AK Parti’de hafta sonu adaylık için temayül yoklaması yapıldı.
Dijital ortam üzerinden yapılan oylamada parti üyeleri aday adayı olan isimlere oy verdi.
Ancak…
Söylenenlere bakılırsa, yapılan temayül yoklamasında adeta satranç oyununa benzer stratejiler hayata geçirilmek istenilmiş.
Zira…
Yapılan oylamada aday adaylarından çok aday adayı olmayan isimlere oy çıkmış.
Anlatılanlar ve konuşulanlar doğruysa:
örneğin bir grup, büyükşehir belediyesi için aday adayı olmayan bir ismin üzerinde yoğunlaşmış.
Mevcut aday adayları yerine bu isim yoğun olarak yazılmış…
Partinin bir yöneticisi, aday adayı olmamasına rağmen çevresindekilere kendi ismini yazdırtmış. Bunun nedeni de, temayül sonuçlarının direkt Erdoğan’ın önüne gidecek olmasıymış. Belki de “İsmim çıkarsa belki Erdoğan7ın hafızasının bir yerinde durur” diye düşünmüş olsa gerek…
öte yandan, aday olmayı bekleyen bir isim ve çevresi, kendine ciddi rakip gördüğü bir başka ismi, sırf “Benim yerime onu aday yapmasınlar” düşüncesiyle, başka bir belediye adaylığı için yazmış.
Kısacası…
AK Parti temayül yoklamasında organize işler dönmüş…
Aday olmayı düşünmeyen ve istemediğini de defalarca hissettiren bir ismin adı ısrarla ve belki de kasıtlı olarak yazılmış…
Partinin yöneticisi, çevresine kendi ismini yazdırarak, bir anlamda durumdan vazife çıkartmaya kalkmış.
Aday olan bir isim çevresine, en ciddi rakibinin ismini, başka bir belediye için yazdırtarak, hedef saptırmaya kalkmış.
Yukarıda da söyledik.
Parti çevresinde yapılan temayül yoklamasına yönelik anlatılanlar bunlar…
Sonuçları görmedik, doğru olup olmadığını bilmiyoruz…
Fakat organize işlerin olduğu neredeyse  her köşe başında anlatılıyor

.....

Canı gönülden kutluyoruz AK parti meclis grubunu…

Dün şöyle bir haber geçti ajanslar:
Bayburt’ta 20 ay önce, belediye tarafından 75 dönüm arazi üzerine kurulan ve 17.600 panelden olşan güneş enerji santrali 14 milyon kilowatt saat enerji üretti.
Türkiye’nin ilk belediye güneş enerji santrali ürettiği bu elektrikle 1 milyon 852 bin liralık gelir elde etti. Türkiye’nin ilk belediye güneş enerji Santrali’nin elde ettiği elektrik, 2 bin 250 konutun ihtiyacını karşılayacak olarda.
Sözünü ettiğimiz haber bu şekilde yer aldı dünkü haberlerde…
Aslında bu haber, meclis çoğunluğu bulunan AK Parti grubu konuyu 7 ay komisyonda bekletmeseydi, akabinde resen meclise getirilen konuyu ret etmeseydi, belediye yönetimini mahkemeye gitmeye zorlamasaydı ve tüm bu saydıklarımız yüzünden kurulmak istenilen güneş enerji santrali 2 yıl geciktirilmeseydi şu şekilde olacaktı:
Odunpazarı Belediyesi’nin 24 ay önce Türkmentokat Mahallesi yakınlarına, 50 dönüm arazi üzerine kurulan Türkiye’nin ilk Güneş Enerji santrali 1 milyon 650 bin kilowatt sat elektrik üretti. 2 ton karbondioksit salınımı yaptı. 1 Milyon 400 bin lira gelir sağladı. Bu santral Türkiye’nin ilk belediye tarafından üretilmiş güneş enerji santrali olma özelliği taşıyor.

Ama olmadı…
AK Partili meclis çoğunluğunun inadı ve resmen engellemesi sayesinde, dünkü haberlerde Odunpazarı belediyesi yerine Bayburt belediyesi yer aldı.
Ne diyelim?
Eskişehir Odunpazarı Belediyesi yerine ülkede  Bayburt Belediyesi’nin konuşulmasını sağlayan AK Partili meclis grubunu canı gönülden kutluyoruz!

.....

Bakın! Bu hikayede çok
 büyük bir anlam var...

İki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varmışlar. Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış. Dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına bırakmış. öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesini de çıkarmamış. Dervişler dere kenarından bir kilometre kadar uzaklaştıklarında; diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş:
- Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta seni baştan çıkarabilirdi.
öteki derviş oldukça sakin karşılık vermiş:
- Dostum ben o kadını bir kilometre geride bıraktım. Sen? Sen ise hala onu taşıyorsun.

.....

Biraz da gülmek lazım

Şiddetli ishal olan Temel, hastaneye kaldırılmış.
Doktor, kısa bir muayeneden sonra, hastabakıcıya talimatını vermiş:
-Hastamız şiddetli ishal, kendisini hemen tekerlekli sandalyeye oturtun ve ilgili servise götürün.
Hastabakıcı Temel’i tekerlekli sandalyeye koymuş ama yanlışlıkla koridorun sonundaki psikiyatri servisine bırakmış.
Aradan birkaç gün geçmiş. Temel’e ilk teşhisi koyan doktor, Temel’i psikiyatri servisinde görünce şaşkınlıkla sormuş:
-Yahu sen ishaldin, ne arıyorsun psikiyatri servisinde:
Temel kafasını sallamış:
-Ne pileyum, sizin hastabakıcı puraya ceturdi...
-Peki ishal durumun nasıl?
-Aynen eskisi gibi ama...
-Aması ne?
-Artuk kafama takmayrum