1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Müjde veren senet de versin arkadaş!

Her seçim öncesinde herkesin vaatleri adeta havada uçuşuyor.
Eskişehir’e yapmadıkları hizmet kalmıyor muhteremlerin!
Verdikleri müjdeleri alt alta sıraladıklarında sanırsınız ki Eskişehir Paris’e parmak ısırtacak…
“yapacağız-edeceğiz” diye yemin billah ediliyor her seçim öncesinde…
“Yapmazsak namerdiz” diye 9 takla atılıyor birbiri ardına…
Verdikleri vaatlerin gerçekleşmesiyle şehrin herkese parmak ısırtacağı falan söyleniyor…
“yaparsak biz yaparız” diye afişlerle donatılıyor şehrin dört bir yanı.
Seçim yapılıyor, sonuçlar ortaya çıkıyor…
“Hayırlı olsun” ve “ziyaret” fasılları geride kalıyor…
Belli bir süre geçtiğinde, gazeteciyiz ya, soruyoruz haliyle:
-“Ne oldu sizin şu seçim öncesi vermiş olduğunuz müjdelere?” diye…
önceleri duymazdan geliyorlar…
Bakıyorlar işin peşini bırakmıyor “Müjdeler diyoruz müjdeler! Ne oldu hani yapacaktınız?” demeyi sürdürüyoruz, bu kez kızmaya başlayıp “Yapacağız dedik ya kardeşim! Ancak elimizde boya küpü yok. Bu işler akşamdan sabaha yapılmıyor” diye sormayı sürdürüyoruz, bu defa bize bildiğiniz çıkışıyorlar…
Aradan önce aylar, sonra da yıllar geçiyor…
Bizler “Müjdelere ne oldu?” diye hatırlattıkça, “senin işin gücün yok mu arkadaş!” demeler başlıyor.
Sonuçta, seçim öncesi “Müjde” diye verilerlerin çoğu yerine getirilmiyor.
“Tamam işte! Verdiğimiz sözü tuttuk ve gereğini yerine getirdik” diye yapılanların ise verdikleri müjde ile hiçbir alakası olmadığı çıkıyor ortaya
Ne yazık ki her iktidar döneminde hayallerle avutulup, vaatlerle kandırılıyoruz bu şehirde…

O yüzden…
Acilen bir kanun çıkması gerekiyor…
Bu kanunla, hiç kimsenin bol keseden atmaması, insanları boş hayallerle avutmaması ve “yapılacak-edilecek” söylemleriyle kandırmaması için, müjde verenin beraberinde senet de vermesinin zorunlu hale getirilmesi gerekiyor.
Böylece bizlerin de, gerçekleşmeyen müjdelerin üzerine bir bardak su içmek yerine, o senedi icraya içraya koyma hakkımız olsun…


.....


 


çuvallayan anket sonuçları…


7 Haziran seçimleri öncesinde tüm araştırma şirketleri AK parti’nin tek başına iktidarını öngörüyordu.
Yüzde 55’den başlayarak yüzde 65’lere kadar oy alacağını deklere eden Araştırma Şirketleri vardı.
Seçimler yapıldı…
Tek başına iktidar çıkmadı.
AK parti’nin seçimlerde aldığı oy Araştırma Şirketlerinin “Alacak” dediği oyun neredeyse 10-12 puan gerisine düşmüştü.
Kısacası…
7 Haziran seçimlerinin kaybedeni sadece AK Parti değil, Araştırma Şirketlerinin neredeyse tamamıydı.
5 Ay sonrasına erken seçim kararı alındı bu seçimin hemen ardından.
1 Kasım’da yeni bir seçim yapıldı.
Araştırma Şirketlerinin neredeyse tamamı seçimlerden tek başına iktidar çıkmayacağını öngörmüştü.
Oranları da açıklamışlardı peş peşe…
Seçimler yapıldı AK parti tek başına iktidar oldu.
Hiçbir Araştırma Şirketi sonuçlara yaklaşamamıştı bile…
Bırakın 1-2 puan sapmayı, yine 10-12puanlık sapmalar çıkmıştı ortaya.
1 Kasım seçimlerinin de tek kaybedeni muhalefet partileri değil, Araştırma Şirketleri olmuştu.
Şimdi 20 gün sonra yapılacak bir seçim var.
Araştırma şirketlerinin anket sonuçları açıklanmaya başladı…
Şirketler 2 seçim üst üste çuvallamaları nedeniyle bu kez tedbirli davranıyor…
Gerek Cumhurbaşkanlığı ve gerekse milletvekili seçim sonuçlarını birbirlerine kıl payı rakamlarla veriyorlar…

Ancak…
Seçim sonuçları her iki taraf arasında makası açık rakamlar ortaya çıkarsa, yeniden çuvallayacaklar haberleri yok…


......


 


Keşke daha anlaşılır yazsaymış…


Gazeteci Yavuz Donat gelmiş Eskişehir’e.
İzlenimlerini de dünkü Sabah Gazetesinin köşesinde kaleme almış.
Ancak…
Köşesini okuduğumuza Eskişehir’i övmüş mü yermiş mi karar veremedik…
örneğin, “Yeni öğrendim” diye başladığı yazısında:
 ETİ’nin Afrin harekâtına bir tır dolusu ürün gönderdiğini ifade ederken, ETİ’nin Eskişehir markası olduğunu mu, yoksa ETİ’nin Afrin’e ürün gönderdiğini mi yeni öğrendiği pek anlaşılmamış…
Eskişehir’deki FETö ile mücadele kısmında, verilen mücadeleyi mi takdir ettiği yoksa Eskişehir’in bir FETö yuvası olduğunu mu söylemek istediği pek açıklığa kavuşmamış.
Yavuz Donat keşke bu 2 konuyu da,  köşesinde yer verdiği , şehit ailelerine verilen iftar, Yüksek hızlı Trenin Eskişehir için önemi, yeni Şehir hastanesi, şehirdeki temiz seçim kampanyası ve uyuşturucuyla mücadele konuları gibi açık ve anlaşılır kaleme alsaydı.


......


Yazık valla!


öyle televizyonlar, öyle gazeteler var ki, okuyunca mesleğin ne hale geldiğinden utanıyor insan…
Tarafsızlığı zaten es geçtik…
Doğru ve güvenilir haber verme meselesi var bir de…
Vallahi bundan da geçtik…
Bir yayın organı hükümeti de destekleyebilir…
Değil ama hadi bunu da makul bulalım…
Arkadaş, bu denli manipülasyon, bu denli yanlı ve yanlış haber, bu denli insanların zekalarıyla alay eden bir yayın anlayışı da neyin nesi oluyor?


.....


Biraz da gülmek lazım


Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarketteymiş. Alışveriş eden çok
güzel bir kadının yanına sokulmuş:
"Afedersiniz hanımefendi, karımı kaybettim bulamıyorum, benimle biraz
konuşur musunuz?"
Güzel kadın tepkili bir şekilde:
"Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var?"
Adam izah etmiş:
"Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın. Ne zaman güzel bir kadınla iki
çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi