1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hazır eliniz değmişken Osmangazi'yi de bölün. Birine "Osman", diğerine "Gazi" dersiniz...

 


 


Şimdi ben iktidar partisinin Eskişehir’deki karar vericilerinin yerinde olsam…


-TüLOMSAŞ’ı dörde bölüp, “Eyy Eskişehirliler. İşte size 3 yeni demiryolu fabrikası daha yaptık” müjdesi veririm.


-TEİ’yi, T-E ve İ olmak üzere 3’e bölüp, Eskişehir’e Havacılık Sanayinde resmen çağ atlatırdım.


-Karşılıklı üçer şerit olan çevre yolunun, gidişte güney’de kalan bir şeridine “Güney çevre Yolu” tabelasını çakar “Bakın verdiğimiz bu sözü de yerine getiriyoruz” müjdesini açıklardım.


-Hazır daha inşaat bitmemişken, Şehir Hastanesini ikiye böler, arka tarafına da bir kapı açıp “Eyy Eskişehir halkı. Size bir tane Şehir hastanesi sözü vermiştik. Bakın 2 tane yaptık. Kadrinizi kıymetinizi bilin” müjdesini acilen duyururdum.


-Mevcut Havaalanı pistini, boylu boyunca ortadan ikiye bölüp, karşı tarafa da bir kule dikmek suretiyle, Eskişehir’e ikinci havaalanı müjdesini seçim öncesi çakıp geçerdim.


Ben olsam var ya…


-Eskişehir ile İzmir arasında var olan Demiryolu hattını “İşte Eskişehir’i İzmir limanına bağlıyoruz. Böylece liman bağlantısı sözümüzü de yerine getirmiş olduk” müjdesini verirdim.


Hatta…


-Var olan öğrenci yurtlarındaki odaları ortadan duvarla ikiye ayırıp “Kapasiteyi ikiye katladık. Hiçbir öğrenci dışarıda kalmayacak” açıklamasını yapardım.


Dahası…


-Eskişehir’in sahip olduğu 12 İlçenin her birinin tamamını ortadan bölüp, ilçe sayısını 24’e çıkartırdım…


Ben olsam cidden böyle yapardım…


Şimdi bu yazıyı okuyup da, “Niye saçma sapan şöyle yazıp duruyor bu adam” diye düşünebilirsiniz?


Böyle düşünmekte elbette haklısınız ama yapılan maalesef bundan başka bir şey değil…


Baksanıza!


7 yıl boyunca yeni üniversite kurulacak diye beklerken, var olan Anadolu üniversitesini bölüp, 3’ncü üniversite yapıyorlar…


Ne diyelim?


Hazır elleri değmişken Osmangazi üniversitesi’ni de “Osman” ve “Gazi” olarak ikiye bölseler de, şehrin üniversite sayısı 4’e yükseliverse…


.....


 


Bu fırsat hiç kaçar mı?


 


Alelacele 65 gün sonrasına erken seçim kararı alınmış.


Süre o kadar az ki, daha erken seçim kararı alınır alınmaz aday olmak isteyen bürokratların yüzde 90’ı vazgeçmek zorunda kalmış.


Adayların belirlenmesi, açıklanması falan kalacak 40-45 gün.


Nasıl çalışacağız, neler yapacağız, ne gibi bir strateji izleyeceğiz gibi çalışmalarla da geçti mi size bir 10 gün.


Kala kala, kaldı bir aylık bir süre…


Gezsen ne kadar gezersin, koşsan ne kadar koşarsın…


Para da harcamayacaksın zaten doğru dürüst…


O yüzden bu seçimler büyük bir fırsat.


Kimin için?


Tabii ki başta il başkanları olmak üzere siyaset yapan ve siyaset yaparken hedefi olanlar için.


Onlar da zaten böyle bir fırsatın ayaklarına kadar geldiğinin farkındalar.
O yüzden her bir partinin il başkanı görevlerinden istifa edip, milletvekili adayı oluyor…


İçlerinden bazıları listelere girecek, bazıları belki girmeyecek…


İçlerinden bazıları seçilecek, bazıları belki seçilemeyecek.


Ama şunu bilin ki, içlerinden seçilecek olanlar, il başkanı seçildiklerinden daha rahat bir şekilde milletvekili koltuğuna oturacaklar.


.....


 


Bu da sol’un ayıbı olsun…


 


Milli Görüş’ün oyu, 70’li yıllarda yüzde 5 bile değildi.


80’li yıllarda yüzde 10 oldu…


90’lı yıllarda ilk kez yüzde 10’u aştı…


2000’li yılların başında ne olduğunu siz zaten biliyorsunuz…


30-35 yıl sonra geldiğimiz noktada o jenerasyondan gelen bir Cumhurbaşkanı var.


Alternatifi olarak, yine aynı jenerasyondan gelme eski Cumhurbaşkanının ismi ile yine aynı jenerasyondan gelen Abdüllatif Şener’in isimleri falan dolaşıyor ise, ne diyelim?


Bu da CHP’nin, sol’un ayıbı olsun…


.....


 


Görev görevdir değil mi?


 


AK Parti il başkanı Dündar ünlü ile çeşitli zamanlarda 3 ayrı televizyon programına çıktık.


Bir-iki kez karşılıklı görüşmüşlüğümüz, 3-4 kez de telefonla görüşmüşlüğümüz var.


Topu topu 10’u geçmez karşılıklı konuşmamız.


Bu 10 konuşmanın en az yarısında “siyasette gelecek beklentiniz nedir?” ya da “Seçimlerde aday olmayı düşünüyor musunuz?” sorularını sorduğumuzu çok iyi hatırlıyorum…


Dündar ünlü’nün her iki soruya da “Siyasette hiçbir gelecek beklentim yok. Adaylık falan düşüncem de yok. Görev verilirse ‘yapmıyorum’ denilmez. Ben gezmeyi seven, bazı özel ilgi alanları olan biriyim. Siyaset insanın özel yaşantısını kısıtlıyor. Bu görevler bitince ben de o özlediğim yaşantıma geri dönerim. Ne milletvekili, ne de belediye başkanı olacağım diye yanıp tutuşmuşluğum falan yok. Ben herhangi bir hedef uğruna siyaset yapmıyorum.” cevabını verdiğini de gayet iyi hatırlıyorum…


Sık sık tekrarladığı bu sözleri samimi de buluyordum…


önceki gün Dündar ünlü ile ilgili iki önemli gelişme yaşandı.


Sabah saatlerinde, Pancar Kooperatifi genel kurulunda, Dündar ünlü Pancar Koop yönetim kurulu üyeliğine yeniden seçildi.


Aynı günün birkaç saat sonrasında ise, Dündar ünlü, 24 Haziran günü yapılacak seçimlerde milletvekili adayı olmak için, il başkanlığı görevinden istifa etti…


Ne diyelim?


Görev görevdir değil mi?


 .....


 


Biraz da gülmek lazım


 


Temel ölünce öteki dünyanın görevlileri listeye bakar ve Temel'e:
- Ya, senin adın bu listede yok!! Sen neden geldin? Bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni yeniden dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara göre insan olarak gönderilemezsin artık!. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya dönebilirsin. Ne olmak istersin?
Temel biraz düşünür:
- Yunus paliğu olayım o zaman!!
Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanır. Aradan 3 dakika geçmez ve Temel tekrar öteki dünyaya geri döner. çok şaşıran görevli:
- Yine ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin ki?
Temel mahcup ve masum, mırıldanır:
- Yüzme bilmeyrum da!!, Boğuldum!


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi