AK parti'de seçim öncesi süreçte sıkıntı yok gibiydi.
30'a yakın aday adayı Milletvekili olmak için müracaatta bulundu.
Aday listesi sanki aday adayları arasından oluşturulacak gibiydi.
Olmadı tabii.
Listenin seçilebilir ilk 3 sırası yukarıdan yapılan tanzim sonucu paraşütle indi.
3'den sonrası ise aday adayları arasından belirlendi.
Bu durum partide memnuniyetsizlik yarattı.
Seçime yeterince çalışılmaması, seçim galibiyetinin çantada keklik görülmesi Eskişehir'de Ak partinin ağır bir yenilgi almasına neden oldu.
AK parti 13 yıl aradan sonra ilk kez Eskişehir'de milletvekili genel seçiminde birinci olamadı.
İlk kez 3 milletvekili çıkartamadığı bir seçim yaşadı.
Kısacası...
Seçim sonuçları AK parti için kesin bir hezimetti.
Alınan sonuç son derece moral bozucuydu ve birileri bunun faturasını ödemeliydi...
HHH

CHP Eskişehir'de seçim öncesi sıkıntılıydı.
Aday belirleme yöntemi merkez yoklaması olarak açıklanmıştı.
Yani: CHP Genel merkezi "Eskişehir'deki adayları ben belirleyeceğim" demişti.
Buna rağmen "Genel merkez yanlış iş yapmaz" düşüncesiyle milletvekili olmak isteyen aday adayları müracaatta bulundu.
Partiyi seçimlere taşıyacak il yönetimi varla yok arasındaydı.
İlk önce il yönetimi mutabakatla oluşturuldu.
Ardından listesi açıklandı.
Liste, parti çevresinde memnuniyet verici bir liste olarak kabullenilmedi.
Tepkiler seçim süreci boyunca devam etti.
Sonunda seçimler yapıldı.
CHP Eskişehir'de yıllar sonra birinci parti oldu.
Arttırdığı oy oranıyla 3 milletvekili birden çıkarttı.
Seçim sonuçları CHP için mutlak bir başarıydı.
Alınan sonuç gurur vericiydi ve partide herkes bu gururda pay sahibi olmuştu.
Yine her CHP li bu gururu yaşamalıydı.

HHH

Seçimler yapılıp bitmiş, sonuçlar ortaya çıkmıştı.
Seçimin ağır yenilgisini alan AK partide sanki hiçbir şey olmamış havası eserken, seçimi kazanan partide, örgütlerin görevden alınmasıyla ilgili fırtına başlıyordu.
Bu işte bir terslik vardı...
Seçim hezimetine uğrayan AK partide beklenen olaylar, seçimin galibi olan CHP'de yaşanmaya başlamıştı.
Olup bitenler anlaşılır gibi değildi.
Seçimi kaybeden mi kazanmıştı...
Yoksa...
Seçimi kazanan mı kaybetmek üzereydi.
......

Mezunların okul ismi değişikliği protestosu
Belki biliyor, belki de bilmiyorsunuz...
Eskişehir Valiliği, bundan bir süre önce aldığı bir karar ile yılların TİCARET MESLEK LİSESİ'NİN ismini AHİ EVRAN ANADOLU Meslek Lisesi olarak değiştirmişti.
Bu isim değişikliği de okul mezunları ve Eskişehirliler tarafından tepki ile karşılanmış, "Yılların Ticaret Lisesi kime ne şekilde dokundu da isim değişikliğine gerek duyuldu?" şeklinde şikâyetlere yol açmıştı.
Okullarının isminin durup dururken değiştirilmesin hazmedemeyen bir grup Ticaret Meslek Lisesi mezunları, aralarında organize olarak, okulun iki ayrı girişine ''Bu okulun eski ismi TİCARET MESLEK LİSESİ" tabelası yaptırmış ve asmış.
Mezun oldukları okul isminin değişmesine yönelik protestolarını bu yolla göstermişler.
Bize sorulacak olunursa...
Son derece doğru bir protesto yöntemine başvurmuş okul mezunları.
Umarız...
Başta mezunların ve Eskişehirlilerin tepkisini çeken bu okul ismi değişikliğinden biran önce vazgeçilir ve yılların Ticaret Meslek Lisesinin ismi, bundan böyle de Ticaret Meslek lisesi olarak devam eder.
......

Bunu okumuş muydunuz?
Efsaneye göre;
Eskişehir'in üzerinde kurulduğu topraklar deniz altındaymış... Yine efsaneye göre, o zaman denizler ne kadar kabarırsa kabarsın, ne kadar delirirse delirsin, sular hep berrak, dalgaları köpüksüz olurmuş...
Bir dolunay gecesi deniz uykusundan uyanmış, gecelerin şehzadesi ay ile göz göze gelmiş. Aynı anda da birbirlerine tutulmuşlar...
Ne var ki..
"Biri yerde, biri gökte!"
Kavuşmaları olanaksız...
Ay ile denizin bu umutsuz aşklarına Tanrı kayıtsız kalmamış. Rengini aydan, yumuşaklığını denizden alan bir yavru armağan etmiş onlara...
Sevgide çoğalan, eylemsizlikte yok olan bu yavru, deniz köpüklerinden başkası değilmiş.
Gün olmuş, devran dönmüş, denizler kurumuş.
Yerini şu anda üzerinde bulunduğumuz verimli topraklara bırakmış. Ve de ak köpükler, o büyük sevgiyi dünya durdukça yaşatacak ak taşlara dönüşmüş.
Dünyayı sevgiyle ören Yunus'un da yetiştiği topraklarda bulunduğu için, bir adı da "sevgi taşı" olmuş...
Biz Eskişehirliler, bu efsaneye göre sevgiyle yoğrulmuş toprakların, mutlu insanlarıyız...
Daha öz bir deyimle..
"Sevgi insanlarıyız..."
Lületaşınm öyküsü bu...
Bu kenti bilmeyenler önce değerini öğrensinler.
Eskişehir'in..
"Sevgiyle yoğrulduğunu bilsinler...
......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM

Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve baş rahibenin önünde diz çökerek;
- "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..."
- "Neler geldi kızım ???"
- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçıvanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"
- "Tecavüz mü etti?"
- "Evet..."
- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.."
- "Aaa, limon hamileliği önler mi ???"
- "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."