1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Parti'nin Eskişehir'deki oy kaybı en az yüzde 4-5 oranında

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ES TV’deki programda hesap yapıyor.
-"biliyor musunuz?" diyor önce…
Ardından da…
-"Bu referandumda AK Parti’nin Eskişehir’de kaybettiği oy 30-35 binin üzerinde. Bunu oranlarsanız kayıp oyları yüzde 4-5’e tekamül ediyor" diyor.
Bunu nereden çıkarttığını soruyoruz, anlatıyor:
-"Biz referandum öncesi süreçte pek çok mahalle ve köyü gezdik. AK Parti ile MHP tabanının bir bölümünün birbirine yaklaştığını gözlerimizle gördük. MHP tabanından bir kısım oyun referandumda Evet tarafına gideceğini de biliyorduk. Nitekim böyle de oldu. Eskişehir’de MHP tabanının bir bölümü referandumda Evet oyu verdi. O nedenle Eskişehir’de çıkan Evet oylarının en az yüzde 4-5’i MHP tabanından geldi. Bunu hesap ettiğinizde AK partinin 1 Kasım seçimlerinde aldı oyun neredeyse 40 bin civarı azaldığı, AK partye oy vermiş 40 bin civarında insanın bu referandumda Hayır oyu kullandığı ortaya çıkıyor" diyor.
O nedenle, referandumun Eskişehir sonucu ile ilgili AK partililerin "MHP’den oy gelmedi" şeklinde yapacakları bir açıklamanın gerçekleri yansıtmayacağını söylüyor Kazım Kurt.
Sözlerini de şu cümlelerle tamamlıyor:
-"Hesap ortada. Herkes referandumun Eskişehir sonuçlarını açıp önüne incelesin. AK partinin bu referandumdaki oyu yüzde 40’ın da altına düşmüştür. AK parti bu referanduma MHP işbirliği ile girmemiş olsaydı, bu partinin Eskişehir’de aldığı oy yüzde 40’ın çok altında olurdu"


***


Yanlış bir saptamada bulunmuşuz…


Dün bu köşede, Eskişehir’deki Evet oylarının niçin geride kaldığının bir tahlilini yapıp, AK parti’nin bundan sonra Eskişehir’de topu kalesinden nasıl çıkartabileceğini sorarken bazı tespitlerde bulunmuştuk.
Bu tespitler arasında da, "harcırah için Eskişehir’e gelen bakanların bir katkısının olmadığı ortaya çıktı" şeklinde bir saptamada bulunmuştuk.
öncelikle şunu kabul ediyoruz ki bu saptamada topuz biraz ağır kaçmış.
Ancak…
Söz konusu saptamayı, zaman zaman bazı partililerin "Bakanlar gelince biz de tüm gün onların programlarına bağlanıyoruz ve bütün gün seçim çalışması yapamıyoruz" yakınmalarından yola çıkarak yapmıştık.
Ancak buna rağmen, bu durum bizim yaptığımız bu saptamanın ağırlığını hafifletmiyor.
Dün birkaç telefon aldık bu saptamamızla ilgili.
öncelikle, bakanların dediğimiz amaçla Eskişehir’e gelmelerini harcırahla izah etmemizin son derece yanlış olduğu yönündeydi aldığımız telefonlar…
-"Bakanlar harcırah düşünse Eskişehir yerine başka uzak şehirlere ve ülkelere gider"  deniyordu.
En önemlisi de…
Eskişehir’e gelen bakanların, Eskişehir’in bakanı Nabi Avcı tarafından bin bir ısrarla Eskişehir’e getirildiği hatırlatılarak ve haklı olarak "Böyle denilirse Eskişehir’e bundan sonra hiçbir bakanı getiremezsiniz" denilmesiydi.
Sonuç olarak…
Biz gazeteciler sıklıkla doğruya "Doğru", yanlışa "Yanlış" denilmesini isteriz.
Başkaları için söylediğimiz ve istediğimiz bu durum kendimiz için de geçerlidir.
O yüzden, bakanların Eskişehir’e gelişleri ile ilgili yaptığımız saptamanın ağır ve yanlış olduğunu kabul ediyoruz.
Her ne kadar, aynı partiden gelen sızlanmaları aktarmış olsak da bu dili kullanmamalıydık…


***


Sandık başına endişeyle mi gidilmiş?


Referandum sonuçlarını neredeyse bire bir tutturan Gezici Araştırma Şirketi bir profil çıkartmış.
çıkarttığı profile göre:
Gençlerin yüzde 68’i, Memurların yüzde 60’ı ve Emeklilerin yüzde 60’ı referandumda Hayır oyu kullanmış.
öte yandan…
Tüccarın yüzde 65’i, Esnafın yüzde 50’ı ve ev hanımlarının yüzde 60’ı referandumda Evet oyu kullanmış…
Şimdi:
Her iki profile baktığınızda çoğunlukla Hayır oyu veren gençlerin gelecek kaygısı, memur ve emeklilerin ise çekilen ekonomik sıkıntı yüzünden Hayır oyu verdikleri anlaşılıyor.
Diğer taraftan…
Tüccar ve Esnafın da bozulabilecek mevcut ekonomik düzenin kendilerine bir tehlike oluşturabileceği endişesi öne çıkıyor.

Sonuç olarak…
Referandumda en çok Evet ya da Hayır veren kesimlerin vermiş oldukları oyların temelinde korku ve endişe var sanki…


***


İyi de gol ofsayt…


-"Anayasalar çatı kanundur. Diğer bütün kanunlar bu çatının altında toplanır. Bir referandum yaptık, ülkenin yarısı ‘Ben bu çatının altına girmem’ diyor. Eğer referandumdan yüzde 60-70 Evet çıkmış olsaydı mesele yoktu. Ancak bu sonuç ‘Hükümet baskısıyla bu sonuç alındı’ şeklinde algılanır ve söylenir"
Bu sözler 3 darbe yaşamış Necati Okuroğlu’na ait.
27 Mayıs darbesinde öğrenci birliği başkanıymış üniversitede.
12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde ise il başkanı.
-"Bu işlerden biraz anlarım" diyor.
Referandum sonucunun tartışma yaratan bir sonuç ve tartışma yaratacak bir şekilde yapıldığını söylüyor.
Cumhurbaşkanının referandum sonrasında yapmış olduğu konuşmaya da bir hayli takılmış.
-"Cumhurbaşkanını televizyonda izledim. ‘maçı 1-0 da olsa kazandık’ diyor. İyi de atılan gol ofsayt. Hakem maça müdahale etmiş ve goldü de saymış. Ne yazık ki böyle de bir durum var ortada" diyerek tamamlıyor sözlerini.


***


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM...


Mişon ile Salomon beş parasız New York'a gelirler ve 1 yıl sonra buluşmak üzere birbirlerinden ayrılırlar.
1 yıl sonra Salomon buluşma yerine üst baş dökülür, hırpani bir vaziyette gelip beklerken bir de ne görsün: Mişon buluşmaya Limuzin ile gelir.
Salomon şaşkın sorar: Seni zengin görüyorum bense hala beş parasızım. Ne iş yaptın da böyle zengin oldun?
Mişon: Tuvalet işletiyorum ama çok lüks bir tuvalet. Müşteri geliyor pisuvarın yanındaki kutuya 50 cent atıyor, işini hallediyor, yandan bir robotik kol çıkıyor, tutuyor, yıkıyor ve yerine bırakıp fermuarı çekiyor.
Hıımmm der Salomon ve 1 yıl sonra buluşmak üzere ayrılırlar.
1 yıl sonra Mişon buluşmaya yine Limuzin'i ile gelip beklerken bir de ne görsün Salomon helikopter ile gelir.
Bu kez Mişon şaşkın : Geçen sene üstün başın dökülüyordu, 1 yıl sonra ise seni benden daha zengin olmuş görüyorum, ne iş yaptın da bu kadar zengin oldun?
Salomon : Tuvalet işletiyorum ama çok lüks bir tuvalet.
Mişon: Eee benimki de...
Salomon: Müşteri geliyor pisuvarın yanındaki kutuya 50 cent atıyor, işini hallediyor, yandan bir robotik kol çıkıyor, tutuyor, yıkıyor.

Mişon : Eee benimki de...
Salomon : Ancak benim tuvaletteki robotik kol 10 Dolar vermeden bırakmıyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi