Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

YATAĞIN AYAKLARI

Son zamanlarda en sık duyduğumuz kelimelerden birisi bence anksiyete. Peki anlamını ne kadar biliyoruz biz bu kelimenin ya da ne kadar doğru kullanıyoruz ? 


 


Anksiyete dediğimiz kaygıya  hepimizin aşina olduğunu biliyoruz da  siz depresyonda Avrupa birincisi olduğumuzu biliyor muydunuz? 


 


Evet yanlış okumadınız ! 


 


Tıp dergisi The Lancet’in 9 ekimde yayımladığı bir araştırmaya göre 2020 yılında tüm dünyada depresyon rahatsızlığı %28, anksiyete bozukluğu ise %26 oranında arttı. 


 


Covid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete vakalarının artışında Avrupa’da ilk sırada yer alan ülke ise Türkiye oldu. Özellikle son zamanlarda ekonomik buhranlar nedeniyle anksiyete konusunda ve bu sürecin eşlik ettiği depresyon konusunda artış beklemekteyim. Peki gelin anksiyeteye daha yakından bakalım,


 


Kaygı, hepimizin hayatında belli bir dozda var olması gereken ve hayatta kalabilmemizi sağlayan en önemli alarmlarımızdan birisidir. Örneğin, kaygımız olmasaydı karşıdan karşıya geçerken sağımıza solumuza bakmayıp bir arabanın önüne atlayabilir ve hayatımızı kaybedebilirdik. Yani, kaygı, bizim gerçek tehlikelerden korumak için var olan bir alarm sistemimizdir. Bu alarm sisteminin düzgün çalışmaması durumunda da kaygı bozukluğu olarak da adlandırılan anksiyete ortaya çıkmaktadır. Kişi sadece  önemli tepkilere alarm vermekten ziyade her konu da tetikte olmaktadır ve bu da yaşamını oldukça olumsuz etkilemektedir. 


 


Anksiyete; endişe, korku veya gerginlik duygularına neden olabilecek zihinsel bir sağlık durumudur. Bazı insanlar için endişe panik ataklara ve göğüs ağrısı gibi aşırı fiziksel semptomlara da neden olabilir. 


 


Anksiyetenin en yaygın belirtileri şunlardır:



  • kontrol edilemeyen endişe

  • korku

  • kas gerginliği

  • hızlı bir kalp atışı

  • uyku güçlüğü veya uykusuzluk

  • konsantrasyon zorluğu

  • fiziksel rahatsızlık

  • karıncalanma

  • huzursuzluk

  • sinirlilik


Bu belirtileri altı ay veya daha uzun süre düzenli olarak yaşarsanız, genel anksiyete bozukluğunuz olabilir ve acilen bir uzmana başvurmanızı önermekteyim. Unutmayın ki bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir. 


 


Anksiyete konusunda mutlaka kişinin semptomlarını izlemesi gerekir. Yani ben hangi konularda kendimi huzursuz hissediyorum konusuna odaklanmalı. Bunun sonucunda bir uzmana başvurduğunda daha kesin bir sonuç elde etmek daha mümkün olacaktır.


 


Terapiye gelen kişiye yönelik terapistin amacı kaygı kaynaklı sorunları yok etmek değil kişinin bu duruma verdiği tepkileri doğru bi hale getirmektir. Böylelikle, sadece gerçek tehditlere karşı alarm verecektir ve bizim için yaşam daha mümkün olacaktır. Bundan bahsederken aklıma bir psikoloğun anlattığı bir hikaye geldi. Adamın birisi geceleri uyurken yatağın altından birisi çıkacak diye korkuyormuş ve bu nedenle sık sık uykusu bölünüyor ve geceyi genelde uykusuz geçiriyormuş bununla ilgili bir tanıdığına başvurmuş ve tanıdığı da yatağın ayaklarını kes rahatlarsın demiş adam da çok düşük bir ücretle bu sorundan kurtulduğu için mutlu olmuş taaaaki başka bir evde uyuyana kadar.. 


 


Sonuç olarak,  sorunları yok etmek  yerine kişinin tepkilerini doğru hale getirdiğimiz de başka durumlara da genellemesi mümkün olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi