Buğrahan Doğangil - DUVAR

Buğrahan Doğangil - DUVAR

ETİ emekçileri sendikanın oyununa geldi

Geçtiğimiz hafta “ETİ Çıkmazı” başlıklı bir yazı kaleme almış ve ETİ Gıda’da işten çıkarılan emekçilerin yaşadığı krizin detayları üzerine gitmeye çalışmıştım.

ETİ’de neler olduğunu emekçiler, işveren ve sendika üzerinden değerlendirmeye çalışmış ve nedenleri sorgulamıştım.

ETİ Gıda’da olan şeyi sanırım artık tam manasıyla anlıyoruz.

Sendikanın oyunları, patronun çıkarları…

Emekçiler kapı dışarı…

100’ün üzerinde emekçinin sebepsizce, tazminatlarını tamamen alamadan işten çıkarıldığını iddia etmesiyle ETİ Gıda krizi cereyan etmişti.

Zaten süreci takip edenler yaşananları biliyor, bilmeyenler de “ETİ Çıkmazı” yazıma bakabilir. Aynı detayları verip lafı uzatmaya gerek yok. Direkt olarak sadede geleyim.

Fabrikada yetkili sendika olan Tekgıda-İş seçimli genel kurula gidiyordu.

Mevcut Genel Başkan Mustafa Türker ile Genel Sekreter İbrahim Ören’in aday olduğu genel kurulda kazanan İbrahim Ören oldu.

Türker’in iki katından fazla oy alan Ören istediği koltuğu elde etti.

ETİ’de işten çıkarılan emekçiler işten çıkarılmalarının baş müsebbiplerinden biri olarak İbrahim Ören’i gösteriyordu. Ören’in patron ile işbirliği yaptığını söylüyordu.

Aynı zamanda genel kurulda oy kullanacak temsilcileri kendi adamlarından oluşturmak isteyen Ören’in, Tekgıda-İş’in en güçlü olduğu yerlerden biri olan ETİ’ye bu yüzden de müdahale etmek istediğini açıkladılar.

Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte görüyoruz ki emekçilerin işinden olması tamamen sendika oyunları…

Ben hep diyorum Türkiye’de sendikacılık bitmiş. Sendikalar siyasetin, sermayenin kölesi olmuş. Proletarya dışlanmış, habis ilan edilmiş…

Neyse…

Konuya geri dönersek, İbrahim Ören istediği gibi delegeleri koordine etmiş, ETİ’de Mustafa Türker’ci olan emekçileri işten çıkarttırmış diyebiliriz.

İşveren Kanatlı ailesi de fırsattan istifade hem yeni başkan ile iyi ilişkiler yelken açmış hem de tazminatlardan kurtulmuş. Ne ala memleket!

Artık eski Genel Başkan Mustafa Türker de yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz cuma günü konu ile ilgili açıklamalar yapmıştı.

Mustafa Türkel, ETİ’de işten çıkarılan işçilerin Eskişehir’de yaptığı protestonun tarihi niteliğe sahip olduğunu belirtmişti. Türkel, yaşananları en iyi bilen kişilerin o işçiler olduğunu ve kendilerine hak verdiğini ifade etmişti. Türkel, olağanüstü genel kurulun ardından pazartesi günü ilk iş olarak yaşanan haksızlıkların giderilmesi için girişimde bulunacağını da söylemişti.

Olağanüstü genel kurulların olağanüstü sonuçlar doğuracağını belirten Türkel, sendikalarda kişilerin yaptığı hataların bu demokratik süreçlerle giderilmesinin mümkün olduğunu vurgulamıştı.

Şimdi Türkel’in açıklamaları tam manasıyla anlam kazandı.

Türkel seçimi kaybedeceğini anlayınca emekçilerin yanında mesajı verip oy toplamaya çalışmış. Ören’in işten attırdığı emekçilerin desteğini alarak son bir hamle yapmaya çalışmış ama görüldüğü üzere yeterli olmamış.

Yani emekçiyi düşünen falan yok, yaşananların hepsi güç ve çıkar savaşları…

Türkel samimi ise pazartesi seçimi kaybettim demeyip yine işten çıkarmaların üzerine gitseydi. Palavra, laf salatası…

İbrahim Ören zaten emekçilerin ifadelerine göre patronun adamı, ondan doğru düzgün bir açıklama gelmesini beklemek hata sanırım.

Kendisi işten çıkarılan emekçilerin haklarını alarak ayrıldığını söylemişti. Emekçiler ise tam tersini.

Ayrıca ETİ gibi köklü bir markanın yaşananlar ile ilgili resmi bir açıklama yapmamış olması da düşündürücü. En azından avukatlar aracılığı ile emekçilerin ne şartlarda işten ayrıldığı ya da çıkarıldığı açıklanmalıydı.

Sendikadaki güç oyunlarının emekçileri işinden ettiği bir senaryoyu daha geride bırakıyoruz maalesef.

Sonra ben ülkeye “Muz Cumhuriyeti” deyince bazıları yerinden hopluyor. Siz kendi ahmak dünyanızda yaşamaya ve memlekette yaşananları görmemeye devam edin.

Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Buğrahan Doğangil - DUVAR Arşivi