1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Şehir hastanesine sevinelim mi üzülelim mi bilemedik?

Eskişehir'deki referandum sonuçlarının ardından bir yazı kaleme almış ve "Bu sonuçlardan sonra iktidar partisi Eskişehir'deki yatırımları bitirir mi? Yoksa Eskişehir'i cezalandırma yoluna mı gider?" diye bir yorumda bulunmuştuk.
Halen yapımı devam eden yatırımları sıralarken 71 Evler Mahallesi'nde ki Şehir Hastanesinin binasını da saymıştık.
Hekim olan bir arkadaşımız aradı.
-"Hiçbir yatırım bitmese bile Şehir Hastanesi inşaatı, hem de zamanından önce biter sen hiç merak etme" dedi.
Şaşırdık tabi söylediklerine.
-"Bu nasıl olacak?" diye sorduk?
Başladı anlatmaya:
-"Devlet Şehir hastaneleri modeli çerçevesinde özel sektörle bir ortaklık kurdu. Yani Devlet özel sektöre hastanenin yapılacağı alanı tahsis etti. Özel sektör bu alana hastane binasını yapacak ve tıbbi donanımı tamamladıktan sonra hastanenin işletmesini devletten resmen devir alacak. Senin anlayacağın, Hastanenin işletmesini özel sektör yapacak. Devlet bunun karşılığında 25 yıl, bina yapım süresi olan 2,5-3 yılı da ilave ederek yaklaşık 28 yıl kira ödeyecek" dedi.
Bununla da bitmediğini söyledi hekim dostumuz.
-"Devlet 100 yataklı hastanede, hastaneyi işletecek olan özel sektöre 700 yatağın garantisini verecek. O yüzden özel sektör ne yapar eder bu hastaneyi bitirir" diye ekledi.
Hekim dostumuz, Şehir Hastanesini işletecek olan özel sektörün, devletten de her ay 700 yatağın yaklaşık 9 Trilyon lira garantisini alacağı için, söz konusu hastaneye donanım anlamında fazla bir yatırım yapma ihtiyacı duymayacağını söylüyor.
-"Çünkü hasta gelmesi endişesi taşımayacak. Zaten hiçbir hasta gelmese de o her ay 700 yatağın parasını devletten alacak. Tıpkı geçilmeyen köprülerden, köprüyü işletenlere devletten yapılan ödeme gibi bir model işleyecek" diyen dostumuz, hastaneyi işleten özel sektörün araç, gereç ve cihaz donanımına önem vermemesi sonucu birçok ameliyatların ve tedavilerin da bu hastanede yapılmayacağını ifade ediyor.
Eğer durum gerçekten böyle olacaksa:
-Halkın ücretsiz hizmet alabileceği devlet hastanesi kalmayacak.
-Şehir hastanesinden ücretsiz sağlık hizmeti almak hayal olacak.
-Hastane çalışanları tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi taşeron sistemine teslim edilecek.

Ve en önemlisi...
-Resmen şehir dışına yapılan hastaneye hastaların da hastane çalışanlarının da ulaşımı büyük sıkıntı yaratacak.
Tüm bunlardan sonra, Şehir hastanesinin Eskişehir'e yapılıyor olmasına sevinelim mi üzülelim mi bilemedik?

.....
Kasket siyaseti...
Kasket'in Türk siyası hayatında önemli bir yeri vardır.
Kırsalı temsil eder kasket.
Süleyman Demirel yaptığı mitinglerden sonra ya çok neşeli olur ya da çok üzgün bir hale bürünürmüş.
Çevresindeki herkes bu durumu miting alanındaki kalabalığa yorarmış.
Bazen, çok kalabalık olan miting sonrasında Demirel'in üzgün bir hale bürünmesine de bir anlam veremezmiş.
-"Beyefendi daha ne istiyor ki? miting alanında iğne atsan yere düşmeyecek bir tablo vardı. Daha fazla insan gelse zaten hınca hınç dolu olan alan bu insanları almayacaktı." Diye düşünenler ile...
Cılız bir miting sonrası aynı Demirel'in kürsüden son derece neşeli indiğini görenler, bu duruma bir türlü anlam yükleyemezmiş.
Sonunda sormuşlar kendisine...
-"Efendim, mitinglerde meydan hınca hınç dolu oluyor, siz memnun olmuyorsunuz, aynı meydanın yarısı bile dolmayan mitingler oluyor, s iz bu defa keyifleniyorsunuz. Bunun nedenini bir türlü anlayamıyoruz. Bizim göremeyip, sizin gördüğünüz nedir?" diye.
Demirel önce "Siz meydandaki kalabalığa bakıyorsunuz, ben ise kalabalığın içindeki kasketlilerin sayısına bakıyorum" demiş.
Ardından da...
-"kalabalığın içinde ne kadar kasketli fazla ise size gösterilen ilgi o kadar fazladır. Çünkü Türkiye'de siyaseti o kasket takan gelenekçi köylülerimiz belirler"
Önceki gün 1 Mayıs kutlamaları vardı.
Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da katıldılar 1 Mayıs kutlamalarına.
Her ikisi de 1 Mayıs kutlamalarına başlarında kasketleri ile gelince, siyasette kasket yılları geldi aklımıza...

.....
Kılıçdaroğlu ile Baykal arasına sıkışan CHP
Üç ayrı CHP var...

Birincisi: Parti siyasetini belirleyen ve yönlendiren genel başkan ile genel merkez yönetimi...
İkincisi: Şehirlerde kendilerini genel başkan ve genel merkez ilan eden ve yönetimler ile milletvekillerini kendilerine tabii tutan belediye Başkanları...
Üçüncüsü de: CHP'ye gönül vermiş, mevcut genel başkan, genel merkez ve mevcut belediye başkanlarına rağmen ısrarla CHP'nin hepsinden büyük olduğuna inanan seçmenler.
Birincisi, yani parti siyasetini belirleyen genel başkan ve genel merkez yönetimi bu partinin oyunu yüzde 25'den ileriye taşıyamıyor.
Aynı genel başkan ve genel merkez yönetimi ile taşıyamayacağı da açıkça görülüyor.
Değişmesi halinde en azından yüzde 1 bile olsa bir ihtimal var.
Olmaması halinde ihtimalin sıfır olduğu bugünden örülüyor.
İkincisi: Şehirlerde kendilerini genel başkan gören ve sahip olduğu imkânlarla yönetimleri ve hatta milletvekillerini kendine adeta memur eden Belediye başkanlarının bu davranıştan acilen vaz geçmesi, vaz geçirilmesi gerekiyor.
Üçüncüsü ise, CHP'nin biran önce, tüm olumsuzluklara rağmen partili olmayı sürdüren seçmene yetişmesi, onların gerisinde kalmaması gerekiyor.
Bu söylediklerimiz olmadığı müddetçe CHP Kılıçdaroğlu ile Baykal arasında sıkışıp kalmış bir CHP olmayı sürdürecek ve Türkiye'de sağın alternatifi başka bir sağ olmaya devam edecek...

Bizden söylemesi...
......
Biraz da gülmek lazım
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek:
"Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der.
Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz gene: "Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der demesine ama adamdan gene ses çıkmaz.
Papaz iyice sinirlenir ve:
- Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun be adam?
Deyince, adam sakin sakin cevap verir,
- Nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi