1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İyi mi? Kötü mü? Kafamıza mı takmıyoruz?

 


 


’Ekonomi kötü. Daha da kötüye gidiyor’ diye yazıp duruyorsun. Ama gel gör ki ülke komple  tatil yapabiliyor. Turistik yerlerin tamamı dolup taşıyor. Tatile gidemeyenler de Eskişehir’deki mekanları dolduruyor. Bırakın bozuk ekonomiyi pandemiye rağmen her yer tıklım tıklım. Ekonomisi kötü olan ülkede bunlar olur mu?” diyenler oluyor
Tespit doğru mu doğru…
Ancak…
Bu durum aklımıza Karadeniz fıkrasını getiriyor:


 


xxx


Temel Tıp Fakültesi’nden yeni mezun olur.
Diplomayı alır almaz taze bir doktor olarak memleketi Trabzon’a, üstelik evinin olduğu mahalleye hekim olarak atanır.
Heyecanla gider evine…
Zira ilk muayene edeceği hasta çok önemlidir.
Evde heyecanla yarının olmasını ve ilk hastasını muayene edeceğini hayal ederken birden kapı çalar.
Gelen komşuları Fadime teyzedir.
-“Uşağım ne olur şu Dursun amcana bir bak. İki gündür hasta yazık” der.
İlk hastasının komşusu olmasının hayal kırıklığıyla çaresiz gider komşu evine ve başlar Dursun amca ile konuşmaya.
-Dursun amca neyin var?
-İshal oldum galiba. Motor hiç durmuyor.
Bunun üzerine sevinir Temel. Ne de olsa ilk hastası  bir ilaçla tedavi edilecek bir rahatsızlık.
Ama gel gör ki, ishali kesecek olan ve çok iyi bildiği ilacın ismi bir türlü aklına gelmez…



çantasını karıştırırken bir sakinleştirici ilaç olan Xanax’ı bulur…
“nasıl olsa eve gidince ishal ilacının ismini hatırlarım” diye düşünüp, sakinleştiriciyi de Dursun Amca’ya içmesi için verip, “ben yarın yine kontrole geleceğim” diyerek evden ayrılır.
Böylece vaziyeti idare eder kendince.
Eve gelir gelmez Temel’in aklına ismini hatırlayamadığı ilacın adı gelir ama “yarın gider bakarım” diye düşünerek, tekrar komşuya gitmeye üşenir.
Yarın olduğunda doğruca gider komşu evine…
Dursun amca’nın kahvede olduğunu karısından öğrenince de kahvenin yolunu tutar.
Kahveye geldiğinde bir de bakar ki, Dursun amca masada arkadaşlarıyla oyun oynuyor…
Yanına gider, kulağına eğilir ve usulca:
“Dursun Amca nasılsın? Nasıl oldun?”
Dursun Amca cevap verir…
-“Valla uşağım. Belime kadar b.. içindeyim  ama  bu durumu artık pek de kafama takmıyorum”



xxx

Şimdi…
Bir yanda rakamlarla bozuk olduğu ortada olan bir ülke ekonomisi…
Diğer tarafta, son derece zengin bir ülkeymiş gibi yapılan tatiller, artan fiyatlara ve salgına  rağmen tıklım tıklım dolan tatil beldeleri ve mekânlar…
Bu durumun iki açıklaması olabilir…
Ya ekonomi bizim de zannettiğimiz ve söylediğimiz gibi kötü değil…
Ya da; yukarıdaki fıkra misali artık kafamıza takmıyor ve toplum olarak “Ne olacaksa olsun. Battı balık yan gider!” diye düşünüyoruz…



Umarız ekonomi iyidir ve bu konuda biz yanılıyoruzdur…
Zira…
Biz haklıysak, artık o kafaya takmadığımız durumun kokusu yakında etrafa yayılmaya başlayacak sanki…


 


……………………………………..


 


Hoşuma gitti…


 


Paylaşımı bir sosyal medya sayfasında gördüm. Hoşuma gitti…


“3 gün önce Almanya’dan Marmaris’e gelen Klaus’un cebinde 2000 Eurosu vardı… Yani Türk parasıyla 16.380 lirası.


Klaus 3 gündür Türkiye’de tatil yapıyor ve yaptığı bu 3 günlük tatil boyunca 100 Euro harcadı ama bugün bi baktı ki, hala 16.380 lirası var.


Yani Klaus 3 gündür ücretsiz bir şekilde Marmaris’te  tatil yapıyor.


ülkenin bereketine bakar mısınız?


Klaus’u Marmaris’te 3 gündür ücretsiz tatil yaptırma misafirperverliğini göstermemizde hepimizin az çok katkısı var.”


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Meclis üyeleri nikah kıyar mı?


 


Bir okurumuz göndermiş;


-“Son günlerde iki kez dikkatimi çekti. Meclis üyelerinin cübbe giyip, nikah kıydığını gördüm. Bu bana biraz tuhaf geldi. Benim bildiğim nikahları Belediye başkanları, Nikah memurları kıyar. Son yasa değişikliğiyle bunlara İmamlar da eklendi. Ancak belediye meclis üyelerinin nikah kıymaları acayip bir durum. “Ha, o nikah kıyan meclis üyeleri, belediye başkan vekili olarak görevlendirilmiştir. Dolayısıyla belediye Başkanının tüm yetkilerine sahip oldukları için, yine belediye başkanlarının nikah kıyabilme yetkisini kullanmıştır.” Deniyorsa, bu da bana mantıklı gelmiyor. Madem öyle bir şey var, belediye başkanı her gün bir meclis üyesine vekalet versin, o vekaleti alan meclis üyeleri de şehirdeki tüm nikahları kıysın. Böylece belediyeler nikah memuru çalıştırmaz, personelden tasarruf bile edebilir.”


Okurumuzun söyledikleri ilginç geldi.


Meclis üyeleri, belediye başkanlığına vekalet ettiklerinde nikah kıyar mı kıymaz mı bilemiyoruz.


Yasa buna elverişli mi değil mi onu da bilemiyoruz?


Ancak…


Başkanlığa vekalet ettikleri için nikah kıyabiliyorlarsa mesele yok…


Kıyamıyorlarsa, yasa böyle bir hak vermiyorsa, kıydıkları nikahların kıyılmamış olma ihtimali olabilir…


Bizden söylemesi…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Her gün 1 metrekare!


 


Bir tarafta öylece duran Alpu yolu…


Diğer tarafta…


öylece durup duran Sarıcakaya yolu.


Her iki yolun da yapılacağına dair birbiri ardına sözler verildi.
Her iki yolda da verilen sözler üzerine çalışmalar başladı.


Her iki yolda da başlayan çalışmalar durduruldu.


Her iki yol da şu anda öylece bekliyor.


üstelik…


Her iki yolda da kazalar., ölümler, hasarlar, yaralanmaların bir türlü sonu gelmiyor…


Halbuki her iki yol da normal bir çalışma ile iki ayda biriktirilecek yollar.


Her iki yol da çok büyük masrafa girilmeden yapılacak yollar.


Ama yıllardır yapılmıyor.


üstelik söz verilmesine rağmen yapılmıyor.


Ne diyelim?


Söz verildiği günden bu yana çok değil, her gün 1 metrekaresi yapılmış olsaydı, şu anda bu iki ilçenin yol sorunu yıllar önce halledilmiş olurdu.


Bu bile yapılardı.


Helal olsun söz verip de yapmayanlara!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Biraz da gülmek lazım


 


Adamın biri bir sabah kalkar ve evinin çatısında bir goril görür.
Ne yapacağını bilmez ve eve girip telefonun başına geçer.
Rehberi karıştırınca bir ilan görür. "Gorilleriniz itina ile yakalanır!!! Adam telefon eder ve goril avcısı yarım saatte gelir. Araç panelvan tipinde bir kamyonettir.
İçinden orta yaşlı bir adam ve aptal bakışlı bir bulldog iner.
Adam elinde bir beyzbol sopası, bir ip merdiveni ve bir de çifte taşımaktadır. Ev sahibi sorar :
-Nasıl yakalayacaksın onu? Adam cevaplar :
-çok basit, önce merdivenle çatıya çıkacağım,
beyzbol sopasıyla gorile vurup onu çatıdan düşüreceğim.
Köpek özel eğitilmiştir, hemen gorilin bacağını ısırır ve
ben inip onu araca kapatana kadar gitmesine izin vermez.
Derken adam çifteyi ev sahibine bırakarak yukarı çıkmaya başlar. Ev sahibi :
-Peki ben bu silahla ne yapacağım? diye sorar. Adam :
-Eğer işler ters gider de goril beni çatıdan atarsa, köpeği hemen vur.


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi