1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu özellikleri taşımayan aday falan olmasın...

 


 


önümüzde seçimler olduğu için biz de yavaştan aday profillerinin olması gereken özellikleri ile ilgili yazılar yazmaya başlayalım.


Belki, önümüzdeki seçimde aday olmayı düşünenlere de bir faydamız olur…


Şimdi…


Seçimi kazanacak olan bir adayda mutlaka olması gereken dört özellik var.


Bunlardan birisi: TANINIRLIK…


Aday olacak kişinin ismen ya da bizzat tanınıyor olması son derece önemli. çünkü seçim çalışmalarının büyük bir bölümü tanınırlık yaratmakla geçiyor. Yani aday olan kişiyi geniş çevrelere tanıtmakla harcanıyor günler. Bu yüzden aday olacak kişinin aynı zamanda tanınır olması hem önemli hem de iyi bir avantaj teşkil ediyor.


İkincisi ise: BİLİNİRLİK…


Pek çok kişi tanınırlıkla bilinirliği birbirine karıştırıyor.
Halbuki bu ikisi ayrı özellikler. Bir insan tanınıyor olabilir ama biliniyor olmayabilir. Nitekim çoğu zaman birine başka biri sorulduğunda  “Tanımışlığım var ama yakından bilmiyorum” cevabının alındığına şahit olunmuştur.


Bu yüzden “bilinirlik”, adayda olması gereken en önemli özelliklerden birisi. Bilinirlik, adaylara seçim yarışında büyük avantaj kazandırıyor.


üçüncüsü: GüVENİRLİK…


Adayın güvenilir olması seçimde kendisine en büyük avantajı sağlayacak özelliklerden birisi. Eğer aday olacak kişi çevresinde ve toplumda güvenilir olarak tanınıyor ve biliniyorsa, bu ona seçim kazanmada büyük bir artı yazacaktır. Zira, sırf güvenilir olması kendisine, bu konuda handikabı bulunan diğer adayların bir adım önüne geçmesini sağlayacaktır


Son, yani dördüncü özellik ise : KOLTUĞA YAKIŞMA…


Bu özellik, seçim kazanmada belki de en önemli özelliklerden birisi. Yani, oy verilen adayın seçimleri kazanması halinde, o görevi rahatlıkla ve en iyi şekilde yapabileceğine dair çevrede oluşturduğu kanaat büyük önem taşıyor. Oy verenlerin “Bu adam bu görevi yapar” düşüncesi, bu özelliği taşıyanları o koltuğa taşıyacak olan aynı zamanda en önemli kriter.


Yukarıda saydığımız bu 4 özellik, adayların seçim kazanmasında olmazsa olmaz 4 özelliktir.


Bu özelliklerden birinin dahi olmaması o adaya seçimi kaybettirir.


Sonuç olarak:


Tanınan, bilinen, güvenilen ve makama yakıştırılan bir aday, hangi seçim olursa olsun dört dörtlük bir adaydır. Ve bu dört kriteri de üzerinde barındıran bir adayın seçim kazanmasının önünde hiçbir engel duramaz.


Bu dört kriterden birinin olmaması ise, o adaya seçim kazanmada çok büyük engeller çıkartır.


Zira…


Seçmen, tanınan, bilinen, güvenilen fakat makama yakıştıramadığı, koltuğa oturtamadığı bir adaya oy vermez.


Seçmen, makama yakıştırdığı, bilinen ve güvenilir olup, tanınmayan birine de oy vermez.


Seçmen, Tanınan, bilinen ve makama yakışıp, güvenilir olmayan birini de tercih etmez


Bizden söylemesi…


.....


 


Teşkilatlar olmasa mı?


 


Bülent Ecevit, partisinin teşkilatlarına önem vermezdi.


Teşkilat yöneticileri atama yoluyla gelirdi göreve.


Kongre yapmamak için üye sayısı sürekli 149’da tutulurdu. Zira 150 olsa kongre yapma mecburiyeti vardı.


Atama yoluyla gelen yönetimler sürekli değiştirilirdi. Bir faksla görevden alınan yönetim yerini diğer bir yönetime bırakır, atanan o yönetim de bir müddet sonra yine faks emri ile görevden alınırdı.


O yıllarda DSP’de en iyi çalışan tek şey, partinin faksıydı…


Hatırlıyoruz da, o yıllarda aday listesi açıklanmış, listeye büyük tepki oluşmuş, Eskişehir’den otobüslerle Ankara’ya giden ve Ecevitlerle görüşüp “Bu listeyi değiştirin” diye rest çeken DSP’lilere Ecevit: “size mi soracağım nasıl liste yapacağımı? Oyu alan benim. Teşkilatlar değil. Beğenmiyorsanız gidin.” diye rest çekmişti.


Hatırlayanlar bilir:


Teşkilatsız girdiği seçimde de yüzde 21 ile birinci parti olmuştu aynı DSP


xxx


Benzer bir durum AK Partide de var.


Oyu, partinin lideri olan Recep Tayyip Erdoğan alıyor.


Erdoğan’ın partinin başından alınması halinde AK Partinin yüzde 10 barajını dahi aşamayacağını söyleyen bir dolu insan var.


Hatta…


Erdoğan’ın kazandırdığı oyun çoğu yerlerde teşkilatlar yüzünden düştüğü çokça söyleniyor.


xxx


Seçim zamanı partiler ve adaylar seçim çalışması yürütsün diye profesyonel şirketlerle anlaşıyor.


Bu şirketler, partilerin ve adayların seçim tarihine kadar yapacakları çalışmalar ile ilgili bir yol haritası belirliyor.


Bu yol haritasında partilerin ve adayların yapacakları çalışmaları, teşkilatların yapacakları çalışmaları ayrı tespit ediyor.


Genelde, parti ve adayların yapacağı çalışmalar için detaylı bir çalışma takvimi hazırlarken, teşkilatlar için de, onların uzak bir yerde oyalanmalarını sağlayacak, parti ve adayın çalışmasını tahrip etmemelerini sağlayacak, fakat seçimi onların çalışmalarını sağlayacak algıyı yaratan programlar hazırlıyor.


Yani bir bakıma…


Teşkilatları en önemsiz işlerle meşgul edip, en önemli işi yaptıklarına inandırıyor.


Bu iş yürürse, partiler ve adaylar rahat, tıkır tıkır işleyen ve olumlu sonuçlar doğuran bir kampanya yürütürken, teşkilatlar ise, çok önemli bir iş üstlenmiş algısı içinde önemsiz işler ile meşgul ediliyor.


Tüm bunlardan sonra, parti teşkilatlarının ne kadar önemli ya da önemsiz olduğunu sorgulamak istiyor insan?


Hele o teşkilatlar içinde bitmeyen kavgaları, “O varsa ben yokum” gibi söylemleri, kendi adayı ve partisine karşı ters çalışmaları gördükçe “Şu teşkilatlar olmasa, partiler ve adaylar açısından işler daha mı iyi olur?” diye geçekten düşünüyor insan…


....


 


Siyaseti umursayan yok…


 


Belki yukarıda bulunan iki yazıyla da ters düşecek ama böyle de bir gerçek var…


çıkın sokağa, önünüze geleni durdurun.
Ardından da, Eskişehir’deki milletvekillerinin isimlerini sorun.
Bu soruyu sorduğunuz insanların tamamına yakını, milletvekillerinin isimlerini bilmiyor olacaktır.
Belki aralarından bir ya da ikisini tanıyan çıkabilecektir ama.
6 milletvekilinin 6’sını da tanıyana rastlamayacaksınız emin olun.
çünkü…
Siyasete karşı son derece büyük bir ilgisizlik var.
Aynı durum Belediyecilikte biraz farklı…
Bir çok insan Eskişehir’deki Belediye başkanlarının isimlerini biliyor belki kendilerini de tanıyor ama, hala Belediye Başkanlarının kim olduğunu bilmeyenler de yok değil,
O nedenle…
Bizim sürekli bahsettiğimiz Eskişehir siyaseti Bin, bilemediniz 3 Bin kişinin etrafında dönüp dolaşıyor.
Konuştuğumuz siyasi gelişmeler, partilerin yapmış olduğu faaliyetler, milletvekillerinin birbirleriyle olan diyalogları, kavgalar gürültüler hep bu 3 Bin kişi etrafında anlam buluyor.
750 Bine varan bir nüfusa sahip bulunun Eskişehir’de, nüfusun neredeyse tamamına yakını için siyaset ve siyasi gelişmeler hiçbir anlam taşımıyor.
çünkü…
Vatandaşın siyasetle ne alakası var, ne de siyasete merakı.
Bu tespitin ardından şöyle bir tablo çıkıyor ortaya.
Yönetmek isteyen ve yönetenlerle, yönetilenlerin tercih ve öncelikleri oldukça farklı.
Demek oluyor ki…
Siyaset, belli bir hedefi olup bu hedefe ulaşmak için bu işi yapanlarla, bu kişilerin etrafında toplanan kişiler haricinde diğerleri için hiçbir anlam taşımıyor…


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi