1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu süper buluşu sık sık kullanabiliriz aslında!

Kalabak suyuyla ilgili, damacanaların son kullanma tarihinden kaynaklı bir sıkıntı ortaya çıktı ya...
Aynı anda, simsiyah giydirilmiş ve üzerinde "Yıllardır bu damacanadan su içtiğinin farkında mısın Eskişehir" yazılı 2 tane de araç çıktı ya caddelere...


Aslında gayet de cin bir fikirdi bu!


Hatta…
"Yaşanan sıkıntıyla birlikte gelişen bir fırsatın değerlendirilmesi" diyebileceğimiz, büyük ihtimalle siyaseten yapıldığı hissi yaratan, asıl amacı; sıkıntı üzerinden muhalefet etme fırsatını sergilemeyi amaçlayan bir girişim olduğunu bile söyleyebiliriz!

xxx

Sıkıntının ortaya çıktığı günün ertesi günü bu 2 aracın bu şekilde giydirilip, sokakta dolaştırılması  kimin aklına geldi bilmiyoruz?
Kişi ya da kişiler bireysel olarak mı düşündüler, ya da bir parti organizasyonunun tasarımı mıydı, bunu da bilemiyoruz?
Fakat...
Kalabak suyu dağıtımında yaşanan sıkıntı ile birlikte, 2 aracın alel acele giydirilerek cadde ve sokaklarda dolaştırılması fikrini çoğu kişinin aksine beğendik!
Hatta bu son derece parlak fikri bulanlar ile fikri uygulamaya koyanları kendi kendimize tebrik bile ettik!
Gerek senaryo ve gerekse senaryonun sahneye konulması sahiden hoşumuza gitti!
öyle ki;
Aynı senaryo ve yöntemin, şehir olarak sıkıntı duyduğumuz diğer konularda da kullanabileceğimizi düşündük.

xxx

örneğin;
Her seçim öncesi değişmez vaatlerden biri olmasına, bugüne kadar en az 120 kez "Yapacağız" denilmesine rağmen bir türlü yapılmayan Eskişehir'in alternatif çevre yolları ile ilgili  aynı şekilde 2 siyah araç giydirilebileceği geldi aklımıza.
üzerine de "Yıllardır söz verilen çevre yollarının yapılmadığının farkında mısın Eskişehir" diye yazılabileceğini düşündük.

xxx

Mesela;
Sürekli yapılacağı söylenmesine rağmen bir türlü yapılmayan ve yaşanan kazalar nedeniyle birçok insanın canından olduğu Seyitgazi, Alpu ve Sarıcakaya gibi ilçe yolları için de 2 araç giydirilebileceğini düşündük.
üzerine de büyük ihtimalle "İlçe yolları yıllardır yapılmadığı için her kazada insanların öldüğünün  farkında mısın Eskişehir" yazılabileceği geldi aklımıza.

xxx

Hatta…


Alpu’daki tarım arazilerinin üzerine yapılmak istenen kömürlü termik santral’den hala vazgeçilmediği için 2 araç giydirip, üzerine de  “Zehir soluyacağının farkında mısın Eskişehir” yazılabileceğini düşündük.


Dahası…


-2 araç tutulup, simsiyah giydirmek suretiyle;


- Kaymaz’daki Altın madeni için “siyanüre boğulacağının farkında mısın Eskişehir”


-Eskişehir’in dört bir tarafında yapılacak 39 maden arama ihalesi için “Şehrin her yerinin delik deşik edileceğinin farkında mısın Eskişehir”


-Sürekli söz verilen ama yapılmayan Eskişehir’in demiryolu ile liman bağlantısı için “40 yıldır demiryolu ile limana bağlanamadığının farkında mısın Eskişehir”


Ve…


-“Hükmi şahsiyeti sona erdirilerek böle müdürlüğü yapılan TüLOMSAŞ’ için “Asırlık firmanın elinden gittiğinin farkında mısın Eskişehir” diye yazıp, o araçları şehrin cadde ve sokaklarında dolaştırmanın son derece faydalı olacağına kanaat getirdik.


xxx


Yukarıda da söyledik ya “Biz bu fikri, bu yöntemi çok sevdik!” diye…


Eskişehir’de yıllardır yaşadığımız her sıkıntı için rahatlıkla kullanabiliriz bunu!


öyle ya…


Yaşadığımız her sıkıntı için 2’şer araç giydirip, caddelere saldık mı işlem tamam!


Tek sıkıntı;


Bizim düşündüğümüz giydirilmiş araçlar, Kalabak suyu ile ilgili araçlar gibi cadde ve sokaklarda rahatça dolaştırılır mı?


İşte onu bilemiyoruz!


.....


 

Bırakın maske takmamayı bir tarafa…


 


Gelen hastaları çıplak vaziyette, yüzüstü, başı yatağı geçecek şekilde ve alnından destekli şekilde yatırıyoruz.


10-12 gün bu şekilde uyutuyoruz. Bazen 15-20 günü aşan uyutmalar oluyor.


Bu sırada hasta sürekli olarak oksijen makinesine bağlı vaziyette…


çünkü kendisi nefes alıp veremiyor.


Makine durduğu anda boğularak ölür.


Sürekli ilaç ve serum tedavisi uyguluyoruz bu süreç içinde.


Hasta sürekli uyuduğu için günde birkaç kez altına tuvaletini yapıyor.


Görevliler anında temizliyorlar.


Bu durum hem o görevliler için, hem de bizler için dayanılmaz bir durum.


Vücut direnci yüksek olanlar iyileşiyor.


Olamayan ise vefat ediyor.


İyileşen hastaları gerekli takviyeleri yaptıktan sonra servise gönderiyoruz.


Fakat şu da var ki, iyileştiği için servise gönderdiğimiz hastaların bir daha eskisi gibi sağlıklı olamayacağını biliyoruz.


Zira…


Hastalığın başta ciğerleri olmak üzere çeşitli organlarında büyük tahribat yarattığının farkındayız.


Bir süre sonra iyileşen hasta da bunun farkına varıyor.


Tamamen iyileşip hastaneden çıktığında, vücudunun eski vücudu olmadığını anlıyor.


Bundan sonraki hayatını da ölene kadar bu eksik vücutla yaşamaya mecbur ve mahkum oluyor…


Bu yazdıklarımız bir yoğun bakım hekiminin anlattıkları…


Bunları duyduktan sonra insanın bırakın maske-mesafe ve hijyeni, inanın evden dışarıya burnunu dahi çıkarası gelmiyor…


.....


 

Zurnanın zırt dediği yer!


 


Salgın nedeniyle işyerlerini kapatan esnafa devlet desteği geldi bundan 5-6 ay önce…


İyi de oldu…


İşyerleri kapalı olan esnaf bu kredi ile rahat bir nefes aldı.


Ancak…


İşyerleri uzunca bir süre açılamadı.


Açıldığında ise eski işler olmadı.


Yani…


Kredi alan esnaf, bu krediyi geri ödeyecek kadar parayı bırakın bir tarafa, kendi karnını doyuracak bir parayı bile kazanamadı.


Şimdi…


Alınan o kredilerin geri ödeme vakti geldi.


önümüzdeki süreçte krediler esnaftan geri çağrılmaya başlanacak.


Kredi alan esnafın neredeyse tamamına yakını bu parayı ödeyemeyeceğini söylüyor.


Krediye alan esnafın tamamına yakını, bu kredi geri ödemelerinin yılbaşına kadar ertelenmesini istiyor.


Devlet ne karar alır bilemiyorum ama, esnaf şimdi bu kredilerin geri ödemesiyle kabuslar görererek yaşıyor…


.....


Biraz da gülmek lazım


 


Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşırken, bahçede bir kalabalık görüyor. Hemen oraya koşuyor. Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlar:
—Papandreou seçimleri kaybetti. Hastaneye kaldırıldı... Bulgar zulmü devam ediyor. Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı... Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...
Başhekim bu işten hoşlanıyor:
—Ne yapıyorlar bunlar böyle ya?
—Efendim, ortadaki deli kendini gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.
Başhekim daha da hoşlanıyor. Dolaşmasını sürdürürken az ileride, sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmış.
—Peki ya bunlar?
—Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler, efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi