9-Emine GİRGİN

9-Emine GİRGİN

ÇAĞIN HASTALIĞI; TAKILMAK

Karantina günlerindeyiz ama bu ilişkileri konu almayacağımız anlamına gelmiyor. Bu süreçte İstikbal Dergi’miz bir süreliğine çıkamayacak oluşu beni gazete köşelerine taşıdı. Tabi bende büyük bir zevkle yazmaya devam edeceğim.


Geçenlerde bir erkek arkadaşımla sohbet ederken konu konuyu açtı ve konu tabi ki ilişkilere geldi. Geçmişte yaşadığı ilişkisinin iyi ve kötü taraflarını anlatırken birden bire gazeteci kimliğime yeniden bürünüp sohbeti röportaja çevirdim. Hem benim hem de her kadının kafasındaki soru işaretini cevaplandıracağım. “Bir erkek neden ciddi ilişkiden kaçar?”


Aslında bunu bir çok madde şeklinde açıklayabiliriz. Neticede kişiden kişiye değişen bir cevap olsa da hepsinin temelinde “hazır olmamak” yatıyor. çoğu erkek kendisini ciddi bir birlikteliğe hazır hissetmedikleri gibi, ciddi ilişkileri olursa “özgürlüklerinin kısıtlanacağını” düşünüyor. Hayatlarına sürekli karışacakları fikri onları ciddiyetten uzaklaştırıyor. Hal böyle olunca da ilişkisiz ilişkili erkeklerle yani takılmak isteyen erkeklerle karşı karşıya kalmak bizi çok şaşırtmıyor.


Zaten çağımızın hastalığı; takılmak…


Nedir bu takılmak? Her şeyi yaşayalım, gezelim, yiyelim içelim ama bir birimizin hayatına karışmayalım. Herkes her konuda özgürce hayatını yaşasın. Hem hiç muhatap olmayalım hem de karı koca gibi takılalım. Erkekler bu takılma olayını yürütebilse de, kadınlar her ne kadar başta kabullenmiş olsa da er ya da geç sürdüremeyeceğini itiraf ediyor. çünkü bir zaman sonra kadında beklentiler oluşuyor. Beklentilerinin karşılanmaması sonucu ise oluşan tek hissiyat kullanılma hissiyatı…


Erkekler bu ayarı tutturamayarak hem kadını istiyor hem de aman özgürlüğüm kısıtlanacak düşüncesiyle iletişimi sıfır tutmaya çalışıp kendi bireysel özgürlüğünü sürdürmeye ve alanına müdahale ettirmemeye çalışıyor.


Hal böyle olunca ne ilişkiden bir şey anlıyorlar ne de birbirlerini yeterince tanıyabiliyorlar ve kaçınılmaz son “ayrılık”.


Bir de her yaptığı harekete “takılmak” var ve bu bence daha büyük bir hastalık. Böyle davrandı acaba ne yapmak istedi? Saatlerce aramadı, yazmadı. Beni sevdiğini söylemedi. O olmadı bu olmadı gibi gibi gibi…


Takılmayın sevgili okurlar!


Her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim. An’da kalmayı başarın. Zaten bir kadın ve ya bir erkek sizi gerçekten istiyorsa, size olması gereken her şeyi yapacaktır. Arayacak, soracak, ilgilenecek, güzel zaman geçirmenizi sağlayacak. Bunları yaşayamıyorsanız kadında ve ya erkekte bu ilgi yoktur yani bu kadar takılmayın. Yoksa da yoktur, an’a odaklanın. An dediğimiz şey şuan bile geçmiş zaman,. Zaman hızla akıp geçiyor. Bir dakika öncesi yaptığımız ya da söylediğimiz hiçbir şeyi geri alma şansımız yokken neden zamanımızı birine adayacağız ki?


An’ı kendinizi sevmekle değerlendirin. Birinin sizi sevmesine, birinin size değer vermesine, birinin sizi övmesine, aşık olmasına ihtiyacınız yok. Zaten hayat öyle bir şey ki, gerçekten sevenler ne yaparsanız yapın hayatınızdan çıkmayacaktır. Bu sebeple bazı şeyleri çokta fazla kurcalamayın. Bırakın ciddiyetten korkanlar özüyle yüzleşsin. özgürlüklerini doyasıya yaşasın.


Zaten bir kadının ve erkeğin doymamışı sizi her zaman yoracak ve o ilişkiyi er ya da geç bitirecektir. Böyle yorulmaktansa gözü de gönlü de doymuş insanların gelmesini bekleyelim derim ben.


Sevgilerle…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9-Emine GİRGİN Arşivi