-AK Parti kurulduğunda Büyükerşen Belediye Başkanıydı. 2 yıl sonra, yani 2004 yılında yapılacak olan seçimde yeniden başkan adayı olacağı da belliydi. AK Parti “Mademki Büyükerşen aday, biz de belediye’de ondan sonra gelen ikinci ismi karşısına aday yapalım” dedi.
Zamanın ESKİ Genel Müdürü’nü Büyükşehir Belediyesi adayı yaptı AK Parti.
Kamuoyunda karşılığa olup olmadığına hiç bakmadı.
Kriter sadece “Belediyecinin karşısına belediyeci çıkarmak” tan ibaretti.
Kamuoyu da “Aslı varken ikinci adamına niçin oy vereyim” diye düşündü ve Büyükerşen’i seçti.
AK parti, kurulduktan sonraki ilk Büyükşehir seçimini böylece kaybetmiş oldu.
-2009 seçimlerinde Büyükerşen kinci dönemini tamamlıyor, üçüncü dönem için yeniden aday olmaya hazırlanıyordu.
AK Parti “Mademki Büyükerşen Profesör, biz de karşısına bir profesör çıkartalım” dedi.
Prof Dr Hasan Gönen Büyükşehir adayı yapıldı.
Hasan Gönen o dönem Rektör de değildi.
Kamuoyunda karşılığının olup olmadığına bakılmaksızın sırf “Profesörün karşısına Profesör aday çıkartma” gibi basit bir kriterden hareketle ismi aday olarak belirlendi.
Kamuoyu da “Hoca’nın büyüğü varken küçüğüne niye oy vereyim” diye düşündü ve Büyükerşen’i üçüncü kez seçti.
-2014 seçimleri gelip çattığında Büyükerşen’in 4 ncü dönem aday olacağı neredeyse kesinleşmişti.
AK parti, ticaret Odası Başkanı Harun Karacan’ı aday gösterdi.
Karacan, Kamuoyundaki karşılığı konusunda, diğerlerinden daha iyi bir aday ismiydi.
Sol’dan da oy alabilecek bir profile sahipti.
Nitekim Eskişehir’de sol’a oy vermiş bir miktar seçmenin de oyunu aldı.
Ancak, kendi partililerinden oy alamadı.
Partide bazı gruplar, Karacan’ın adaylığına direnç gösterdi, ters çalıştı.
Böylece Büyükerşen 4 ncü kez Büyükşehir belediye Başkanı seçildi.
Sonuç olarak…
AK Parti,  kurulduğu günden bu yana geçen 16 yıllık süreçte, Eskişehir’deki özellikle mahalli seçimlerde başarı gösteremedi.
Bu süreç içinde yaptığı etkisiz ve gereksiz muhalefet de bu sonucun ortaya çıkmasında etkili oldu.
Yaptıklarını dahi anlatamayıp, girdiği her kavgadan haksız çıkmanın önüne dahi geçemedi.
Kısacası AK Parti…
Partide küçük bir grubun, sonuç ne olursa olsun her zaman mutlu olduğu, yeni stratejiler geliştiremeyen, profili düşük bir siyasetten başka elinden hiçbir şey gelmeyen bir tablo çizdi.
O yüzden…
Erdoğan “Metal yorgunluğu” diyor ya, aslında AK Parti Eskişehir’de Mental yokluğu yaşadı…
Not- Mental’in Türkçe karşılığı: Anlayış- Düşünme yapısı-Akıl gücü anlamına gelmektedir…

***

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Demirel’in oğlu danışman olunca camia ayaklandı.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM Meclis Grubu danışmanlığı kadrosuna atanan bir isim ortalığı bir hayli karıştırmıştı.
üniversiteden yeni mezun olan 22 yaşındaki Orhun Demirel, genel başkanın talimatıyla TBMM Meclis Grubu’na danışman yapılmış, ancak Demirel’in, genel başkan yardımcısı Ruhsar Demirel’in oğlu olduğunun ortaya çıkması camiayı ayağa kaldırmıştı.
 
MHP teşkilatlarında herhangi bir görev almadan, mezun olur olmaz, akrabalık esasına dayalı bir atama yapıldığı yolundaki eleştiriler özellikle dikkat çekmişti.
 
Olayın duyulmasının ardından genel merkezden veya Ruhsar Demirel’den herhangi bir açıklama gelmezken, kararın genel başkanın talimatıyla yapıldığı belirtilmişti.
Bu gelişmenin hemen sonrasında göreve başlayan Ruhsar Demirel’in oğlu Orhun Demirel’in fotoğrafları şimdi de sosyal medya’da yayınlanmaya başladı.
ülkücü camia görünen o ki, mezun olduktan sonra herhangi bir iş tecrübesi olmadığı ve teşkilatlarda görev almadığı bilinen Ruhsar Demirel’in oğlunun atandığı görevle ilgili tepkileri devam edeceğe benziyor.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İl başkanının bir telefonuyla kalkan icra…

Bir süre önce Eskişehirspor kulübü resmi sitesinden bir teşekkür açıklaması yapıldı.
Açıklama aynen şöyle:
“Geçtiğimiz günlerde kulübümüze gelen icra takibine gerekli girişimlerde bulunarak, kaldırılmasında yardımcı olan Adalet ve Kalkınma Partisi Eskişehir İl Başkanı Sayın Dündar ünlü'ye teşekkür ederiz”
Neyin ne olduğunu bilmiyoruz.
Anladığımız ve bize anlatılanlar kadarıyla, alacaklının biri kulübü icraya vermiş…
Kulübün yöneticileri de Dündar ünlü’ye gitmiş…
AK Parti il başkanı Dündar ünlü, alacağından dolayı kulübü icraya veren kişiye telefon açıp “Ayıp ediyon yahu!” demiş.
Bunun üzerine kulübü icraya veren kişi icrayı kaldırmış.
Kulüp de bunun üzerine Dündar ünlü’ye teşekkür etmiş…
Anlaşılan o ki…
Kulüp yöneticileri “Bu icrayı çözse çözse Dündar ünlü çözer. O arayınca sıkıysa kaldırmasın icrayı” diye ünlü’ye gitmiş…
Dündar ünlü de “Madem geldiniz arayayım şunu” diyerek, arayıp “çok ayıp oluyor ama” demiş…
ünlü aradıktan sonra icra kalkmış, sorun da çözülmüş…
-“İyi güzel de, sıkıntı ne o zaman?” diye soruyorsanız, hemen söyleyelim:
Sıkıntı; Eskişehirspor için bizzat koydurduğu icrayı kaldırmayan ama iktidar partisi il başkanının bir telefonu ile icrayı kaldıran alacaklıda galiba…

***

Biraz da gülmek lazım
Askeriyede, Karacıların komutanı bir askeri çağırmış. 
Asker - 'Emret komutanım' diyerek yanına gitmiş. 
Komutanı yere yatmasını istemiş.
Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş
Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş.
Komutan diğerlerine dönerek :
'İşte cesaret' demiş.
Havacıların komutanı da bir asker çağırmış. 
Asker yine; 'Emret komutanım' diyerek yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş.
Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra
Komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş. 
Asker de Emre itaat etmiş ve atlamış. 
Yere çakılmış ve can vermiş.
Komutan da diğeri gibi dönerek :
'İşte cesaret' demiş .
Sıra gelmiş Denizcilerin komutanına. 
Komutan askerini çağırmış.
Asker çakı gibi hazır ol’a geçmiş ve; 'Emret komutanım' demiş.
Komutan :'Derhal denize atla ve 30 dakika yüzeye çıkma' demiş.
Asker "Yürü len ordan. Sıkıyorsa bi tarafın sen atla da görelim' demiş.
Komutan, diğer komutanlara dönerek :
'İşte asıl cesaret budur' demiş...