Bu şehirde doğmuş ve bu şehirde yaşayan bir vatandaş olarak, sokağa çıktığımda:
-Kaldırım üzerine park etmiş araçları gördüğümde…
-Esnafın dükkan önünde içtiği sigara izmaritini yolun ortasına fırlattığına şahit olduğumda…
-Yaya yolu üzerine dondurma dolabı konulduğunda…
-İncecik gövdesi olan ağaçlara 2-3 tane bisiklet bağlandığında…
-Oturma banklarının etrafının çöp içinde bırakıldığında…
-Görme engeliler için yapılan sarı çizgilerin üzerine mal indirildiğinde…
Adeta ifrit oluyorum…
***

-Trafiğin en yoğun olduğu saatte sağa çekip duran aracı gördüğümde…
-Taksiciler kavşağın orta yerinde durup yolcu indirdiğinde…
-Bazı camilerden dışarıya sürekli yüksek ses verildiğinde…
-Ağaçlara çivi ile ilan çakıldığında…
-Tramvay ve toplu taşım araçlarına inip binmenin hala bilinmiyor olmasına…
Resmen fıtık oluyorum…
***

-Delik torbalar ile pis sularını akıta akıta çıkartılan çöpleri gördüğümde…
-Yeşil ışık yanmadan korna çalma marifetini kazanmış sürücülere rastladığımda…
-Kahvehane önünde oturan erkeklerin önlerinden geçenlere yiyecekmiş gibi bakmasına şahit olduğumda…
-Merkezde bulunan mağazaların müziğin sesini bangır bangır bağırtmasına…
-Evcil hayvan sahiplerinin kalabalığın ortasında hayvanlarını serbest bırakmasına…
Bildiğiniz ayar oluyorum…
***

-Yolun üzerinde sizi durdurup “çok açım” ya da “yola gideceğim” diyerek para isteyenleri gördüğünde…
-Duvarlar, direkler ve ağaçlardan sonra bir de yerlere reklam afişi yapıştırıldığında…
-Bankların sırt konulacak yerlerine oturup, oturulacak yerlere ayaklarını koyanlara tanık olduğumda…
-Her iki adımda bir bankamatik ile karşılaştığımda…
-Kırılan duba, kaldırım ya da direklerin aylardır onarılmadığına şahit olduğumda…
Kesinlikle deli oluyorum…
***

-Elinde iki çocuğu, yeşil ışık yanmadan karşıya geçmeye çalışan anne-babaları gördüğümde…
-Mal indirip bindiren araçların yol kenarında bulunan ağaç ve direkleri kırdığında…
-Her yağışta, saçaklardan akan su ve yerinden oynayan taşların üzerine basılmasıyla arasından sıçrayan sularla sırılsıklam olduğumda…
-İnşaat çalışmaları nedeniyle yaya yolları gasp edildiğinde…
-Yolun ortasına masa-sandalye atıldığında…
Gerçekten rahatsız oluyorum…
Ben bir vatandaş olarak tüm bunlardan sıkıntı duyuyorum da, bu saydığım sıkıntıları ortadan kaldırmakla görevli kişi ve kurumların neden bu kadar rahat olduğunu vallahi merak da ediyorum…

.....

“Birlikte yöneteceğiz” sloganının içi boş olmadığı çıkıyor ortaya…

Odunpazarı 4 yıllık bir stratejik plan hazırlayacak.
Bu planın oluşturulması için bir toplantı tertip etmiş Odunpazarı belediyesi.
Kişi, kurum ve sivil toplum örgütlerine, belediye başkanı Kazım Kurk ismiyle  “Belediyemiz demokratik çağdaş ve mutlu Odunpazarı vizyonuyla birlikte yürümek amacıyla katkılarınıza ihtiyaç duymaktayız. Stratejik plan çalışmamıza yön vermesi için “nasıl bir Odunpazarı İstiyorum” temalı ortak akıl toplantımıza katılmanızı bekleriz” diyen bir davetiye yollanmış.
Söz konusu ortak akıl toplantısı 20 Haziran günü Alaattin park içindeki cafede yapılacak ve  09.00 ila 15.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.
Hatırlanacağı üzere Odunpazarı belediyesi benzeri bir uygulamayı Hamamyolu Projesi öncesinde de gerçekleştirmiş, yapılacak proje ile ilgili bölge esnaf ve vatandaşlarının yanı sıra sivil toplum örgütlerini projeyle ilgili bilgilendirmişti.
Her ne kadar o bilgilendirme toplantılarında projeye olumlu baktığını söyleyen bazı kişi, esnaf, muhtar ve sivil toplum örgütleri proje sonrası verdikleri onayı unutup, tam tersi görüş ileri sürseler de, Odunpazarı Belediyesinin bu “bilgilendirme ve katkı isteme” uygulamasını sık sık tekrarlaması, doğru ve yerinde bir davranış gibi görünüyor…
En azından bu uygulama, seçim öncesi “Odunpazarını birlikte yöneteceğiz” sloganının içinin boş olmadığını da ortaya koyuyor.

.....

Milletvekillerine İstanbul görevi…

AK parti, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinin tamamını 23 Haziran tarihi’nde yenilenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimi için görevlendirmiş.
Partinin MKYK üyesi ve Eskişehir milletvekili Harun Karacan da bu karar doğrultusunda seçim çalışmalarına katılmak üzere İstanbul’a gitmiş.
öte yandan.
İYİ Parti de İstanbul seçimleri için tüm milletvekillerine İstanbul görevi çıkartmış.
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu ise bu görev kapsamında Küçükçekmece bölgesinde görev almak üzere İstanbul’a gitmiş.

.....

Işıklar içinde uyusun…

Yaklaşık 10 yıl birlikte çalıştık ömer Duru ile.
Milli Eğitim müfettişliğinden emekli olmuş, birikimini gazetecilikte devam ettirme kararı almış, kısa süre içinde yazdığı köşe yazıları ile Eskişehir’in gündemini elinde tutan isimler arasına katılmıştı.
Köy Enstitülüydü…
Fıkraları günlük yaşamda meydana gelen olaylarla müthiş şekilde bağlandığı köşe yazılarıyla ekol olmuştu adeta.
Kendine has yazı özelliği ile Eskişehir’in Hasan Pulur’u haline gelmişti.
Dün sabah vefat haberini aldığımda, üzüntüyle birlikte sayısız anıları geçti gözümün önünden.
Keyifle okunan yazılarının yanı sıra birikimi ve donanımı sayesinde, kendisinden hem eğitim, hem yaşam hem de gazetecilik konusunda  öğrendiğimiz  çok şey oldu.
Işıklar içinde uyusun…

.....

Biraz da
gülmek lazım

Ferit ölüm döşeğindedir. Karısı Cavidan da bu son anlarında onun yanındadır ve çok üzgündür. Kocasının elini tutar ve gözlerinden yaşlar boşanır. Ferit son gücüyle fısıldar:
- Cavidan! Cavidan yaşlı gözlerle; sus sevgilim! der. Ferit; Cavidan sana itiraf etmem gereken bir şey var der. Cavidan;
Kendini yorma sevgilim. İtiraf edecek hiçbir şey yok!der. Ferit ısrarla;
-Hayır var! Huzur içinde ölmek istiyorum der. Cavidan susar ve dinler. Ferit devam eder;
Kız kardeşinle yattım. En iyi arkadaşın ve annenle de yattım der. Cavidan sükûneti bozmadan ve kocasının elini bırakmadan cevaplar; Biliyorum sevgilim. Seni o yüzden zehirledim zaten...