İnanamayacaksınız belki ama bu anlatacağımız olay gerçekten yaşanmış…

Karadeniz’in bir şehrinde yaşayan vatandaş, satın aldığı kolanın kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve kapakta “tekrar deneyin” yazısını görmüş.

Bunun üzerine kapağı tekrar şişeye takıp açmış yine aynı şey. Tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamış. Kapakta hala “tekrar deneyin” yazıyormuş.

Bunun üzerine, kola firmasının tüketiciyi dolandırdığını düşünen adam, kola şirketine dava açmaya karar vermiş. Avukat aracılığıyla kola firmasından 10 bin lira tazminat talep etmiş.

Olayı duyan kola firması büyük bir şaşkınlık yaşamış açılan dava karşısında. Firmanın yönetim kurulu bir ara Karadeniz bölgesine dağıttığı kola şişelerinin kapaklarına “Başka bir şişede inşallah” yazmayı bile düşünmüş…

Bu olay, aynı yöntemler kullanarak farklı sonuç almanın ne denli imkansız olduğunu ortaya koyan örneklerden biri…

Farklı sonuç alabilmek için yöntem değiştirmek gerekiyor.

Lafı Eskişehir’deki siyasete getirecek olursak…

önümüzde bir seçim var.

Bu seçim belki zamanında yani 2019’da olacak, belki de erkene alınacak.

Belki mahalli seçimler önce yapılacak belki de genel seçimler öne çekilecek.

Kim bilir?

Belki de her iki seçim birleştirilip, erken seçim olarak yapılacak.

Hangisi olursa olsun…

Eskişehir’de de her seçim öncesi aynı yöntemleri kullanarak farklı sonuç almaya çalışan bir iktidar partisi mevcut.

Eğer önümüzdeki seçimlerde farklı yöntemler yaratabilirse, farklı sonuçlara ulaşabilir.

Aynı yöntemlerde ısrar edilirse, sonuç iktidar partisi açısından değişmeyecek gibi görülüyor.

Tıpkı yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi…

Dahası…

Yine verdiğimiz örnekte olduğu gibi dava da sonuç vermeyecek…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Kim çok bağırıyorsa…

Eskişehir’de 3 kişi, ellerinde tüfeklerle sağa sola ateş ederek mahalleyi geziyor.

Bir yandan da bağırıyorlar “Hiçbir mahallede bonzai sattırmayacağız” diye.

Evleri basıyorlar resmen.

Mahallede büyük bir korku başlıyor.

Bir yandan da cep telefonu kamerası ile çekiyorlar bu yaptıklarını.

Görüntüler internet üzerinde dolaşmaya başlayınca polis harekete geçiyor.

Ne de olsa mahallede estirdikleri bir terör var.

Kısa süre içinde yakalanıyor 3 kişi.

Bir de ne olsa iyi?

-“Uyuşturucu satanın kafasını uçururuz. Bu mahallede bonzai sattırmayacağız. Mahalleleri uyuşturucu satıcılarından temizleyeceğiz. Uyuşturucu satanlar karşılarında bizi ve bu tüfeklerimizi bulur” diye bağırıp çağıran bu 3 kişinin yaralama ve uyuşturucu kullanmaktan sabıkalı oldukları ortaya çıkıyor.

Demokrasi mitinglerini hatırlarsınız…

En önde en çok bağıran, en çok eleştiren ve sosyal medya hesabından bu yönde en çok paylaşımda bulunanların fetö ile bağlantılı oldukları çıkmıştı ortaya…

Alkol, sigara ve uyuşturucunun gençleri ölüme sürüklediğini bar bar bağıran bir Yeşilay şube başkanı, uyuşturucu satmaktan yakalandıydı hatırlarsanız…

Bu örneklerin tümü bir gerçeği ortaya koyuyor.

O gerçek de “kim çok bağırıyorsa suçlu odur” gerçeğidir…

çünkü…

Suçluluk duygusunu bastırmanın en kolay yolu bağırmaktır.

O yüzden…

Sürekli aynı konuda bağırıp çağıranlara dikkat edin.

Yakındığı konuda kendisinin suçlu olma ihtimali fazladır.

Bu durum özellikle siyaset yapanlar için de geçerlidir…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Sanayi Odası seçimlerine doğru…

Eskişehir Sanayi Odası seçimleri için ortaya çıkan 2 başkan adayı var.

Biri Celalettin Kesikbaş diğeri Nadir Küpeli.

Bir üçüncü aday çıkmadığı takdirde bu ki isim Sanayi Odası Başkanlığı için yarışacak.

Oda başkanlığı yarışında 2 isim olmasına rağmen, bu ki isimden daha fazla ismi geçen biri daha var.

Harun Karacan…

Bir önceki Sanayi Odası seçimlerine olan etkisinden midir bilinmez, ne zaman Sanayi Odası seçimleri konuşulsa onun da mutlaka ismi geçiyor.

Harun Karacan’ın bu iki başkan adayından birini özellikle desteklediği ve kendisine “Ne yapacağız?”diye soranlara o desteklediği kişiyi adres gösterdiğine dair söylentileri bir hayli fazla duymaya başlayınca, arayıp kendisine sormak istedik…

Arayıp anlattık meseleyi…

Söylediği kısa ve net Harun Karacan’ın…

-“Bugüne kadar 2 adayla herhangi bir görüşmem olmadı. Adaylardan herhangi birine ‘seni destekliyorum’ falan demedim. Beni arayıp soranlara ‘Şunu destekleyeceğiz’ diye tek bir cümle kurmadım. 2 adaydan birine tek bir insanı yönlendirme gayreti içinde falan da olmadım. Eğer bu söylediklerimin dışında, benim herhangi bir adayı desteklediğimi ve bu yönde bir çalışma yürüttüğümü söyleyen varsa, kesinlikle doğruyu söylemiyor. Hatta beni de işin içine sokarak algı yaratma çabası güdüyor diye düşünüyorum…”

***

BİRAZ DA GüLMEK LAZIM

Delileri uçağa bindirmişler bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki sonunda pilot dayanamadı uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi. Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı. Baktı en başta bir deli ötekilere uymamış akıllı uslu oturuyordu.

-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.

Adam :

-Ben bunların öğretmeniyim diye cevap verdi. Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.

Pilot çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti. Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi. Pilot:

-Aman çok güzel! diye sevindi. Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli ötekileri derse almış olsa gerek diye düşündü. 
Ama dakikalar geçiyor arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi. 
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi! 
Dehşetle sordu:

-öğrencilerin nerede? diye...

-Dersler bitti. Hepsini evlerine gönderdim!