1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu paralar bugün harcanmayacak da ne zaman harcanacak?

Esnaf Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları…
Bir de bunların üst kuruluşları var…
Konfederasyonlar, Odalar birliği falan filan.
Hepsinin kasasında önemli miktarda para var.
öylesine paralar var ki bu kuruluşların kasalarında, bankalarla oturup “Sen ne kadar faiz vereceksin” diye çatır çatır pazarlık yapıyorlar.
Böylece, kasalarında var olan para, para doğuruyor ve çoğalıyor.
Peki, bu paralar nasıl birikti o kasalarda?
Elbette üyelerden alınan aidatlar ve yine üyelerin almak zorunda oldukları evraklar karşılığında ödedikleri paralarla oluştu.
Yani…
O kasalarda biriktikçe biriken paraların tümü üyelerin paraları…
HHH

Şu sıralar Corona Virüsün neden olduğu salgın kabusu yaşanıyor…
Esnaf dükkanını kapattı, Tüccar da öyle…
Sanayicilerin bir bölümü şalter indirdi, bir bölümü üretime devam etse de hem zor durumda hem yarın ne olacağını bilemiyor.
Devletin “Destek” anlamında sunduğu olanaklar hiçbirini memnun etmiş değil.
“Kredi veriyor” denilen bankalar, kredi vermemek için bin bir dereden su istiyor.
“üç ay ertelendi” denilen borçların üzerine hem faiz konuluyor hem de üç ay sonra ödemelerin çifter çifter yapılacağı söyleniyor.
Kısacası…
Ticari hayatta tam bir kabus, endişe ve korku var…
HHH
Salgının izin vermediği, devlet desteğinin çare olmadığı ortamda, işler her geçen gün kötüye giderken,  yukarıda bahsettiğimiz kuruluşların kasalarda biriktikçe biriken paraları öylece duruyor.

Yani…
üyelerin aidatları iye yine üyelerin ödediği evrak paraları, durduğu yerde çoğalmaya devam ediyor.
Bu paralar bu gün kullanılmayacak da ne zaman kullanılacak?
üyelerden alınarak biriken o trilyonlar bu gün yine üyelere kullanılmayacak da ne zaman kullanılacak?
O paralar durduğu yerde daha ne kadar çoğalacak?, çoğalan o paralar kullanılmadığı sürece  Esnaf, Tüccar ve Sanayici daha ne kadar batacak?


......


Bütün ülkelerin dangalakları aynı!


Bizler, ülkemizde alınan sokağa çıkma kararının insanları sokağa dökmesi gibi bir olay yaşarken, diğer ülkelerin de bizden farksız olduğunun örnekleri geliyor…
örneğin; Yunanistan’da kilise hainleri yasaklanınca, kiliselere arka kapıdan girip gizli gizli ayinler yapanlar olmuş.
Almanya’da, hafta sonu hava sıcaklığını ve güneşi fırsat bilenler kendilerini dışarıya atmış. özellikle Berlin’de insanların oluşturduğu manzara eski günleri aratmamış.
Amerika ve İngiltere’de Paskalya’yı evde geçirmek istemeyenler hep birlikte parklara akın etmiş.
çoluk çocuk çimenlere yayılınmış, spor yapanlar, güneşlenenler iç içe koca bir günü birlikte geçirmiş.
Diyeceğimiz o ki, bizde olan bize saçma ve salak geliyor ama gördüğünüz üzere saçma ve salaklık bütün ülkelerde aynı.
Daha doğrusu…
Bütün ülkelerin dangalakları, dili, dini, ırkı, yaşadığı yer farklı olsa da aynı aynı dangalak demek ki!


.....


Bu iş böyle gelmiş,
böyle gidiyor!


Anadolu üniversitesi, özellikle Açık öğretim Fakültesi nedeniyle en fazla öğrenciye sahip üniversitelerin başında geliyor.
öğrencisinin çok olması, parasının da çok olması anlamına geliyor.
üniversite, kasasında biriken paraları harcayamıyor.
çünkü yapacağı her yatırım ve proje için YöK ve Maliye Bakanlığından izin alması lazım.
YöK ve Maliye Bakanlığı bu izinleri kolay kolay vermiyor.
örneğin, üniversitenin sunduğu 10 yatırım ve projeden ancak birine “Olur” diyor, diğerlerini ret ediyor.
Durum böyle olunca, yılsonunda, bütçenin Anadolu üniversitesi kısmında milyarlarca lira paranın biriktiği görülüyor.
Biriken bu paraların bir kısmının da faiz gelirleri olduğu ortaya çıkıyor.
Ne yapıyorlar?
üniversitenin kasasında harcanmayıp duran bu parayı hop alıyorlar.
Parayı alan maliye bakanlığı, aldığı paranın yarısını eksiği bulunan diğer şehirlerdeki üniversitelere dağıtıyor, diğer yarısını da Doktora ve benzeri eğitimde kullanılmak üzere YöK’e gönderiyor.
Bu iş yıllardır aynen bu şekilde sürüp gidiyor.
Her yıl, Anadolu üniversitesi kendi parasını (Harcamasına izin verilmediği için) harcayamıyor. Harcanmayan bu paraya devlet her defasında  el koyuyor.
El konulan Açık öğretim Fakültesinin parası neredeyse yeni kurulan bütün üniversitelere dağıtılıyor.
Bu arada…
Devlet Anadolu üniversitesi’nin parasına her el koyduğunda, şehrin siyasetçileri ve kamuoyu “üniversitenin parasına dokunulmasın. Bu üniversitemize ve şehrimize büyük haksızlık” diye tepki gösteriyor ama hiçbir zaman sonuç değişmiyor…
Kısacası…
Bu iş böyle gelmiş böyle de gidiyor…


.....


Arkadaş ya!


İçişleri Bakanı “cumhurbaşkanımızın kararıyla 2 günlük sokağa çıkma kararı aldık” diyor.
Cumhurbaşkanlığı sözcülerinden “Bizim haberimiz yok” şeklinde açıklamalar yapılıyor.
İçişleri Bakanı ertesi gün “Kendi kararımdı” diyor.
Dahası…
-“yaptığım sürece yakışmadı. İstifa ediyorum” da diyor.
Cumhurbaşkanı istifayı kabul etmiyor.
İçişleri Bakanı “Aynı kararlılıkla devam edeceğiz” diyor.
Sanki olay iktidar içinde ve çevresinde yaşanmamış gibi aveneler çıkıp, olayın ne başında, ne içinde ne de sonunda yer almayan kesime yönelip “Ne o hevesiniz kursağınızda mı kaldı?” falan demeye başlıyor…
Cumhurbaşkanı istifayı kabul etmeyince kendini sokağa atanlar ve İçişleri Bakanına gecenin bir yarısı destek olanlar var ya…
Bir yazar çıkıyor, insanların bakana destek için kendini sokağa atmalarının,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kabahati olduğunu yazıyor!
Söylenecek hiçbir şey yok!


.....


Biraz da gülmek lazım


Adamın biri iş başvurusunda bulunmuş.
Görüşmeye çağırmışlar; görüşme esnasında yönetici sormuş;
 – Peki beklentilerin ne?  Seni ne tatmin eder?
Arkadaş saymaya başlamış;
 – öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrıca şu anda bulunduğum dairenin kirası biraz fazla onu da şirketin karşılaması iyi olur, maaş olarak da 3000 dolardan aşağı çalışmam…
Şirket yöneticisi, dinler ve
 – Biz sana son model bir Cherokee ve Trabya’da bir villa vereceğiz, ayrıca bizim bu pozisyonumuz için planladığımız maaş 6000 dolardı, demiş.
Bizim elemanın gözleri fırlamış;
 – Şaka yapıyorsunuz, demiş.
Şirket yöneticisi yapıştırmış;
 – önce siz başlattınız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi