1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İki yeni partinin Eskişehir'deki yöneticileri kimler olacak?

Şu sıralar en çok şu soruyla karşılaşıyoruz; “Ahmet Davutoğlu ve M. Ali Babacan’ın kuracağı partide Eskişehir’den kimler olacak?”
öylesine merak ediliyor ki bu sorunun cevabı, zaman zaman isimler üzerinden spekülasyonların yapılmasına bile yol açıyor.
Aslına bakacak olursanız, kurulan iki partinin Eskişehir yönetimlerinde kimlerin yer alacağnın çok da önemi yok…
Neden mi yok?
Hemen anlatalım!
AK Parti’nin kuruluş aşaması yıllarını hatırlıyoruz.
Partiyi kurmakla görevlendirilenler kapı kapı geziyordu Eskişehir'de.
Yönetici arıyordu resmen.
Muhafazakâr yapıda olanlar ürkekti bu yeni kurulacak parti konusunda.
-"Aman bana gelmesinler de" diye düşünen pek çoktu içlerinde.
Yeni kurulacak olan partide olmayı risk olarak görüyordu büyük bölümü.
çünkü...
İşin ucunda hem büyük bir “Baskı görürüm” korkusu hem de Milli Görüş'e ihanet etme gibi bir durum da vardı.
İşte o yüzden, yeni partiye kapı kapı yönetici arayanlarla görüşmekten kaçtı çoğu insan.
Görüşüp "Yönetici ol" teklifi alan çoğu isim de affını isteyip kabul etmedi kurucu ve yönetici olmayı.
Neticede...
Yeni partinin Eskişehir'de teşkilatlanmasıyla görevli olanlar, birçok insanın kapısından eli boş döndü.
Sonuç olarak...
Eskişehir'de birçok isim yeni partide görev almayı kabul etmese de, birileri bu görevi gönüllü ya da zorlamayla da olsa kabul etti.
İlginçtir…
Partinin kuruluşunda görev alanların büyük bir çoğunluğu, Eskişehir’de öyle çok da tanınan ve bilinen isimler değildi.
Büyük bir çoğunluğu AK parti yöneticiliği ile tanındı ve bilindi…

HEMEN HEPSİ YENİ İSİMLERDİ PARTİYİ ESKİŞEHİR’DE SIRTLAYAN

Pek çoğu yeni siyasetçi olan bu taze yönetici isimler, kurucusu oldukları partinin aynı yıl yapılan seçimi kazanmasıyla birden kendilerini iktidarda buldu.
Cevval siyasetçi değillerdi.
Belki şehirde karşılıkları tam anlamıyla yoktu ama ürkek ve  mütevaziydiler.
Siyasette kavgayı bilmiyorlardı.
İktidar olmuşlardı ama iktidar partisi yöneticileri görüntüsü yoktu hiç birinde.
Son derece sade bir yaşamları vardı.
Sadece yöneticiler de değil, partinin üyeleri bile partili gibi davranmıyordu.
Ulu orta "Ben AK Partiliyim" diyene rastlayamıyordunuz.
Zaten, parti kurulduktan sonra yapılan ilk seçimlerde her iki kişiden birinin AK Partiye oy vermiş olmasının kamuoyunda yarattı şaşkınlığın nedeni de buydu.
Yöneticisi de üyesi de adeta içinde ve gizliden gizliye yaşıyordu AK partililiği.

DURUM AYNI DURUM
Tüm bu anlattıklarımızdan sonra, tıpkı AK Parti’nin Refah Partisi’nden ayrıldığı sürecin bir benzeri yaşanıyor şu sıralar…
Davutoğlu ve Babacan partilerinin Eskişehir’deki kuruluşunda da benzeri olaylar yaşanacak…
Pek çok kişi tıpkı AK Parti kuruluş sürecinde olduğu gibi -"Aman bana gelmesinler de" diye köşe bucak kaçacak.
“Baskı görürüm” endişesi ve AK Partiye ihanet noktasında pek çok kişi yeni partilere uzak duracak.
Görüşülen çoğu isim işlerinin yoğunluğu nedeniyle affını isteyecek.
Ama sonuçta, çoğunluğu muhtemelen tanınır ve bilinir olmayan birileri, bu partilerin Eskişehir’deki kurucuları olacak.
Tıpkı AK parti kuruluşunda olduğu gibi…


.....


Sarar “Eskişehir halkı istiyorsa uçak seferleri yapılmalı”


Cemalettin Sarar aradı…
Eskişehir havaalanından yurtiçi uçuşların yapılmayışıyla ilgili haberleri okumuş.
önce, Eskişehir’den İstanbul’a karşılıklı uçak seferlerinin, kendisinin Ticaret Odası Başkanlığı döneminde başladığını söyledi…
-“O dönem bakanlara, hükümet yöneticilerine sürekli talep ilettik. Sonda uçak seferleri konuldu” dedi.
Ardından da…
-“Uçak seferlerinin yeniden başlamasını Eskişehir halkı istiyorsa bu mutlaka yapılmalı. Bu konuda gerekli girişimler yapılmalı. Eskişehir’e faydalı olacak her şey yerine getirilmeli” dedi.
Cemalettin Sarar bu konuda üzerine düşen bir şey olursa yapmaya hazır olduğunu söylüyor.
Son olarak da, Eskişehir’de yaşayan herkesin Eskişehir’in menfaatine olacak her türlü girişimi desteklemesi gerektiğini söylüyor…


.....


üç belediye Porsuk festivali yapmalı…


Eskişehir’de gençler sokakta müzik yapıyor.
Otel şale ile Espark arasında ki yürüme mesafesinde en az 4-5 genç grubun müzik yaptığına tanık oluyor her gün bu şehir.
Porsuk’un iki taraflı günün her saati gençlerle dolu vaziyette…
Gençler, çaldıkları her türlü müzik aletiyle, üstelik buz gibi havaya rağmen gün boyu adeta konser veriyor..
Yoldan gelip geçenler ve bir an durup, gençlerin o yaptığı müziği bir süreliğine olsa da dinleme ihtiyacı duyanlar adeta kendirlerini bir festivalin içindeymiş gibi hissediyorlar.
Eskişehir’de resmen kimsenin planlayıp, organize etmediği, kendinden gelişen bir Porsuk festivali yaşanıyor.
Hemen her gün insanları gülümseten bir manzara var Eskişehir’in merkezinde.
Bu aslında bu şehri yönetenlere de bir mesaj veriyor…
Adı ve tarihi konulmuş olan bir “Porsuk Festivali” gerekiyor bu şehre.
Daha kapsamlı, daha çok katılımlı, daha şık ve daha geleneksel olabilecek bir festival.
Yapılır mı yapılmaz mı bilemiyoruz?
-“Zaten söylediğin gibi  her gün kendiliğinden yapılıyor” denilip, hasıraltı edilir mi edilmez mi onu da bilemiyoruz…
Fakat…
Eskişehir’de bir “Porsuk Festivali” çok şık durur diye düşünüyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi