1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Teşhis ortada ama!

Bir ülke düşünün 100 tane yumurta üretiyor.
100 yumurtaya karşın 100 lira basıyor,
Yumurtanın fiyatı kaç lira; 1 lira…
Yumurtanın üretimini arttırmak için ne yapmak lazım?
Tavuklara, yani üreticilere ve de horozlara yani yatırımcılara iyi bakmak lazım.
Tavuklara iyi bakıp, yatırımcıların şevkini yüksek tutarsan, yumurta üretimi 100’den 200’e çıkar.
Yumurta üretimi 200’e çıkınca 1 yumurtanın fiyatı 50 kuruşa iner.
Yok tavuklara iyi bakmaz, horozların moralini düzgün tutmazsan, yumurta üretimi 100’den 50’ye düşer.
üretim 50’ye düşerse ne olur? Yumurta fiyatı 2 liraya yükselir.
Demek ki neymiş? Paranın değerini üretim belirliyormuş.
Yani…
Paranın değerini o ülkenin üretim gücü belirliyormuş.
Hangi şekilde gelmiş olursanız olun. İster demokrasi ile yüzde 100 oy alarak, isterse farklı tarzlarda iktidara gelin. Siz paranın değerini belirleyemezsiniz.
Paranın değerini ne cumhurbaşkanı, ne meclis, ne merkez bankası ne de Tüik belirleyebilir.
Şarkılarla, türkülerle, ilahilerle paranın değeri yükselmez.
üretimi çökertirsen paran da çöker…
***
Prof Dr Osman Altuğ’a ait sözler bunlar.
Karmaşıklıktan, yabancı kelimeler ve tanımlardan uzak, ne kadar basit ve tane tane anlatım değil mi?
İlkokul çocuğunun bile anlayabileceği bir sadelik ile üretimin gücü ve önemine ilişkin mükemmel tespitler…
Aslında, ülkeyi yönetenlerin bir türlü uygulamaya koyamadığı teşhisler bunlar…


.....


Sağlık çalışanlarının ciddiyeti!


Testleri pozitif çıkan birkaç kişiden dinledim.
Hemen aynı şeyi söylüyordu hepsi.
-”Bazı belirtiler olunca gidip test yaptırdım. Aslında durumum iyiydi ve ayaktaydım. Ertesi gün test yaptırdığım yerden aradılar ve testimin pozitif çıktığını söylediler. Bu haberi aldıktan birkaç saat içinde filyasyon ekibi geldi eve. önce bir muayene, ardından alacağım ilaçların verilmesi ve uymam gereken talimatlar sıralandı. Bu arada temas ettiğim insanlar, ev halkının testleri falan. Sonuçta 14 günlük karantina süreci.”
Belki aynı durumu yaşayıp farklı davranış ile karşılaşanlar da vardır bilemiyoruz ama bize denk gelenler bunu söylediler.
Buradan hareketle söyleyebiliriz ki Sağlık Müdürlüğü tarafından, artan hasta sayısına ve zorlaşan sürece rağmen ciddi, zamanında ve başarılı bir çalışma yürütülüyor.
Bu nedenle sağlık çalışanlarının ellerine emeklerine sağlık.
Eskişehir'de sürekli artan vaka sayılarına baktığımızda, virüse karşı önlem ve dikkat yok ama aynı virüse karşı sağlık personelinin müthiş bir mücadelesi var.
Umarız bu mücadeleden tedbir ciddiyetsizliği değil de sağlık çalışanlarının ciddiyeti galip çıkar...


.....


Ataç ve vefakar birkaç demiryolcu dışında…


çanakkale Savaşında sevkiyatlardan sorumlu komutan olarak son derece önemli bir görev üstleniyor…
Milli mücadelede ise son derece önemli bir komutanlık görevini yerine getiriyor.
Demiryollarını kuruyor. İlk genel müdürü olarak Anadolu’nun demir ağlarla örülmesini sağlıyor.
İlk bayındırlık Bakanlarından biri olarak, ülkenin yeniden inşasında önemli rol oynuyor.
Cumhuriyetin Milli İstihbarat Teşkilatını kuruyor.
Büyükelçilik görevleri üstleniyor defalarca…
Yeni kurulan Cumhuriyetin son derece ismi anlayacağınız…
Başarılı bir Asker, Başarılı bir bürokrat, başarılı bir hariciyeci…
Ve aynı zamanda vicdan sahibi bir insan…
Paris Büyükelçisiyken, Nazi işgali altındaki Fransa’da yaşayan 20 bin Yahudi’yi Türk Pasaportu vermek suretiyle kaçırıp, resmen ölümden kurtarıyor.
Soyadını kendisine bizzat Atatürk veriyor. Bu adı verme sebebi ise kişiliği oluyor.
11 Kasım 1961 tarihinde yaşama veda ediyor….
Tek bir vasiyet bırakıyor geride.
Mezarının, ilk demiryolu arasında olmasını istiyor bu vasiyetinde.
öldüğünde, bu vasiyeti yerine getiriliyor.
Eskişehir’de,  İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği yer olan Enveriye İstasyonu önüne defnediliyor.
Behiç Erkin’den bahsediyoruz elbette…
önceki gün ölüm yıldönümünde, Enveriye İstasyonu yanındaki  mezarı başında anılan Behiç Erkin’den…
üstlendiği görevlere ve Türkiye Cumhuriyeti için yaptığı katkılara baktığınızda, bütün ülkenin şükran ve minnetle anması gereken ama sadece  Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve bir grup vefakâr Demiryolcular ile hassasiyet sahibi bazı insanların mezarı başında andığı Behiç Erkin’den söz ediyoruz…
Bu ülkede, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra, saygı, sevgi ve minnettarlıkla anacağımız birkaç kişiden biri olan Behiç Erkin’den söz ediyoruz…


.....


Eskiler yeniden göreve gelmeye başlayınca…


Merkez Bankasının başına eski bakanlardan Naci Ağbal geldi.
Hazine ve Maliye Bakanlığına da yine eski bakanlardan Lütfi Elvan getirildi.
öte yandan…
Eski bakanlardan Efkan Ala partide genel başkan yardımcılığı grevine atandı.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu başkanlığına ise yine eski bakanlardan Cevdet Yılmaz geldi.
Anlaşılacağı üzere AK partide eski isimler yeniden göreve geliyor.
İşte bu durum diğer eski bakanlar ile birlikte, eski milletvekilleri ve il başkanlarına da bir umut olmuş.
İster istemez görev beklentisi içine girmişler…
Eskişehir’deki bazı isimler de dahil olmak üzere sıranın kendilerine de gelebileceğini ummaya başlamışlar…
Sıra kendilerine gelir mi gelmez mi bilemeyiz elbette…
Ama kulağımıza gelenlere bakılırsa beklenti yükselmeye başlamış…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi