1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP eleştirdiği AK Partinin yaptıklarını yaparsa...

Savunduğu düşünce ve durduğu yeri bırakın bir tarafa…


AK Parti’nin, parti olarak en çok eleştirildiği hususları şöyle bir sıralayalım isterseniz…


-AK Parti’de biat var.


-AK Partide tek adam yönetimi var.


-AK partide parti içi demokrasi yok.


-AK Partide kimin nerede olacağına genel başkan karar verir.


-AK Partide kimin nerede olmayacağına da genel başkan karar verir.


-AK Partide genel başkanın istemediği başkan ve yönetimler istifa ettirilir. Etmiyorsa görevden alınır.


-AK Partide genel başkan her zaman haklıdır.


Şimdi gelelim CHP’ye…


Savunduğu düşünce ve durduğu yeri bırakın bir tarafa…


CHP’nin parti olarak eleştirildiği hususlar nelerdir sizce?


örneğin:


Her ne kadar eleştiri hakkı kullanılıyor olsa da, CHP’de biat olmadığını söylemek mümkün mü?


Ya da partide tek adam yönetiminin olmadığını söylemek mümkün mü?


Parti içi demokrasinin tam olarak uygulandığını söylemek mümkün mü sizce?


Ya da…


Partide kimin nerede olacağına veya olmayacağına kim karar veriyor?


Ve en önemlisi de…


Partide, parti içi demokrasi tam anlamıyla uygulanıyor mu?


Sonuç olarak…


AK Parti ile CHP arasında, parti işleyişi ve partinin yönetim tarzı açısından çok da büyük farklar yok.


O halde…


CHP’nin önce, kendisini AK Parti’den kesin çizgilerle ayıracak olan bir yönetim tarzı modelini hayata geçirmesi ve bu konuda gerekli reformları biran önce yapması gerekiyor…


Yani…


Biat ve tek adam yönetiminin olmadığı, parti içi demokrasinin tam anlamıyla uygulandığı, partide kimin nerede olacağına genel başkanın değil de üye ve delegenin karar vereceği bir sistemi oturtması ve titizlikle de uygulaması gerekiyor.


Aksi takdirde…


CHP ile AK Parti bugün için, parti yönetim tarzı açısından, sadece nüans farkları ile birbirinden ayrılıyor…


-CHP’liler “AK Partide biat var” diyor…


AK partililer “sanki sizde yok” cevabı veriyor…


-CHP’liler “Orada tek adam yönetimi var” diyor…


AK Partililer “Sanki CHP’de tek adam yönetimi yok” diye cevaplıyor.


-CHP’liler “AK Parti’de parti içi demokrasi yok. Genel başkan ne derse o oluyor” derken…


AK Partililer “Sizin de bizden farkınız yok ki” diyor…


CHP, AK Parti’de eleştirdiği her uygulamayı kendi partisinde yapmayı sürdürdüğü müddetçe, iki parti arasında yapılan “Farkları yok” kıyaslaması bu şekilde devam edip gidecek galiba…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Kim yaptıysa eline sağlık…


 


Şu son bir ay içinde 2-3 farklı şehre gittik.


Her gittiğimiz şehirde ortak manzara Suriyelilerdi…


Demek ki her yerde varlar.


Bizim dahi bu ülkede farkına varamadığımız birçok yerleşim yerini keşfetmişler ve yerleşmişler.


Suriyelilerin arasında zengin olanlar var.


Güzel de yaşıyorlar.


Esnaf olanlar var. Açtıkları işyerlerinde ortama uyum sağlamaya çalışıyorlar.


Ancak…


İçlerinde fakir olan ve dilencilik yapanlar da var.


Gittiğimiz şehirlerde Suriyeli dilencilerin bir hayli fazla olduğu çarptı gözümüze.


Perişan bir halde olduklarını gözlerimizle gördük.


Aslında, bundan birkaç ay öncesine kadar Eskişehir’de de benzeri bir durum vardı.


Hatırlayan olacaktır, her köşe başında, kucaklarında küçük çocuklarıyla Suriyeli dilenciler mevcuttu.


Hatta gazetelerin çoğu, “bizdeki mevcut dilenciler yetmiyormuş gibi bir de Suriyeli dilenciler her köşe başını sardı” şeklinde sık sık haber yapıyordu.


Bu gün için böyle bir manzara yok Eskişehir’de.


İlginç olan…


Suriyeli dilencilerle birlikte bizim yerli dilencilerimiz de tek tük karşılaştıklarımız dışında ortadan kayboldu.


Bu nasıl sağlandı? Hangi kurum ve kurumlar bunda etkili oldu bilemiyoruz…


Ancak…


Dilencilere karşı etkili bir mücadele yürütüldüğü ve bu mücadelenin de başarılı olduğu ortada.


Yapanın eline sağlık…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Herkese göre koltuk var ama…


 


Eskişehir’de siyasetçi yetişmiyor…


Partilerde aktif siyaset yapanların sayısı çok az.


Siyaset yapanlar zaten mevcutlar.


Arkadan yeni isimler gelmiyor ya da çok az geliyor.


Bakın partilere, bir yerlere yakıştırdığınız insanların sayısı bir elin parmağını geçmiyor.


Eskişehir’de siyasetçi yetişmediğine dair bu görüşü seçim öncesi aday adayları sayısı da doğruluyor.


Partililiğin tescil için ya da memuriyette yükselme adına aday adayı olanları çıkan bir tarafa, gerçekten bir makama yakıştırdığınız isim sayısı çok az.


Yani…


Siyaset yapanları toplayın, sağdan say 9 kişi, soldan say 10 kişiyi geçmiyor.


Şimdi…


önümüzde iki seçim var…


Biri mahalli seçimler, diğeri ise Milletvekili genel seçimleri…


özellikle AK Parti ve CHP açısından 3 milletvekili ve 3 Belediye Başkanlığı koltuğu var seçilme ihtimali olan.


Bunun yanı sıra…


Her iki ilçe belediyesinde de 30 civarında meclis üyelikleri…


Kısacası…


Zaten sayıları az olan siyasetçilerin tümü için bir koltuk şansı var bu iki partide.


Ama gelin görün ki, bu sözünü ettiğimiz 2 partide, sayıları 10’u bile bulmayan fakat aday oldukları koltuğun seçildiklerinde hakkını verebileceği düşünülen insanlar gırtlak gırtlağa girecek şekilde kavgalı.


Herkese göre koltuğun bulunduğu seçimlere, birbirleri ile kavga ve mücadele ederek giriyor hepsi…


İşte bu duruma anlam vermek çok zor…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
Yakışıklı bir Amerikalı çiftçi kasabaya inmiş. Bir kova, bir çekiç, iki tavuk ve bir de horoz satın almış. çiftçinin bütün bunları taşımakta zorlandığını gören dükkân sahibi ona akıl vermiş - çekici kovanın içine koy, kovayı bir elinde taşı. Tavukları koltuk altlarına sok ve horozu da öbür elinde taşı..! çiftçi, adamın dediğini yapmış ve kamyonetine doğru yürümeye başlamış. Yakışıklı çiftçinin yolunu bir kadın kesip:
- Affedersiniz, acaba çılgın Boğa çiftliği'ne nasıl gidebilirim? çiftçi Şansınız var, benim çiftliğim çılgın Boğa'ya çok yakın. Atlayın kamyonete sizi götüreyim...! Kadın : Peki ama, sizin beni şimdi bir duvara yaslayıp, bana tecavüz etmeyeceğinizi nereden bileyim ? çiftçi - Hanımefendi insaf, bir elimde içinde çekiç olan kova, koltuklarımın altında birer tavuk, öteki elimde bir horoz varken, ben sizi nasıl duvara yaslayıp tecavüz edebilirim? .. Kadın - çok basit..! Horozu yere koy, üstüne kovayı geçir, çekici de kovanın üstüne koy ki horoz kaçamasın...! Ben de tavukları tutarım...'


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi