1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Asıl yüzleşilmesi gereken mesele...

-“Şehrin içinden geçen demiryolunu yer altına alacağız dediler”
Hatta…
-“Trenler 8 kilometre yerin altından gidecek. Şehir merkezinde büyük bir rahatlama olacak” da dediler.
Dahası…
-“Bir yılda bitecek. üstte oluşacak bulvara da Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı ismini vereceğiz” de dediler iyi mi?
Kulağa ne kadar hoş geliyor.
Aslında alkışlanacak hizmet!
Ama gelin görün ki; önce “ödenek yok” deyip, yer altındaki 8 kilometrelik mesafeyi 2-3 kilometreye düşürdüler…
Ardından, bir yılda biteceği söylenen inşaatı 6 yılda ancak bitirebildiler.
üzerinde oluşan bulvara da, bir tek Eskişehirlinin dahi “İyi olmuş” diyemeyeceği çirkinlikte, betonla kaplı bir bulvar yaptılar.
Yaptıkları bulvar düzenlemesini kendileri de beğenmemiş olmalı ki, Recep Tayyip Erdoğan ismini vermeyi bile yakıştıramadılar.
HHH
-“Eskişehir Gar binası şehrin ortasında kaldı. Eskişehir’e yeni bir Gar binası yapacağız” dediler.
-“Mevcut Gar binası şimdi bile ihtiyacı karşılamıyor. Artan tren seferlerini karşılayacak modern bir Gar binası yapacağız” da dediler.
-“Yapılacak Gar binası Türkiye’ye örnek olacak” da dediler iyi mi?
Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?
Aslında alkışlanacak hizmet!
-“Gelin şu Gar binasını Şeker Fabrikası arkasında yapın. Otogarla da irtibatlı olsun” tavsiyesine dönüp de bakmadılar bile.
Bir ara Enveriye’nin orayA yapmayı düşündüler.
Sonra işin içinden çıkamadılar, mevcut Gar binasını bulunduğu yeri genişletmede karar kıldılar.
HHH
-“Eskişehir’e yeni bir stadyum yapacağız. Avrupa kupa maçları bile Eskişehir’de oynanacak” dediler.
Türkiye, Avrupa Kupası futbol organizasyonunu alamayınca verdikleri sözü unuttular…
Eskişehirli “Ne oldu yeni stadyum sözünüz?” diye sorunca, “mevcut Stadyumu TOKİ’ye vereceğiz, TOKİ bize yeni Stadyum yapacak. Karşılığında aldığı Atatürk Stadyumunun yerine de Otel ve AVM yapacak” dediler.
Eskişehir kamuoyu “Olur mu öyle şey? Atatürk Stadyumu şehrin malı… Madem yeni stadyum yapılacak, bulunduğu yere yapılsın” deyince işin içinden çıkamadılar.
Bir ara “TOKİ size bedavaya stadyum falan yapmaz. Atatürk stadyumunun yerini elbette TOKİ’ye vereceğiz. O da istediği gibi değerlendirecek” falan deseler de, kamuoyu baskısı yüzünden fazla direnemediler.
Sonunda Türk dünyası projesi kapsamında Anadolu üniversitesinden aldıkları parayı, yeni Stadyumu yapacak olan TOKİ’ye verdiler.
Bu arada…
-“Yeni Stadyum Muttalip’de yapılsın” önerilerini de dinlemeyip, Sazova’ya yaptılar.
Yaptıkları Stadyumun tribün direkleri patladı, çatısının çökme ihtimali ortaya çıktı.
Sonunda Türkiye’nin en yeni stadyumu, bakım ve onarım için kapatıldı.
HHH

Bu saydıklarımız sadece 3 örnek.
-“yeni Kütüphane yapacağız” dediler, hala bitiremediler.
-“Yeni yüzme Havuzu yapacağız” dediler, hala bitiremediler.
-“Sarıcakaya ve Seyitgazi yolları yapılacak” dediler, hala başlayamadılar.
Sonuç olarak…
Sanki bir tane yatırım doğru, rasyonel yerinde ve zamanında yapılmış gibi çıkıp:
 “Biz çok hizmet yapıyoruz ama anlatamıyoruz.” Diyorlar.
Dahası…
Sanki sorunsuz, beğenilen, tartışma yaratmayan yatırımlar olmuş gibi çıkıp;
-“Bizim yaptıklarımızı başkaları üstleniyor” diyorlar.
O yüzden…
İktidar partisi aktörleri her fırsatta “çok şey yapıyoruz ama anlatamıyoruz. üstelik yaptıklarımızı başkaları üstleniyor” demek yerine, “Bu şehirde yaptığımız yatırımların zamanında bitirilmesini niçin sağlayamadık?  Yaptığımız yatırımlar niçin yanlış ve hatalı oldu?” sorularıyla yüzleşmesi ve  bunları sorgulamaları gerekiyor galiba…


....


Para cezasını hapis cezasına  çevirebilir miyim?


Sosyal medya üzerindeki bir paylaşımda rastladık.
Adam “1.275 lira doğal gaz, 980 lira da elektrik faturası geldi. Bu paraları hapis cezasına nasıl çevirebilirim ne olur yardımcı olun!” diye yazmış.
Anlaşılacağı üzere espri ve ironi yapmış…
Okuyunca biz de gülümsedik elbette.
Ancak…
çevremizde kiminle karşılaşsak, kiminle sohbet etsek elektrik ve doğal gaz faturaları mutlaka konu oluveriyor.
Her ne kadar yukarıda verilen rakamlar kadar olmasa bile, çevremizde 400-500 liranın altında doğalgaz faturası ile 250-300 liranın altında elektrik faturası gelen ev yok gibi…
Daha kışın başında olduğumuz ve en az 2-3 ay daha bunun böyle devam edeceği düşünüldüğünde, yukarıda güldüğümüz paylaşım ileride gerçek olursa kimse şaşırmamalı…


.....


Takdir özürlülüğümüz de yok değil hani!


Kişilerin yanı sıra, kurumlara, Odalara ve hatta  partilere bakış açımıza kadar yaygın bir hastalığımız var
-"Adamı sevmem ama, şu yaptığı iyi bir iş" lafı çıkmaz bir türlü ağzımızdan.
Ya da…
-"Şu partiden nefret ediyorum ama, yaptıkları şu iş gerçekten güzel bir hizmet" lafı da aynı şekilde…
Bize göre…
Sevdiğimiz adam ya da parti hep en iyisini yapar.
Sevmediğimiz adam veya parti ise, ne yapsa yapsın hep en kötüsünü...
Halbuki…
Herkesin eleştirilecek yanı kadar takdir edilecek bir yönü de mutlaka vardır.
Ama bunu söyleme cesaretini bir türlü bulamayız kendimizde.

Yaşadığımız ve şahit olduğumuz adaletsizliklerden sürekli yakınırız ama…
Kendi içimizde bir türlü adaleti ne yazık ki sağlayamayız.
Sonuç olarak...
Eleştiri konusunda kimse elimize su dökemez ama...
Ne yazık ki çoğumuz takdir özürlüyüz.
Ve takdir etmemek için de her zaman bir bahanemiz hazırda bekliyor…


.....


Biraz da gülmek lazım


Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır.
-Ayşe Hanım
beni tanıyor musunuz?
Yaşlı teyze cevap verir

-Ah evet Avukat Bey sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum.
Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız.
Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 lira fazla kazanmak için herkesi satarsınız.


Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur.
Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar

Peki Ayşe Hanım, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?
Kadın yine cevaplar


-Elbette tanıyorum
çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.
Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.
Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor
Yine herkes şokta.
Bütün salonu bir uğultu kaplar.
Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın
avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek
kulaklarına şunu fısıldar


-Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi