1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Galiba lanet üzerimize çöktü

Mitolojik bir hikâyedir anlatacağımız.
Tanrı Apollon Kassandra isimli bir kızı görür ve çok beğenir.
Kendisiyle birlikte olma karşılığında kıza “geleceği görme” meziyeti vereceğini vaat eder.
Kızın amacı rahibe olmaktır.
Sırf bu yüzden geleceği görmek adına kabul eder bu teklifi.
Apollon ona geleceği görme meziyetini verir.
Ancak kız söz verdiği gibi Apollon ile birlikte olmaz. Rahibe olmayı seçer.
Apollon buna çok sinirlenir. Kandırılmayı içine sindiremez.
Kızı lanetler. Lanete göre; Kassandra geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktır artık.
Nitekim…
Kız Truva Savaşı'nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen kimseyi gördüğü şeylerin yaşanacağına inandıramaz.

HHH

Bu köşede sık sık yazıyoruz…
-“Esnafın biri, dükkânının önü kapanmasın diye dubalar koyup araç parkını yasaklıyor.”
-“Aynı esnaf, yayalar yürüsün diye yapılan kaldırımın üzerine ne kadar buzdolabı ve stant varsa koyuyor.?”
-“-İnşaat yapan bir müteahhit, inşaatına beton dökmek için, hem de günün en hareketli saatlerinde koskoca sokağı kapatıyor.” ..
-“Fırıncı, dışı artık çamur bağlamış kasalarla ekmek taşıyor.”..
-“Trafiğin en yoğun olduğu caddelerde ticari araçlar mal indirip, trafiği felç ediyor”…
-“Tramvay güzergâhında araçlar fink atıyor”…
-“Şehir merkezinden kaldırılan resmi Kurum binaları götürülüp yine şehir merkezine konuluyor”…
-“Şehrin uzağına taşınan Resmi Kurumların boşalttığı binaya başka bir Resmi kurum getirilip oturtuluyor”…
-“Zaten sıkışan kent merkezinde ki 5 km lik alana 5 Otel 3 Alışveriş merkezi sıkıştırılıyor”…
-“Odunpazarı ve İstasyon meydanlarını otoparka çevirip, sonra da meydan yapabilmek için uğraş veriliyor”…
-“Demiryolunun yer altına alınmasıyla üzerinde oluşan bulvar son derece çirkin düzenleniyor?”…
-“Havacılığın merkezi olan bir kentte Uçak seferleri neden olmuyor”

Bu sorunların Eskişehir’deki yaşamı her geçen gün daha da olumsuz hale getireceğini ifade ediyoruz ya…
Bu sorular cevap bulmadan şehirdeki yaşamın düzene girmeyeceğini söyleyip geziyoruz ya…
Nafile uğraşıyoruz.
çünkü…
-“Adın Reşit, kendin söyle kendin işit” misali, kendimiz söyleyip kendimiz işitiyoruz.
Zira…
Söylediklerimizi takan yok.
Kenti yönetenler, ya bize inanmıyor ya da yukarıda sadece bazılarını yazdığımız tüm bu sorun ve soruları “yokmuş” gibi davranıyor.
Saydığımız sorunları “Yokmuş” gibi görüp algılamalarına imkan yok.
çünkü…
çoğunu bizzat kendileri de yaşayıp şahit oluyor.
O halde karar verdik, bize inanmıyorlar.
Ne diyelim?
Biz de çoğu zaman kendi kendimize “Kassandra’nın laneti üzerimize mi çöktü acaba?” diye düşünmeye başlıyoruz.


.....


 


İstekli olmanın ölçüsü çok önemli…


Dün bu köşede “AK Parti cenahında ne oluyor?” başlığıyla bir yazı kaleme almış ve parti çevresinde özellikle adaylıklara yönelik konuşmalara yer vermiştik.
Yazı içinde, AK Parti’nin Odunpazarı’nın muhtemel Belediye Başkan adayları arasında eski Milletvekili Nedim öztürk’ün de isminin geçtiğini dile getirmiştik.
Nedim öztük, yazımızda kendisiyle ilgili geçen bölümlere ilişkin aradı.
Söylediği kısaca şu:
-“Parti aday belirleme konusunda mütevaziliğe büyük önem veriyor. Adaylık meselesinde makam ve mevki isteğinden ziyade, hizmet verebilirlik becerisini ön planda tutuyor. Yani, makamdan güç alacak olandan ziyade makama güç katabilecek isimler üzerinde duruyor. Ben de o kanaatteyim. O yüzden, özellikle de adaylık hususunda bir görevi çok istemenin genel merkez nazarında hiçbir önemi yok. Adaylığa istekli olmanın ölçüsü son derece önemli. O yüzden ben hiçbir şekilde aday adayı olmam. Genel merkez“Olacaksın” derse ki bu yerine getirilmesi gereken bir görevdir, o zaman yerine getiririm. Bu olmazsa bu güne kadar ne yapıyorsam devam eder, yaşantımı sürdürür, aday yapılanı da desteklerim.”


.....


Bu kadar da görgüsüzlük olmaz ki!


Yakın bir dostumuz aradı.
Cumhuriye Mahallesi Müderris sokakta Suriyeliler oturuyormuş.
Oturdukları evin cam demirlerine iç çamaşırlarını falan asmaya başlamışlar.
Evden çıkan gürültü de cabasıymış.
Canlarından bezmişler resmen.
Hiçbir görgü ve kural bilmediklerini, bilseler de yerine getirmediklerinden yakındı…
Bu kadar da görgüsüzlüğü hiç kimseden görmediğini ifade etti.
Kim ilgilenir? Kimin görev alanına girer bilmiyoruz ama, dostumuzun söylediğine göre bu durum devam ederse mahallenin de sokağın da tadı tuzu kalmayacak gibi…


.....


Seçim değil çalışma ofisi


AK Prtili Volkan doğan aradı.
Dünkü yazımızda “Odunpazarı’ndaki seçim ofisinde çalışmalarını sürdürüyor” saptamasındaki “seçim ofisi” tanımlamasının doğru olmadığını ve yanlış algılandığını söyledi.
Gerek dernekler platformu ve gerekse diğer oluşumlar çerçevesinde 6 tane çalışma ofisi oluşturulduğunu, Odunpazarı’ndaki ofisin de bunlardan biri olduğunu söyleyen Doğan “bu ofisler Odunpazarı bölgesinin daha iyi hizmet kavuşması adına kurulan ofislerdir. Siyasetle doğrudan alakası yoktur. Ben siyasi bir kimlik olduğum için ofislerin durumu biraz da bu nedenle siyaset ve seçimle birlikte anılıyor. Halbuki bu ofisler tamamıyla çalışma ofisleridir”


.....


Biraz da gülmek lazım


İki cüce erkek kardeş yine iki cüce kız kardeşle evlenmişler ve balayına gitmişler. Gittikleri otelde bitişik odaları tutmuşlar. Birinci çift ilk gecelerinde uğraşmışlar uğraşmışlar ama başarısız olmuşlar. Keyifleri kaçmış yan odadan gelen sesleri dinlemeye başlamışlar.. Birde ne duysunlar. Yarım saatte bir "haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormuş...
Sabah olunca kahvaltıya inmişler. İştahsız bir şekilde kahvaltıyı didiklerken diğer bütün gece hoplayan cüce çift gelmiş...Hoplayan cüceler:
- "Kardeş geceniz nasıl geçti?"
Bizimkiler:
- "Hiiç, yatıp uyuduk."
Gece hoplayanlar iç geçirmiş:
- "Ah ne güzel! Biz o kadar uğraştık yatağa bile çıkamadık...."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi