1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Suçun kimde olduğu ortada...

Osmangazi üniversitesi Rektörü Prof Dr Kemal Şenocak anlattı önceki gün…
Son derece ilgimizi çekti söylediği.
Şenocak Ankara Hukuk Fakültesi mezunu…
Anlattığı  şu:
-“Ankara Hukuk Fakültesi’nde görev yapan ve her biri birbirinden kıymetli öğretim üyeleri şöyle bir anlayışa sahip: Her bir öğretim üyesi kendinden daha iyi bir öğretim üyesi yetiştirmek için gayret gösterecek. Bu olacak ki, akademisyenlerin de o kurumun da çıtası sürekli yukarı taşınabilsin”
Söylediğini bugüne kadar duymamıştık.
Ne yalan söyleyelim, duyduğumuz bu sözü beyin süzgecimizden geçirdiğimiz esnada kısa da olsa sohbetten koptuk.
O anda kendi kendimize “Aslında bugün için hangi sorunu yaşıyor, hangi sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorsak sebep tam da bu” diyorduk içimizden…
öylesine “tam İsabet” tespitti ki bu duyduğumuz, bilgi-beceri ve donanımı olmayan, profili düşük, entelektüel derinlikten yoksun ve hasbelkader bir göreve gelmiş yeteneksiz ve liyakatsiz yöneticilerin bu kadar çoğalmış olmasının altında yatan neden, her alanda böyle bir anlayışın yerleşmemiş olmasıydı bize göre…
öyle ya…
-Hiçbir parti başkanının, kendinden daha iyi bir parti başkanı yetiştirdiğine rastlamadık bu ülkede.
-Hiçbir Oda, dernek, kulüp başkanlığı yapan insanların, bu işi kendisinden daha iyi yapacakların elinden tuttuğuna tanıklık etmedik.
-Hiçbir kurum ve kuruluş müdürünün, kendinden daha iyi müdürlük yapacaklara vakit ve emek harcadığına şahit olmadık.
Hatta tam tersine, engel olduklarını, yollarına taş koyduklarını, kenara itip-kaktıklarını gördük.
Sonuç olarak…
Bu tespiti duyduğumuz an, suçun, “benden sonra tufan” zihniyetine sahip,  kendilerini mumla aratma sevdasına düşmüş ve boynuzun kulağı geçmesi için kendini yırtan insanlarda olduğuna karar verdik.
Siyaset dahil tüm kurum ve kuruluşların hiçbir suçu yoktu bugün yaşadığımız olumsuz tabloda.
Hasbelkader yönetici olan liyakatsiz ve yeteneksiz yöneticilerin de hiçbir suçu yoktu.
Bütün suç “Yürüyecekse benim namım yürüsün” diyerek, kendinden daha iyi birini yetiştirmek için çaba harcamayanlardaydı.
Ama gelin görün ki, geldiğimiz noktada onların da esemesi okunmaz hale geldi.
Onlara da yaramadı bu iş.
Keşke tam tersini yapsalardı da efsane olsalardı…
Bizlere de yaşadığımız bu sıkıntı ve sorunları kötü bir miras olarak bırakmasalardı…
Keşke, aynı işi kendinden daha iyi yapabilecek insanları yetiştirip, onlar için emek harcasalardı.


......


Görmediğimiz ekonomi kalmadı valla!


önce seçim ekonomisiyle uğraştık…
Sonrasında darbe ekonomisiyle…
Ardından Savaş Ekonomisi geldi önümüze…

Şimdi ise İşsizlik, Suriyeli, S-400’lü ekonomi.
üstelik hala seçimin, darbe’nin ve savaş’ın yarattığı ekonomi de devam ediyor.
Tüm bunlar 2-3 yıl içinde oluyor…
Görmediğimiz ekonomi neredeyse kalmadı.
Başka ülkelerin 60 yılda yaşadığı olayları biz neredeyse bir-iki ay içinde yaşar olduk…

Darbe, savaş, seçim ekonomileri derken, huzur ekonomisine bir türlü geçemiyoruz ülke olarak…

O yüzden…
Ticaret yapanlara, sanayici olup, üretim yapanlara Allah gerçekten sabır versin…

Durun bir dakika!

çalışan, emekli, esnaf, köylü mü dediniz?
Onlar zaten sabır taşına döndü de, çatladığından kimse haberdar değil…


.....


Mesele üye olmakta değil


Cumhuriyet Halk Partisi üyeliği, yapılabilecek en kolay iş.
Emin olun, internet üzerinden ayakkabı almak, CHP üye başvurusunda bulunmaktan daha zor.
Geçiyorsunuz bilgisayarın başına, giriyorsunuz CHP üye başvuru bölümüne, dolduruyorsunuz formu.
İstenilen sadece geçerli bir adres ve TC kimlik numarasına sahip olmanız.
Ha bir de üye aidatının ödendiğinin belgesini koymanız lazım.
Yapacağınız sadece bu!
5 dakikanızı almıyor CHP üyesi olmanız.
Bilgisayar başında 5 dakikada CHP üyesi olunuyor olunmasına da, gerçekten CHP’li olunuyor mu? İşte burada büyük sıkıntı var.
Zira…
CHP’li olmanın taşıyacağı sorumluluk, sadece formu doldurup, aidat ödeme ile olmuyor.
-İyi bir CHP’li olmanın yolu, partinin program ve tüzüğüne uygun bir şekilde davranış göstermekten geçiyor.
-İyi bir CHP’li olmanın yolu, bir kişinin ya da grubun değil, davanın adamı olmaktan geçiyor.
-İyi bir CHP’li olmanın yolu, para ve iktidar peşinden gitmek değil, ilkeler ve idealler peşinde koşmakla oluyor.
Dahası…
-İyi bir CHP’li olmanın yolu, halkın iktidarı söylemiyle yola çıkıp, kendi iktidarlarını kurmak isteyenlerin karşısında durmaktan geçiyor.
Hatta…
-İyi bir CHP’li olmanın yolu, başkalarının dağıttığı makarna ve kömürü eleştirirken, delegeleri yemekle kafaya alma çabalarına karşı çıkabilmekle oluyor.
Hatta,hatta…
-İyi bir CHP’li olmak, hiçbir çaba harcamamanıza rağmen, size sunulan tepeden inme görevleri “Bu demokratik değil” diyerek elinizin tersi ile itmenizden geçiyor.
O yüzden…
CHP üyesi olmak, yukarıda da anlattığımız gibi dünyanın en kolay işi.
Zor olan, gerçekten “CHP’li olmak”
Sonuç olarak…
CHP’nin bugün için binlerce üyesi var.
Kaç tane “İyi bir CHP’li” diyeceğiniz insan var?
Konumlarını korumak için dokuz takla atanları, hedefledikleri makama ulaşabilmek için yapmadıklarını bırakmayanları, “Demokrasiyi” ağızlarından düşürmeyip, ilk fırsatta demokrasi dışı yöntemlere başvuran ve göz yumanları, oğlunu, kızını hatta karısını belediyelerde işe sokmak için pervane olanları, kendi menfaatleri söz konusu olduğunda parti program ve tüzüğünü yok sayanları ayırın bir kenara…
Kaç tane “iyi CHP’li “ diyeceğiniz kişi var ki?
Başlayın bakalım sağdan ve soldan saymaya, kaça kadar gelebileceksiniz?
Ya da yorulmayın saymak için biz söyleyelim.
çok gidemeyeceksiniz.
çünkü…
Aklınıza gelen her isim, geçmişteki defoları ile birlikte gelecek…

Not: Şu sıralar, özellikle de İstanbul seçimlerinden sonra bazı CHP’lilerde ego ve kibre yönelik hareketler ile hava-tura belirtirline şahit olmaya başladık. “Bu iş bitti. Bizim sıramız geldi” psikolojisinin yaşanmaya başladığını hissettik.
O yüzden bu yazıyı kaleme alıp uyaralım istedik…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi