
Tüm bunlar bize gösteriyor ki; ilk turda netice alınamaz ise MHP’nin başkan adayı da muhtemelen ilk turda elenmiş olacak.
İkinci tur ise yine muhtemelen AKP ve CHP’nin gösterdiği adaylar arasında yapılacak.
Böylece…
İkinci tur seçimlerinden elenmiş olan MHP’liler için 2 nci tur, partileri açısından hiçbir anlam ifade etmeyecek…
çünkü…
İkinci tur başkanlık seçiminde adayları artık olmayacak.
Onlar da, seçimin ikinci turunda  ya AKP adayına, ya da CHP adayına oy vermek durumunda kalacaklar.
Sonuçta durum, MHP’lilerin ülkücü bir başkan görme ihtimalini tamamen ortadan kaldıracak.
Netice olarak…
4 ncü madde olan seçimlerin 5 yılda bir yapılması ve başkanlık seçimi ile milletvekili seçimlerinin aynı anda yapılmasını içeren madde meclisteki AKP ve MHP’lilerin oylarıyla kabul edildi edilmesine ama…
MHP bu maddenin kabul edilmesine “Evet” diyerek, bir anlamda kendi partilerinden bir başkan çıkması ihtimalini, kökünden ortadan kaldırmış oldu.

.....

Böyle şey olur mu?

Vilayet’te İl koordinasyon toplantısı yapılır.
Yılın belirli dönemlerinde yapılan bu toplantıların amacı, kurumlar arası işbirliği ve diyalogu arttırmaktır.
Vali’nin başkanlığında yapılan bu toplantılarda ayrıca yatırımlar da ele alınır.
Ama asıl amaç, kurumlar arası diyalogsuzluk nedeniyle, yapılamayan ya da bitirilemeyen yatırımların önündeki sorunları ortadan kaldırmaktır.
önceki gün toplanmış İl koordinasyon kurulu.
Şehir içinden geçen sulama kanallarının durumuyla ilgili konu gelmiş gündeme…
DSİ müdürü, sulama kanallarının etrafında alınacak önlemlerle ilgili ödenek geldiğini, kent merkezindeki sulama kanalları için belediyelerden imar planı beklediklerini, bu gelmeyince ödeneği geri yolladıklarını söylemiş.
Bunun üzerine Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyesi’nin toplantıda bulunan temsilcileri ise, sulama kanallarının yanında bulunan servis yolları ile ilgili DSİ’den plan talep ettiklerini, bu bilginin kendilerine verilmediğini söylemiş.
Yani…
Toplantıda top bir o tarafa, bir bu tarafa gitmiş.
Sonuç da çıkmamış anlayacağınız…
Bunu fark eden Vali de, toplantıda sonuç alınamayacağına karar vererek “Birlikte şu sorunun olduğu yere bir gidin ve sorunu yerinde inceleyin de, bu işi artık bir şekilde çözüme kavuşturun” demek zorunda kalmış.
Anlayacağınız…
Kamu kurumlarının hizmet götürmede yıllardır vazgeçemediği bir hastalık hala devam ediyor…
Her kurum, yapılamayan hizmet söz konusu olduğunda suçu başka bir kurumun üzerine atıyor.
Suçun üzerine atıldığı kurum da aynı şekilde davranınca, olan yine her zaman olduğu gibi vatandaşa oluyor…

çünkü…
Hizmet gelmiyor hizmet!

.....

Bu karamsar günlerde biraz tebessüm…

Fıkrayı, Prof Dr Hüsnü Can Başer’in sosyal medya sayfasından aldık.
çok hoşumuza gittiği için de sizlerle paylaşmak istedik.
Hüsnü hoca’nın da belirttiği gibi “Şu karamsar günlerde biraz gülüp, biraz tebessüm edip,biraz da düşünmenizi istedik…”
Başkan Obama bir çeki bozdurmak için bankaya gider. Kasiyere yaklaşır ve “Günaydın, bu çeki bozar mısınız lütfen?” der.
Kasiyer, “memnuniyetle beyefendi” diye karşılık verir. “Kimliğinizi görebilir miyim?”
Obama “Kimliğimi getirmedim. Zira herkesin beni tanıyacağını düşündüm. Ben Başkan Barrack Obama, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı!”
Kasiyer “Evet beyefendi, kim olduğunuzu biliyorum, ancak sahtekar ve düzenbazlarla ilgili hükümet düzenlemeleri ve bankaların denetim sistemleri gereği, kimliğinizi görmek zorundayım”.
Obama: “Israr ediyorum, lütfen çeki bozunuz”.
Kasiyer “Bakın sayın başkan, şunu yapabiliriz. Geçenlerde Tiger Woods da bankaya kimliği olmadan geldi. Tiger Woods olduğunu ispatlamak için golf sopasıyla öyle bir vuruş yaptı ki top koridorun sonundaki kabın içine girdi. Böyle bir vuruştan onun Tiger Woods olduğunu anladım ve çekini bozdum. Bir defasında da Andre Agassi bankaya kimliği olmadan geldi. Tenis raketini çıkarttı ve öyle harika bir vuruş yaptı ki top masamın üstündeki kahve fincanının içine girdi. Bu vuruşla kim olduğunu anladığım için çekini bozdum. Sayın başkan, ABD Başkanı Barrack Obama olarak sadece kendinizin yapabileceği bir şeyi yapabilir misiniz?”
Obama biraz düşünür ve şöyle der: “Samimiyetle söyleyim, kafam tamamiyle boş… aklıma bir şey gelmiyor. Tek bir şey bile düşünemiyorum”.
Kasiyer: “Parayı nasıl arzu edersiniz sayın başkan, 50’lik mi… yüzlük mü?”

.....

BİRAZ DA
GüLMEK LAZIM

Bir deniz yolculuğu sırasında, korkunç bir fırtına kopar ve gemi batar. Kazadan sadece bizim Temel, bir İngiliz ve bir Alman kurtulur. Issız bir adaya çıkarlar. Günlerden bir gün iyi huylu bir deniz perisi gelip;
– ‘Uzun zamandır sizleri izliyorum. Geminiz battıktan sonra burada çok acı çektiniz. İsteyin benden, ne isterseniz.’ der. İngiliz:
– ‘N’olur beni İngiltere’ye gönder, der. İngiliz hoop Londraya gitmiş. Alman:
– Beni de Almanya’ya lütfen, demiş. Alman  hoop Berlin’e. Sıra Temel’e gelmiş. Temel, düşünmüş taşınmış ve en sonunda dileğini söylemiş:
– O İngiluz ile Alman uşakları çok özledum. Onları yanıma getir!