CHP mevzu oldu mu,"Belediyeciler" vurgusu eksik olmuyor.
Buna bağlı olarak da, "CHP parti binasından mı? Yoksa Belediyelerden mi yönetiliyor?" Sorusu hep sorulur oluyor.
Zaman zaman Yılmaz Büyükerşen de soruyor bu soruyu.
-"Allah aşkına kim bu Belediyeciler? Bir söyleseniz de ben de bilsem" Diye sorduğu oluyor.
Kimse açık açık söylemiyor ya, o halde biz anlatalım Belediyecilerin kim olduğunu.
Aslında çoğunluğun tarif ettiği gibi CHP içinde "Belediyeciler" olarak işaret edilen kişiler öyle iki-üç kişiden ibaret değil.
Saymakla bitecek gibi değil aslında.
Kim mi bu CHP içindeki Belediyeciler?
Hemen söyleyelim...
-DSP'den, MHP'den, DP ve ANAP gibi partilerden CHP'ye gelerek, CHP'yi geldikleri parti zannedenler.
-CHP'nin parti binasının yerini bilmeden, olmayan siyaset bilgileriyle CHP'yi Eskişehir'de dizayn etmeye kalkanlar.
-Tek meziyetleri, başta Büyükerşen olmak üzere Kazım Kurt ve Ahmet Ataç'a yakın durmak olanlar.
-Büyükerşen'in Genel Başkan üzerindeki etkisini bilip, bunu kullanmak suretiyle aday olmaya çalışanlar.
-Bir yerlere gelmeyi partililerin değil de, sırf birilerinin yakınında olmakla hak ettiğini zannedenler.
-CHP'nin ilkeleri, programı, tüzüğünden bi haber olup, sosyal hayatlarında bile Yılmaz Büyükerşen'i taklit etmeye çalışıp, onu bile başaramayanlar.
-Oturdukları mahallelerden delege bile seçilebilecek siyasi tanınırlıkları olmamasına rağmen, Belediye başkanlarının tercihiyle rüyalarında bile göremeyecekleri makamlara gelenler.
-Partinin meclis üyeliğini yapmalarına rağmen hala parti yöneticilerine "Sizin parti var ya" diye cümleler kurabilenler.
-"Hoca CHP'yi takmıyor. Biz de Hoca'nın en yakınındaki insanlar olarak CHP'yi takmayız" diye düşünüp,bu düşünce doğrultusunda hareket edenler.
-Belediye başkanlarının talimatıyla belediyede görev yapmalarına rağmen, kendini belediye başkanıymış gibi konumlandırılanlar.
-Belediye başkanı tarafından işe alınan ama hala kendilerini belediye başkanının siyaset arkadaşı olduğunu zannedenler.
Ve...
-Partinin en zor günlerinde CHP'ye emek vermiş insanları hiçe sayan, kamuoyunda hiç bir karşılığı olmamasına rağmen, kendisini CHP için lütuf olduğunu düşünenler.
Kısacası...
Hani şu CHP içinde "Belediyeciler" diyorlar ya.
İşte o "Belediyeciler"in kimler olduğunu anlatmak istedik.
Gördüğünüz gibi "Belediyeciler" diye tanımlanan grup, o sürekli söylenen iki-üç isimden ibaret değil.
Kaldı ki, o iki-üç ismin iyi kötü bir CHP geçmişleri var.
Ya yukarıda tarifini yaptığımız insanlar?
Sizce CHP'ye geçmişte ya da günümüzde ne katkıları oldu dersiniz?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Olmasaydı iyiydi...

İsimleri bizde saklı üç tane Ak parti Büyükşehir belediye meclis üyesiyle konuştuk.
-"Yatırım programında kabul ettiğiniz Belediye'nin Kültür ve Sanat bütçesini niçin mecliste budama kararı verdiniz?" diye sorduk.
-"Bunu yapmakla, aslında hiç bir şey elde edemeyeceğiniz gibi, bir de üstüne üstlük vatandaşın nazarında "Sanata karşı olduğunuz" gibi bir algı içine düşeceğinizi hiç düşünmediniz mi?" diye de sorduk.
Hatta...
-"Büyükerşen ve CHP'liler bu yaptığınızı haklı olarak kullanır. Kamuoyu önünde zor duruma düşme ihtimaliniz artar. Bunu da mı düşünemediniz?" diye de sorduk.
Dahası...
-"Bakın biz mecliste Büyükerşen ne istediyse yapıyoruz. Bütçesine dahi dokunmadık. Bundan böyle başta Büyükerşen olmak üzere hiç kimse ortaya çıkıp 'Engelleniyoruz' falan diyemez. Bundan sonra üretebileceği hiçbir bahane kalmamıştır" demek yerine, son anda Kültür ve Sanat bütçesini budayarak, hiç hesap etmediğiniz bir duruma düşeceğiniz ve kendi ayağınıza resmen kurşun sıkacağınız da mı hiç aklınıza gelmedi?" diye de sorduk.
Aldığımız cevapları burada yazamıyoruz, çünkü bu sorulara herhangi bir cevap alamadık.
Görüştüğümüz üç isim de, "Oldu işte" demekle geçiştirdi soruları.
Aslına bakarsanız o verilen "Oldu işte" cevabının arkasında çok şey vardı anlatacakları ama, anlatamadılar.
Sadece "olmasaydı iyiydi. Ama oldu işte" diyerek kapattılar konuyu.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Kat artırımı masaya yatırılmalı artık...

AK parti Milletvekili Salih Koca söylemiş.
-"Her gittiğimiz yerde kat artırımı soruluyor" demiş.
Doğru söylüyor Salih Koca.
Zira, bize de en çok sorulan soruların başında geliyor Kat artırımı.
Salih Koca'nın kat artırımı ile ilgili söylediği bir başka şey daha var.
-"14 mahallenin Kat artırımı Büyükşehir belediye Meclisinde oy birliği ile kabul edildi. Ama bu 14 mahallede kat artırımı uygulaması ile ilgili karar büyükşehir'de 5 yıldır bekliyor"
Bu da doğru.
Aslına bakarsanız kat artırımının şehre, sosyal donatıların yetersiz olduğu bölgelerde zararı, sosyal donatıların fazla olabileceği yerlerde ise yararı var.
Ama...
Kat artırımı kararıyla hangi mahallerin bu işten yarar, hangi mahallerin zarar gerebileceği meselesi biran önce masaya yatırılmalı.
Konunun uzmanları, sivil toplum örgütleri, mesleki örgütler ve şehir plancıları Kat artırımı kararıyla birlikte ne gibi sonuçlar ortaya çıkabileceğini uzun uzadıya tartışmalı.
Tartışmalı ki, Kat artırımına müsait olan mahallelerde mülkiyet hakkı korunabilsin.
tartışmalı ki, kat artırımı olması sakıncalı olan mahallelerde insanlar bu beklentiden vaz geçebilsin.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Biraz da gülmek lazım

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:
'Benim saatim geldi mi?'
Azrail cevap veriyor:
'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve
göğüslerini düzelttiriyor.
Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar
ameliyatın değdiğini düşünüyor.
Son ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.
Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin
neden o zaman bana o ambulansın çarpmasını engellemedin?
Azrail cevap veriyor:
'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki.