1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Olan hep vatandaşa olduktan sonra...

Döviz yükseliyor.
Her ne kadar dövizle hiçbir işi olmamasına rağmen, vatandaş bu döviz yükselmesinden büyük mağduriyet yaşıyor.
çünkü...
Döviz yükseldiğinde, dövize endeksli tüm ihtiyaç maddeleri zamlanıyor.
Hatta...
Dövize endeksli olmayan ihtiyaç maddeleri de, diğerleri zamlandığı için zam görüyor.
Vatandaşın kazandığı paranın alım gücü böylelikle her gün biraz daha düşüyor.
***
Döviz bir miktar düşüyor.
Her ne kadar dövizle hiçbir işi olmamasına rağmen vatandaş bu döviz düşüşünden mağduriyet yaşamaya devam ediyor.

çünkü...
Döviz yükseldi diye zamlanan tüm ihtiyaç maddelerinin fiyatı düşmüyor.
Hatta...,
Dövizle alakalı olmayan ama döviz yükseldi diye fiyatı yükselen her şeyin fiyatı, döviz düştüğünde aynı kalıyor.
Vatandaşın kazandığı paranın alım gücü döviz düştüğü için artması gerekirken, aynı kalıyor.
***
Kısacası...
Her döviz yükselişinde bu direkt vatandaşa olumsuz yansırken, her döviz düşüşü nedense vatandaşa olumlu yansımıyor.
“Döviz yükseldi” diye mal ve hizmetlere gelen zamlar, “döviz düştü” diye geri alınmadığı için iki şey oluyor;
1-Fiyatları döviz düşüşüne oranla düşürmeyenler daha çok para kazanıyor.
2-Vatandaş, döviz çıksa da, düşse de fark etmiyor, zira sürekli olan hep ona oluyor...


.....


Samimiyet(siz)likler…


Odunpazarı belediye meclisinin yeni içkili bölgelerle ilgili aldığı bir karar ve bu karara karşı gösterilen bir tepki var…
Gerek alınan kararın, gerekse gösterilen tepkinin doğru ya da yanlış olduğundan çok başka bir konuya dikkat çekmek istiyoruz…
Şöyle ki;
Alınan karara tepki gösterenlerin bir bölümünün, şehri, şehrin sosyal yaşamını, şehirde yaşayanların sağlığı, gençlerin zehirlenecek olması ile huzur ortamının bozulma tehlikesinin düşünülerek ileri sürüldüğünü…
Buna karşılık…
Büyükçe bir bölümünün ise siyaseten yapıldığına inanıyoruz…
Bunu neye dayanarak mı söylüyoruz;
Hemen anlatalım…
Eskişehir sınırları içinde bir Termik Santral meselesini yaşadık biliyorsunuz…
Kurulacak olan bu Termik Santral da sonuçta şehri, şehrin sosyal yaşamını, şehirde yaşayanların sağlığını, gençlerin ve çocukların zehirlenmesini ve huzur ortamının bozulmasını tehlikeye düşürecek, ayrıca Eskişehirlilere dayatılan bir yatırımdı.
Keza…
Eskişehir’in çeşitli yerlerinde verilen Altın çıkartma ve maden kazı alanları kararı da şehir için aynı endişeleri içeriyordu.…
Bunların hiçbirine karşı çıkmayıp, tek bir kelime etmeyenlerin, yeni içkili yerlerin getirebileceği sonuçlarla endişeleniyor görünmeleri manidar geldi.
Şimdi diyeceksiniz ki;
-“Hem Termik santral, hem Altın çıkartılma kararı, hem de maden aramaları ile ilgili olarak tepki göstermiş, içkili yerler meselesine de aynı şekilde tepki gösterenler var”
İşte biz de onu diyoruz…
İşte biz de bu yüzden “Onlara hiçbir lafımız yok” diye özellikle belirtiyoruz.
İşte biz de onlar için “onlar samimi ve şehir ile şehirde yaşayanları düşünüyor” diye saptama yapıyoruz…
İşte bu yüzden…
Samimiyetle karşı çıkanların haricinde piste çıkanların, son derece samimiyetsiz olduklarını ve siyaseten bir fırsatı değerlendirme adına ortaya çıktıklarını düşünüyoruz…


....


Muhalefet budur dedirten sorular…


- “ülkemizi riski az, güveni yüksek hale getireceğiz”
ülkemiz neden riskli ve güvenilmez bir haldeydi?
- “ülkemizin risk primini düşüreceğiz”
Risk primimiz niçin yüksekti?
- “Yatırımcılara kolaylık sağlayacağız”
Bu güne kadar yatırımcılara neden zorluk çıkartıldı?
- “Hazine bakanı ile Merkez Bankası başkanının yanında olacağım”
Bu güne kadar ikisinin de niçin yanında olmadınız?
-Hukuk devletini güçlendireceğiz”
Türkiye'nin kabile devleti değil hukuk devleti olduğunu söylemiyor muydunuz?
Yukarıdaki tırnak içindeki sözler, Merkez bankası başkanlığı ve Maliye Bakanlığı değişimi sonrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan ekonomiye ilişkin önemli mesajlardan alınmış sözler.
Koyu yazılanlar ise, bu sözlere karşı LDP eski genel başkanı Cem Toker'in sorduğu sorular...
Ne diyelim?
Aslında. doğru, yerinde ve zekice, sorulan, “muhalefet budur. Böyle olmalıdır.” dedirten sorular...


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


    Temel nişanlısı Fadime’yi gezdirmek için arabasına bindirir.
Vitesi atarken, eli hafifçe nişanlısının bacağına değer.
Fadime kıpkırmızı kesilir…
Bir süre sonra evlenirler ve balayına çıkarlar.
Bodrum’da otelin önüne gelince, Temel kontağı kapatır..
Ama el frenini çekerken, eli yine Fadime’nin bacağına değer.
Fadime yine kızarır ve Temel’e;
─ Ula Temel artuk evlenduk, daha ileri gidebilursun, der…
Temel arabayı çalıştırır ve Ankara’ya doğru yola koyulurlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi