1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ankara'dan baktığınızda Eskişehir nasıl görünüyor dersiniz?

Osman Yüksel Serdengeçti, gazeteci kökenli bir siyasetçi.
Adalet Partisinde Milletvekilliği yapmış.
Sürekli partisinin politikalarını eleştiren sıra dışı bir isim.
Partisine yönelik yaptığı eleştiriler üzerine ihracı gündeme geliyor.
İhraç için bir bahane bulunması lazım.
Sonunda toplantılara kravatsız geldiği için kendisine bir uyarı cezası veriyorlar.
Bir dahaki toplantıya, kravatını beline takarak geliyor Serdengeçti.
Bunu niçin yaptığı sorulduğunda ise "Yasada nereye takılacağı yazmıyordu" diye bir savunmada bulunuyor.
Sonunda partiden atıyorlar Osman Yüksel Sedengeçti'yi.
O da çıkarttığı dergisinde verip veriştirmeye başlıyor iktidara.
Tutukluyorlar tabi.
Bundan sonrası daha da ilginç…
Osman Yüksel Serdengeçti, tutuklanınca, zamanın Ankara valisi Nevzat Tandoğan kendisini  yanına getirtir.
Son derece hiddetli bir biçimde:
-"Ulan öküz Anadolulu. Sizin milliyetçilikle, Kominizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa, biz yaparız. Kominizm gelecekse de, biz getiririz. Sizin iki tane vazifeniz var. Birincisi; çiftçilik yapıp, ürün yetiştirmek, ikincisi de Askere çağırdığımızda gelmek" der.
Bu aslında Ankara’nın Anadolu’ya bakışıdır…
Bu aslında ülkeyi ve devleti Ankara’dan yönetenlerin, Anadolululara bakış açısıdır.
Aradan yıllar geçmiş…

Fakat…
Ne siyasette ne de Ankara'nın Anadoluya bakış açısındaki sığlıkta hiç bir değişim olmamış.
Bugün hala partisini eleştirenler anında ihraç edilip atılıyor.
Ve bugün hala Ankara'da siyaset yapanlar, Anadolu'da siyaset yapanlara karşı benzeri tavrını sürdürüyor.
O nedenle…
Biz Eskişehir’de “Seçimleri kim kazanacak?, hangi parti nasıl hamle yapacak?, hangi parti ne şekilde seçim stratejisi uygulayacak? Eskişehir sonuçları ülkede ne gibi ses getirecek?” falan diye heyecan yapıyoruz ya…
Aslında kendi kendimizi gaza getiriyoruz…
çünkü: Ankara’dakilerin çok da umurunda değil Eskişehir…
Tıpkı diğer Anadolu kentlerinin de olmadığı gibi…
Zira Ankara’dan bakanlar Eskişehir’i, Eskişehir’den baktığınızda Zincirlikuyu Mahallesi nasıl görünüyorsa, aynen öyle görüyor…
O yüzden tüm dikkatlerini Ankara, İstanbul ve İzmir’e çevirip, diğer Anadolu kentlerine “Olsa da olur, olmasa da olur” kafasıyla bakıyorlar…


.....


 


Temayül mağdurları…


Okulu bitirmiş, iş bulamamışsın…
Bir yıl gece gündüz ders çalışıyorsun…
Amacın, KPSS denilen sınava girip, iyi bir not alıp, bir devlet kurumuna yerleşmek.
Böylece düzenli bir maaşa sahip olmak…
Dedik ya, gece gündüz elinde KPSS kitapları ders çalışıyorsun.
Sınav günü gelip çatıyor.
Giriyorsun sınava…
Son derece iyi geçiyor sınav…
Bir yıllık emeğinin boşa gitmediğini düşünüyorsun.
Heyecan içinde bekliyorsun sonuçları.
Nihayet geliyor sonuçlar.
Neredeyse tam puana yakın bir puan almışsın.
Havalara uçuyorsun adeta…
Listenin en üzerindesin. Artık devlet memuru olman için önünde küçücük bir mülakat engeli kalmış…
“Nasıl olsa bunu da geçerim” diye düşünüyorsun kendi kendine…
Yazılıdan tam puan almışsın neticede…
Mülakat günü geliyor.
çıkıyorsun birkaç kişinin karşısına…
Konuşuyorsun karşılıklı. Onlar soruyor sen cevap veriyorsun.
“Bitti” dediklerinde sen de odadan “Bitti bu iş. Oldu. Artık devlet memuruyum” düşüncesiyle çıkıyorsun…
Aradan bir müddet sonra sonuçlar ve atanacakların listesi açıklanıyor…
Kendini göremiyorsun orada. Halbuki o kadar eminsin ki atanacağından…
Ama olmamış. Yazılıdan tam puan almana rağmen, mülakatta en düşün puanı vermişler ve elemişler seni…
Yazılıda en düşük puan alanlar ise, mülakatta en yüksek puanı alarak atanmışlar…
çünkü önemli olan: Senin ne yaptığın değil, onların kimi istediği ile alakalı.
Dünyan kararıyor birden…
Psikolojin bozuluyor aylarca…
Haksızlığın en büyüğüne uğradığını düşünüyorsun sürekli.
Ve bu psikolojiyle yaşamaya devam ediyorsun aylarca…
Onca eğitim, Onca ders çalışma, bağladığım umutlar, hakkın, hepsi ama hepsi yerle bir oluveriyor…
Bu anlattığımız olayın yüzlercesi yaşandı bu ülkede.
Sırf bu anlattığımız yöntemle yüzlerce insan mağdur edildi.
Hala da ediliyor.
İşte siyasi partilerde aday belirleme adına yapılan temayül yoklamaları da tıpkı bu anlattığımız olayın bir benzeri içeriğinde…
Bugüne kadar temayülden birinci çıkıp da aday yapılmış tek bir kişi göremedik Eskişehir’de…
Aday yapılanların tamamına yakınının temayül yoklamalarına katılmamış isimler olduğuna defalarca şahit olduk.
Mantık aynı mantık:
Yani “Senin ne yaptığının hiç mi hiç önemi yok. önemli olan onların kimi istediği”


 


.....


 


önce beyin gitti, sonra para…


Şu sıralar Almanya’da 2 gün süreyle hiçbir bakan ortalarda gözükmeyecek.
çünkü…
Almanya yapay zeka atağına hazırlanıyor.
2026 yılına kadar bu alana 3 milyar euroluk kaynak ayrılması kararı alınmış.
İşte, Başbakan Merkel ve kabinenin tüm bakanları, bu konu ile ilgili eğitim ve bilgilendirme toplantıları için 2 günlerini ayırmışlar.
Almanya’nın kalkıştığı bu atakla amacının, bu alanda, yani yapay zeka alanında önder olan ABD ve çin’i geçmek istemesiymiş…
Dünya teknolojik anlamda başka bir yerlere gidiyor…
ülke olarak bu konuda çok şeyi ıskaladık.
Ekonomik kalkınmanın temelinde 2 unsur var…
Biri “Bilgi”, diğerdi ise “Para”
Bilgi ülkenin elinden uçup başka ülkelere gitti ve halen de gitmeyi sürdürüyor.
Son zamanlarda buna “para” da eklendi…
Şirketler, iş adamları paralarını başka ülkelere taşımaya başladı…
O yüzden…
Bizim ülke olarak, teknolojik anlamda bu hıza yetişebilmemiz için, yurtdışına giden beyinlerimizi yüksek maaşla geri getirme gayretinden öte, başka bir şeyler yapmamız gerekiyor galiba…
“Nedir onlar?” diye soracak olursanız, hemen aklımıza “Hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, fikir özgürlüğü, serbest medya, tüm kurumlarıyla çalışan demokrasi, otonom üniversiteler, liyakat bazlı görevlendirmeler ve bilime saygı” gibi başlıklar geliyor ki, bu başlıkların tümü, gerek beyin gerekse para göçünün asıl nedenleri gibi sanki…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi