1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Olmayan proje üzerinden yıllardır yapılan siyaset...

Binali Yıldırım’dan tutun da Naci Ağbal’ına kadar Eskişehir’e gelen her bakan “Kuzey çevre yolunu mutlaka yapacağız” sözünü verir…
AK partinin Eskişehir’deki milletvekillerinden tutun da, il başkanlarına, hatta belediye başkan adaylarına kadar hepsi çıkıp “Eskişehir’in kuzey çevre yolu projesi  yapılacak” vaadinde bulunur.
Yıllardır ama yıllardır;
Kimi çED raporunun tamamlandığını açıklar,  kimi ise ihaleye çıkılacağı müjdesini verir.
Kimi projenin güzergâhını tarif eder, kimi ise yol inşaatının ne zaman bitirilip hizmete gireceğini anlatır.
En son, mahalli seçimler öncesi Ak parti’nin büyükşehir belediye Başkan adayı Burhan Sakallı’nın Eskişehir’e seçim müjdesidir Kuzey çevre yolu!
3 yıl içinde Güney çevreyolunu, 5 yıl içinde Kuzey çevre yolunun bitirileceği sözünü bizzat vermiştir seçmene…
Hal böyle olunca bizler ve herkes zanneder ki; Ortada bir kuzey çevre yolu projesi var. İktidar ise sürekli bu projeyi yapacağını söyler ama bir türlü yapmaz.
CHP milletvekili Süllü’nün bakana yönelttiği “Ne oldu bizim Kuzey çevre yolumuz?” sorusuna verilen yanıtla ortaya çıkar foya…
Zira…
Bakanlık kısa ve net cevap verir; “Bakanlığımızda öyle bir yol projesi yoktur!”
***
Sonuç olarak;
İktidar Eskişehir’e yıllardır olmayan projeyi yapma müjdesi vermiştir.
İktidar Eskişehir’e yıllardır olmayan projenin tamamlanacağı sözünü vermiştir.
İktidar Eskişehir’i yıllardır yolun yapılacağı vaadi ile kandırmıştır.
Kısacası…
İktidar partisi Eskişehir’de resmen olmayan proje üzerinden yıllardır  siyaset yapmıştır…


.....


İyi de…Kim
indirecek?


Partili olanlar ve partili gibi düşünenler neyse de…
Bir de hiçbir partiyi benimsemeyen ama AK parti’nin iktidardan gitmesini isteyenler var…
AK parti’nin iktidardan gitmesini istiyorlar istemesine ama aynı zamanda “Bu CHP’ye oy verilmez” diyorlar…
Muharrem İnce’ye parti kurmaya kalktığı için demediğini bırakmıyorlar…
İYİ parti’yi sağda, HDP’yi Kürtçü olduğu için istemiyorlar.
Diğer partilerin üvertür olduğunu düşünüp, dikkate dahi almıyor “hadi canım oradan” falan diyorlar.
Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’a, parti kurduğu için kızıyorlar.
Eskiden AK partili olup şimdi AK parti’yi eleştirenlere ateş püskürüyorlar.
İnsan doğrusu merak ediyor…
AK parti’nin iktidardan gitmesini isteyenler, AK partiyi iktidardan kimin indirmesini bekliyorlar?


......


Ceberut devlet!


Emrinde çalışanları yerinde görmek, denetlemek üzere yola çıkan adam bir köy yoluna girer. Nasıl olduysa ayağı kayar ve kendini bataklıkta bulur. Kurtulmak ister daha da batar ve başlar bağırmaya:
— İmdat! Boğuluyorum. Kurtarın beni!
Yoldan geçmekte olan bir köylü bu sese gelir ve başlar olanları izlemeye...
Köylünün gelip de kendisini sadece izlemesine bozulan adam, kızgın ses tonuyla:
— Görmüyor musun be adam!?! Bataklığa düştüm. Kurtar beni!
Hiç oralı olmayan köylü:
— Görüyorum, geçmiş olsun, der.
Kurtarmak bir tarafa, neredeyse dönüp gidesi olan köylünün bu durumunu anlayan adam panikler, başlar yalvarmaya:
— Lütfen! Bir dal uzat. Kurtar beni!
Köylü bağırır:
— Olmaz! Ben ve sen şu anda hazine topraklarındayız. Hazineden bir şey almak, koparmak suçtur! Sen benimle dalga mı geçiyorsun bey!
Ağzına dolan çamurlarla bağırmasını sürdüren adam:
— ölüyorum. Kurtar beni!
Köylü hiç istifini bozmaz:
— Ben öyle hazine’den mal alıp suçlu duruma düşemem. Ancak seni böyle bırakacak da değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakamı, kaymakam da valiyi arar elbet.. Malmüdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse, itfaiyeye talimat gider ve onlar seni kurtarır.
— Yahu! Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm.
Köylü güler:
— Ben ölmezsin demiyorum ki. Hem ölsen de, mevzuata uygun ölürsün!
***

Yukarıda anlattığımız fıkraya “fıkra” gözüyle bakmayın sakın…
Aslında bu fıkra, bu ülkede yaşanan büyük bir sorunu ortaya koyan müthiş bir fıkradır.
“Niye ki?” diyorsanız hemen anlatalım;
Şimdi!
ülkemizde bazı yasa ve yönetmelikler var ki; tarifi oldukça açık…
Okuduğunuzda ne istenildiğini kolayca anlıyorsunuz.
Bazı yasa ve yönetmelikler de var ki; tarifi çok açık yazılmamış.
Daha çok uygulayıcıların yorumuna bırakılmış.
İşte, ülkede işlerin kolay yürümemesinin tek nedeni;   yoruma açık olarak yazılmış bu yasa ve yönetmeliklerden başkası değil.
Aslına bakarsanız…
Devletin “Ceberut Devlet” olmasına neden olan da,  sözünü ettiğimiz yoruma açık yasa ve yönetmelikler.
çünkü bu ülkede yoruma açık yasa ve yönetmelikler hiçbir zaman vatandaşın lehine kullanılmıyor.
Yoruma bırakılmış yasa ve yönetmelikler her zaman devletin lehine kullanılan bir alışkanlık haline getirilmiş.
Yasa ve yönetmelikleri yorumlayacak uygulayıcı, yanlış yorum yapıp kendisini riske atmak yerine, genellikle devleti kollayıp, vatandaşın talebini göz ardı eden bir tutum içinde karar alıyor.
Hal böyle olunca, vatandaşın işi bir türlü görülemiyor bu ülkede.
En basit bir bürokratik işi dahi hallolmuyor vatandaşın.
Ya da…
Hallolması ayları, yılları buluyor ki, bu da zaman ve ciddi para kayıpları yaratabiliyor…
***

O yüzden yapılacak iki şey var;
Birincisi; Yaptığımız yasa ve yönetmelikler, kesin, açık ve anlaşılabilir olacak…
İkincisi ise; Uygulayanın yorumuna bırakılan yasa ve yönetmelikler, devletin değil vatandaşın lehine yorumlanarak uygulanacak…
Bunlar yapılmadığı müddetçe, ne devlet “ceberut” devlet olma özelliğinden kurtulabilir, ne de bu ülkede vatandaşın işi görülebilir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi