Bilenler hatırlayacaktır!

AK Parti Yılmaz Büyükerşen’e “Gel bizim partiden aday ol” teklifi götürmüştü bir zamanlar.

Teklif, o zamanın AK Parti kurucularından Murat Mercan tarafından bizzat yapılmıştı.

Mercan hatta katıldığı bir televizyon programında “Büyükerşen ile birlikte olsak Eskişehir’i uçururuz” demiş, biz de bunun üzerine “Eskişehir uçmasına uçar da, havaya mı uçar, onu bilemiyoruz” diye espri yapmıştık.

Zira…

O sıralar ikili arasında karşılıklı atışmalar had safhadaydı.

Büyükerşen kabul etmedi teklifi.

xxx

Bir dönem iktidarın en kudretli ismiydi Kemal Unatıkan.

Maliye Bakanıydı, paranın başındaki isimdi…

Eskişehir’den aday gösterildi.

Eskişehir kamuoyunda “Unakıtan ile Büyükerşen birlikte olsa, bu Eskişehir’i kimse tutamaz. Şehir resmen uçar” söylemleri başladı.

Böyle bir şey olmadı tabii…

Neticede Unakıtan iktidar partisinin Bakanı ve Eskişehir milletvekiliydi, Büyükerşen ise muhalefetin büyükşehir belediye başkanı.

Eskişehir uçmadı ama Unakıtan uçtu.

Yeniden aday gösterilmedi.

Bakanlığı da, milletvekilliği de sona erdi.

xxx

Nabi Avcı Erdoğan’a en yakın isimlerden biriydi.

Eskişehir’den aday gösterildiğinde, şehirde sınırlı bir tanınırlığı vardı.

önce Milli Eğitim Komisyon başkanı oldu, ardından Milli Eğitim bakanı.

Ardından da Kültür ve Turizm bakanlığına getirildi.

O dönem de benzeri bir benzetme yapıldı.

-“Zaten üniversiteden arkadaşlar. Zaten birbirleri hakkında kötü söz de söylemiyor, zaten her fırsatta  ‘Hocalar kavga etmez, konuşur’ diyorlar. Bu iki isim birlikte olabilse, Eskişehir bildiğiniz uçar” denilmeye başlandı.

Yine olmadı.

Ayrı partiler çatışması ister istemez devreye girdi.

Eskişehir uçmadı ama Nabi Avcı bakanlıktan uçtu.

xxx

2004 seçimleri öncesinde büyükşehir ve Tepebaşı belediyeleri CHP’de, Odunpazarı ise AK parti’deydi.

Seçim öncesi Büyükerşen her katıldığı miting ve programda “üç belediyenin de partimizden olması lazım. Nasıl ki kuşun kanatlarından biri eksikse ve uçamıyorsa, bu da benzeri bir durum. üç belediye de CHP’li olursa Eskişehir belediyecilikte kuş gibi uçabilir” demişti.

Dediği de oldu.

üç belediyeyi de CHP aldı.

Ancak…

Neticede hükümet eden parti başka partiydi ve belediyelerin hükümetten destek görmesi de pek olası değildi.

xxx

Sonuçta Eskişehir bir türlü uçamadı!

Bırakın şehrin uçmasını bir tarafa, tüm bunlar olurken şehrin uçak seferleri iptal edildi, elinde uçabileceği de bir şey kalmadı…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Tıpkı üniversite mezunlarının iş bulamayıp, torpillilerin işe girmesi gibi…

AK parti kurulduğu günden bu yana “Siyaset Akademisi” adı altında bir eğitim programı veriyor üyelerine.

üyeler söz konusu programa katılıyor, gelen deneyimli siyasetçiler de uygulama kapsamında üyelere dersler veriyor.

Verilen dersler sadece siyasetle de sınırlı değil.

Program sonrasında da üyelere birer bitirme belgesi veriliyor.

Aslına bakarsanız yararlı da bir program…

Ancak…

Uygulama ilk başladığında, Erdoğan bizzat çıkıp “Adaylar belirlenirken bu programa katılıp katıkladıkları en önemli kriter olacak” demiş, sonrasında da benzeri sözleri birkaç kez sıralamıştı.

İşte bu sözler AK Parti’nin siyaset Akademisi programına olan ilgiyi de arttırmıştı.

Milletvekili, belediye Başkanlığı, Belediye ve il genel meclis üyeliği için aday olmak isteyenler, Siyaset Akademisi programına katıldılar.

18 yıldır da katılıyorlar.

Ancak…

Gelin görün ki bu söylenen doğru çıkmadı.

Adaylar belirlenirken siyaset Akademisi programına katılıp katılmadıklarına dahi bakılmadı.

Tıpkı üniversite mezunlarının iş bulamayıp, torpillilerin işe girmesi misali, siyaset Akademisi programını bitirenler de partide adaylığı dışarıdan gelen torpillilere kaptırdı.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Böyle de bir durum var…

İngiltere, yapımı 20 yıl sürecek bir projeyi hayata geçirme kararı almış.

Bunun için 500 milyon pound, yani bizim yeni paramızla 2,5 Trilyon, eski para ile 2,5 katrilyon para harcayacakmış.

Proje kısaca;
İngiltere’nin batısında bulunan Liverpool şehrinden, doğusundaki Hull şehrine kadar olan 190 kmlik bir çaptaki 250 kilometrekarelik bir alanda planlanan yeni ormanlık alanın, ülkede az kalmış yeşil alanları yerel ağaçlarla artırmayı hedefliyormuş…

Yani…

İngiltere’nin bir ucundan diğerine tam 50 milyon ağaçtan oluşan bir ormanlık alan yaratacakmış…

İnsan duyunca “İşte gerçek çılgın proje bu” diyor değil mi?

İlk duyduğumuzda biz de aynen bunu dedik…

Ancak…

Gelin görün ki, bu kararı alan hükümetin tren projesi ise 35 adet ormanın resmen içinden geçiyormuş.

Bu tezatlık karşısında ülkede yaşayan insanlar bunun, yani yeni orman projesinin, hükümetin diğer bölgelerdeki ormanlara gösterdiği ilgisizliği örtmek amacı ile yaptığını düşünmeye başlamış…

Not- Bu haberi sırf bilgi olsun diye aldık köşemize. Bir şeyleri çağrıştırma ya da mesaj verme amacımız falan yok…

O yüzden altında mesaj falan aramaya kalkmayın…

Fakat…

Durup dururken “Şuraya şu kadar ağaç dikeceğiz” diyenlerin de asıl amacının, başka bir yerde kesecekleri ağaçları unutturmak olabileceğini aklınızdan çıkartmayır…

***

Biraz da gülmek lazım


Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar:
— Gütenberg kim, biliyor musunuz?
— Hayır, der ötekiler.
— Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gutenberg`in basım makinesini
bulan kişi olduğunu bilecektiniz. Ya Panmentier`i?
— Hayır, der ötekiler.
— Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier`in patatesi bulan kişi
olduğunu bilecektiniz. Eğer gece kurslarına gitmezseniz, yaşam boyunca işte böyle
herşeye bilmiyorum demekle yetinirsiniz...
Adamın sözleri üzerine gruptan bir tanesi sinirlenir ve:
— Oldu, anlaştık! Gutenberg`i, Panmentier i bilmiyoruz.. Peki, sen Totoche kim biliyor musun?
— Hayır!
—Peki, öyleyse öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan adam!