İktidar Partisi'nin aktörleri tarafından, konu Eskişehir olduğunda sık sık dile getirilen bir söylem var.
-"Bu iktidar döneminde Eskişehir'e Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımları yapıldı" diyorlar.
Belki de rakamlar öyledir bilemiyoruz ama Eskişehir'e yapılan yatırımların doğru ve öncelikli yapılıp yapılmadığı ilgilendiriyor insanları.
"Doğru ve öncelikli" denince akla hemen defalarca söz verilen ve bir türlü yapılmayan çevre yolları geliyor.
Şöyle ki;
İktidar, iktidar olalı Eskişehir'e Güney çevre yolu yapılacağının en az 20-25 kez sözü verildi.
Yine...
İktidar, iktidar olalı Eskişehir'e Kuzey çevre yolu yapılacağının yine en az 20-25 kez sözü verildi.
Gerek Güney, gerekse Kuzey çevre yolu yapılacağının müjdelerinden hiçbir sonuç alınamadı.
Eskişehir'in çevresinde bulunan Bilecik dahil tüm şehirler çevre yollarına kavuşurken, Eskişehir'e bir tek alternatif çevre yolu yapılmadı.
üstelik.
Yukarıda da söylediğimiz gibi defalarca söz verilmesine rağmen yapılmadı.
***
Eskişehir'e 18 yıldır söz verdikleri çevre yollarını yapmadı iktidar.
Bu yüzden artık vazgeçtik bunu talep etmekten.
Ancak...
Söz verdikleri ve yapmadıkları çevre yolları kadar yapılması  acil, önemli ve gerekli yollar var Eskişehir'de.
İlçe yollarından bahsediyoruz.
Başta Sarıcakaya, Alpu ve Seyitgazi ilçe yollarından.
Bunlar da defalarca söz verilmesine rağmen yapılmadı.
üstelik...
Her geçen gün, ölümlere, yaralanmalara ve maddi hasarlara neden olan kazalara rağmen.
***
Diyeceğimiz o ki;
İktidar partisi Eskişehir'e, defalarca söz verdiği Güney ve Kuzey çevre yollarını yapmadı.
Bundan sonra da yapacağı yok.
Ancak...
Maliyet açısından çok da fazla olmayan ilçe yolları da yapılmıyor.
En azından ilçe yolları yapılsa, insanlar çevre yollarının lafını bile etmeyecek.
-"çevre yollarını yapamadı ama en azından ilçe yollarını yaptı bu iktidar" diyecek.
Ama gelin görün ki, bunun da olacağı yok.
Sonuç olarak...
İktidarın 18 yılda Eskişehir'de yol anlamında yaptığı tek şey, Eskişehir-İstanbul yolunun genişletilmesi oldu.
İyi ki Unakıtan Eskişehir Milletvekili olmuş da, bu yolu Maliye bakanı olarak sözü geçerken yaptırmış.
Yoksa...
İktidar Eskişehir'i bildiğiniz yol'suz bırakacakmış!

.....

Eskişehir'i kazdığınızda
altından Selami Vardar'ın
ismi çıkar...

Aslında siyasete Demokrat Parti’de başlamıştı siyasete.
Demokrat Parti’nin Eskişehir’de yaptığı bazı işlere(Haksızlıklara) akıl sır erdiremediği için ayrıldı bu partiden.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldı.
Türkiye’nin sayılı hesap uzmanları arasında geçiyordu ismi.
CHP 1973 yılında Belediye Başkanı adayı gösterdi kendisini.
Seçimleri kazanıp, Belediye Başkanı oldu.
Dört yıl boyunca Belediye başkanlığı yaptı.
Sonrasında; siyasetten hiç kopmadı.
***
12 Eylül müdahalesi sonrasında CHP kapatılınca, kendini Halkçı Parti ve sonrasında SHP de buldu.
Belediye Başkanlığı yaptığı dönemin üzerinden 12 yıl geçmişti ki, 1989 yılında SHP den Belediye Başkan aday adayı oldu.
ön seçimde rakiplerini geçip, partinin adayı olarak seçimlere girdi.
Seçimleri kazanıp, 12 yıl sonra yeniden Eskişehir belediye Başkanlığına geldi.
***
Enteresan bir yönetim anlayışı vardı Selami Vardar’ın.
Hesap uzmanı olmasından dolayı, onun için her şey hesap-kitap işiydi.
Yeniliklere anında adapte olmaktan çekinir, bunun nedenini soranlara da;
-"Oğulum bu yabancılar adamı kandırır. Eskişehir’in parasını sokağa nasıl atarız" derdi.
***
Makam koltuğuna hiç oturmaz, odanın hemen girişinde ki yuvarlak masada çalışırdı.
Gece hayatı hiç mi hiç yoktu…
Belediyeden çıkıp, evine gider. Evden çıkıp belediyeye gelirdi.
Cumhurbaşkanı dahi gelse, gece 22.00 den sonra kimse tutamazdı onu.
çünkü gidip yatardı.
***
Kültür ve Sanat etkinliklerine çok ağırlık verilmesinden yana değildi.
-"önce Eskişehir'in altyapısını bir yapalım bakalım. Onları sonra da yapsak olur" derdi.
Belediyenin kültür ve sanat etkinlikleri yapmaması karşısındaki eleştirilere ise; "Niye ki. Belediyemizin Kırka Zeybek ekibi var ya" cevabını verirdi.
En sevdiği türkü olan "Vardar Ovası" türküsünü "Kazanamadım Asfalt parası" olarak, değiştirerek söyler, herkesi gülmekten kırar geçirirdi.
Asfalt dökülürken iş makinelerinin çıkarttığı ses, ona müzik gibi gelir, oturur saatlerce onları izlerdi.
***
Kimsenin yüzüne direkt kızamazdı örneğin.
Kızdığı insana espiri ile karışık iğneleyici sözleri olurdu.
Bir gün Belediye otobüs şoförlerinin son durakta top oynadığını görünce direkt kızmak yerine gidip;
-"Yahu siz ne güzel oynuyorsunuz. Biliyorsunuz ben Eskişehirspor’un da başkanıyım. Gelin sizi Eskişehirspor’a alayım" demiş, bunu duyan Otobüs şoförleri yerin dibine girmişti.
***
Görev süresi bittiğinde, yani 94 seçimlerinde yeniden aday olmadı.
Son aylarında Eskişehir büyükşehir Statüsüne kavuştuğu için, Eskişehir’in kısa süreli de olsa ilk büyükşehir belediye başkanıydı Selami Vardar.
Görevini Aydın Arat’a teslim edip, mührü verdikten sonra yürüyerek çıktı belediye binasından.
Bürosuna kadar da yürüdü.
Hırsları ihtirasları yoktu.
En çok yakınındakilerden çekti.
Değeri, aramızdan ayrıldığından sonra daha çok ortaya çıktı…
Dün ölüm yıldönümüydü.
Eskişehir'in altyapısını oluşturan başkan olarak bir defa daha anıldı.

.....

Bundan kötüsü
ne olur?

Fabrikası olan üretim yapmak yerine fabrikasını kiraya vermek istiyor.
çünkü...
üretim yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Tarlası olan, ekip biçmek yerine, tarlasını icara vermek ya da nadasa bırakmak istiyor.
çünkü...
Tarım yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Dükkanı olan esnaflık ya da ticaret yapmak yerine, dükkanını kiraya vermek istiyor.
çünkü.
Esnaflık ve ticaret yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Hayvancılık yapan, süt üretmek yerine hayvanı satmak istiyor.
çünkü.
Sütçülüğü enayilik görüyor.
***
Parası olan, bu parayı üretim için yatırım yapmak yerine, döviz, altın ya da faizde değerlendirmek istiyor.
çünkü...
üretimin geleceğini karanlık görüyor.
***

Evi olan yatırım için bir ev daha almayı düşünmüyor.
çünkü.
Alternatif yatırım araçları daha çok kazandırıyor.
Sonuç olarak...
ülke, üretimin olmadığı, tarım ve hayvancılık yapmanın enayilik haline geldiği, parası olanın o paradan para kazanma yoluna gittiği bir ülke haline geliyor.
Bir ülke için bundan kötüsü ne olur bilemiyorum!

.....

BİRAZDA GüLMEK LAZIM

Bir aile davetinde, erkekler ve kadınlar ayrı ayrı gruplar halinde sohbet etmektedir. Sohbetin iyice koyulaştığı sırada, erkeklerden biri, birazda yüksek sesle;
- Ah ulan ahh!!! Şu anda Patagonya’da olmak vardı!!
Sesi duyan arkadaşları dayanamaz nedenini sorarlar...
O da:
- Hiç sorma arkadaş!Patagonya’da 1 erkeğe 10 kadın düşüyormuş...üstelik kadınlarla beraber olduğun zaman, her defasında sana 100 dolar vermekteler.. Ah ulan ahh..Şu anda Patagonya’da olmak vardı...
O ana kadar konuşmaları sessizce dinleyen eşi lafa girer;
- Kocacığım sana bir soru sorabilir miyim?
- Tabii hayatım... Bir değil iki soru dahi sorabilirsin... Neyi merak etmiştin acaba? Genç kadın olabildiğince sakin;
- Şunu merak ettim. Acaba sen şu Patagonya’da 200 dolara koskoca bir ay boyunca nasıl geçineceksin?