1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Övgüye bile tahammül yok...

Yücel Yılmaz önceki dönem AK Parti Karesi Belediye Başkanıydı.
Son yapılan mahalli seçimlerde AK Parti’den Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
AK Partili Yılmaz’ın Eskişehir’e olan bir sempatisi var.
Bunun nedeni Anadolu üniversitesinde öğrenim görmüş olması.
Bu sempatisini zaman zaman da dile getiriyor.
öğrencilik yaptığı yıllarda Eskişehir’in bir dolu imkânsızlıklarla karşı karşıya olduğunu, bugün için aynı Eskişehir’in turistlerin görmek için yarıştığı bir şehir olduğunu söylüyor her fırsatta.
Bunu sağlayan Eskişehir büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e de sık sık hayranlığını dile getirip “Biz model olarak Eskişehir’i ve Yılmaz Büyükerşen’i örnek alıyoruz” diyor…
***
İşte bu durum AK Parti cenahında büyük bir rahatsızlık yaratmış olmalı ki, Yücel Yılmaz’a yönelik aynı cepheden büyük eleştiriler yükselmeye başlamış.
İktidara yakın televizyon kanalları “Erdoğan’ın belediyeciliğini görmezden gelip, CHP’li belediye başkanı Büyükerşen’i örnek alıyormuş” şeklinde yüklenmeye başlamışlar Yücel Yılmaz’a…
-“AK Partili belediye başkanı Erdoğan’ı görmezden geldi” diye, uzun uzadıya ve birbiri ardına  haberler vermeye başlamışlar.
Hatta…
Eskişehir ve Büyükerşen’in belediyecilik anlayışını model aldığını söylediği için, Yücel Yılmaz’ın istifa etmesini isteyenler bile çıkmış AK Parti içinden…
Sonuç olarak…
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Balıkesir büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın Eskişehir’e olan sempatisi ve Büyükerşen’in belediyecilik anlayışını model olarak aldığını söylemesi, tam anlamıyla başına bela olmuş…
***
Aslında bu durum, AK Parti cenahındaki tahammülsüzlüğün ne boyutta olduğunu ortaya koyan bir durum…
-“Bizden olmayan başarılı değildir. Bizden olmayana sempati duyulmaz. Bizden olmayan övgüyü hak etmez” Kafasından başka bir şey değil aslında…
Şimdi diyeceksiniz ki: “Bu normal değil mi? CHP’li bir başkan AK Partili birini övse, aynı durum CHP içinde yaşanmaz mı?”
Yaşanmaz efendim! Yaşansa bile böylesine bir linç kampanyası olmaz.
Nitekim yakın geçmişte bu oldu da…
örneğin Büyükerşen “Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın bakanlıkta yaptığı çalışmaları çok başarılı buluyorum” dedi defalarca…
Kayseri Büyükşehir belediye başkanıyken, özhaseki’nin başarılı ve örnek alınması gereken çalışmalar yaptığını söyledi mesela…
Bu sözleri sonrasında, CHP cephesinde hiç de kıyamet falan kopmadı…
AK parti cenahının Yücel Yılmaz’a yaptığı gibi, CHP cenahında hiç kimse topyekûn Büyükerşen’in üzerine çullanıp “Sen nasıl AK partili birini översin” falan demedi…


.....


Dürüstlüğü hırsızlığa kurban etmemek lazım ama…


Oda, dernek, kulüp, örgüt, parti, ülke…
İçinde bulunduğunuz ve içinde olmaktan da gurur duymak istediğiniz kurumlar bunlar.
Birileri tarafından yönetiliyor yıllarca.
İyi yöneten var, kötü yöneten de…
Yönetmek için hakkıyla bu saydığımız kurumların başına gelenler var, haksız yere gelenler de.
Bunun yanı sıra…
Tesadüfen gelip koltuğa oturanlar da yok değil hani…
Genelde…
Bir parçası olduğumuz ve aidiyet duyduğumuz bu kurumların iyi yönetilmesini isteriz.
Başarı getiren çalışmalar ortaya konulmasını bekleriz.
Böylece.
Aidiyet duyduğumuz bu kurumlarla övünme, gurur duyma hazzını yaşayabilelim.
Ancak…
çoğu zaman yöneten kişi konusunda şanslı değilizdir.
Zira…
İster Oda, Dernek, Kulüp olsun, isterse örgüt, parti ve hatta ülke yönetimi olsun iki tip yönetici çıkar karşımıza.
Birincisi: dürüst ama beceriksizdir.
İkincisi ise: becerikli ama hırsızdır.
Hem becerikli hem de dürüst olanını bulamadığımız için bu iki yönetici tipinden birini seçmek durumunda kalırız.
Genelde seçtiğimiz ise, becerikli ama hırsız olandır.
çünkü…
Dürüst ve beceriksiz yönetici ile başarıyı görmenin mümkün olmadığını düşünürüz.
Hırsız ama becerikli yönetici ile en azından başarıyı görme şansımız vardır.
-“Tamam, öyle bir kötü tarafı var ama bu işi d bu yapar kardeşim!…” deriz çoğu zaman.
O içinde bulunduğumuz kurumlara aidiyet hissediyoruz ya…
Hissettiğimiz o aidiyet nedeniyle, şartlar ve bedel ne olursa olsun başarıyı görmek istiyoruz ya…
O başarı sayesinde gurur duyacak ve egolarımızı tatmin edeceğiz ya…
Hiç düşünmeden basarız oyu hırsız olduğunu bildiğimiz ama becerikli olan yöneticilerin üstüne.
İşte…
O yüzden hırsızlar, beceriksizlerden daha makbul, daha değerli, daha kıymetlidir.

İşte…
O yüzden dürüstlük meziyet olmaktan çıkmıştır nazarımızda…
Sonuçta…
Dürüstlüğün hırsızlığa kurban edilmesinin suçu hepimizindir.


.....


Dış güçler bir yana ama…


-Bir kere yasa delmekle bir şey olmaz…
Benim memurum işini bilir.
-üzümünü ye bağını sorma…
-Bal tutan parmağını yalar…
-Gemisini yürüten kaptan…
-Gelen ağam giden paşam…
-Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez…
-Devletin malı deniz yemeyen domuz…
-Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın…
-Bedava mal göz çıkartmaz…
-Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de…
-Bu ülkede olmayacak hiçbir şey yok…
Bugün yaşadığımız olumsuzlukların kabahati dış güçler mi bilmem ama galiba bizi bu hale bu yukarıda saydığımız ve uyduğumuz sözler getirdiği şüphesiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi