1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yeni şeyler cancağzım!

Hiç kuşku yok ki:
İktidar Partisi’nin 24 Haziran seçimlerinde almış olduğu sonuç, bundan sonraki hedef olarak gözünü belediyelere çevirmesini sağladı.
Hemen her iktidar partisi mensubunda doğal olarak “Bu seçimlerde birinci olduk ya, bundan sonra belediyeleri kimse elimizden alamaz” düşüncesi oluştu.
Eskişehir’deki iktidar partisinin her aktörü her ağızlarını açtıklarında belediyeleri işaret etmeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde, AK parti Odunpazarı genişletilmiş danışma kurulu toplantısında yapılan konuşmaların “belediyelerin kazanılacağına yönelik” olması da, bu durumu tam anlamıyla ortaya koydu.
Zira…
Toplantıda konuşma yapan iktidar partisinin milletvekilleri ve yöneticileri “belediyelerin tamamını alacağız” diye başladıklarını konuşmalarını,yine  “belediyeleri alacağız” diye tamamladı…
“Belediyeleri alacağız” derken söylenen yeni bir şey var mıydı o konuşmalarda?
Bize göre yoktu…
Hep aynı “bu şehir bu belediyeleri hak etmiyor, “Hizmet ancak iktidarla aynı olan belediyelerle gelir” söylemlerin tekrarı sözlerden oluşan konuşmalar.
öncelikle şunu söylemekte yarar var…
“belediyeleri alacağız” demekle belediyeler alınmıyor…
Eskişehir’de bunu en iyi bilenlerin başında yine Eskişehir’deki iktidar partisi geliyor…
Milletvekili genel seçiminde birinci çıkmak, belediyeleri almaya kesinlikle referans olmuyor…
çünkü…
Yapılan her Milletvekili seçiminde birinci olan iktidar partisinin, sonrasında yapılan her mahalli seçimi kaybetmesi,  bu söylediğimizi zaten kanıtlıyor.
HHH

Son yapılan 24 Haziran seçimleri ile birlikte şunu artık iyice gördük ki, seçmen yenilik arıyor…
Yeni tavır, yeni söylem ve yeni davranışın yanı sıra, farkındalık istiyor.
örneğin:
Seçmenin bu yöndeki isteği, yeni söylemlerle ortaya çıkan Muharrem İnce’nin, kendini yenileyemeyen CHP’den 8 puan daha fazla oy almasıyla birlikte açıkça görülüyor…
Yine bu istek,  kendini yenileyemeyen ve liderine ayak uyduramayan, liderinden 7-8 puan az oy alabilen AK Parti’de de açık seçik görülebiliyor…
Sonuç olarak…
Yenilenen bu işten karlı çıkıyor…
Yenilenemeyip, aynı noktada dönüp duran kaybediyor.
O nedenle…
24 Haziran seçim sonuçlarına bakarak Eskişehir’deki tüm belediyeleri gözüne kestiren AK parti’nin, bu hedefini gerçekleştirebilmesi için:
-Eski tavır ve söylemleri terk etmeye…
-Yeni bir söyleme…
-Yeni bir stratejiye…
-Profili yüksek yeni yüzlere ve topyekun bir yenilenmeye ihtiyacı var…
Bu olursa ne ala…
Olmazsa.
Yani, sadece 24 Haziran seçim sonuçları ile mahalli seçimlerin kazanılacağı düşünülüp, eski söylem ve eylem ile devam edilirse, işte o zaman AK Parti Eskişehir’de aynı çukura 4’ncü defa düşer ki, bunun da izahını kolay kolay yapamaz…
O yüzden, yazının başında da söylediğimiz gibi, Eskişehir’de belediyeleri almak isteyen AK partinin bugün söylediklerini yapabilmesi için yeni bir şeyler söylemesi, yeni bir şeyler yapması gerekiyor.
Ne diyor Mevlana:
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...


.....


Valla CHP’nin
işi çok zor!


-Kolunu kesseler sol’a oy vermeyecek seçmen var mı?
Elbette var…
Kolunu kesseler Kılıçdaroğlu ve onun etrafında kümelenmiş düşük profil sahibi etibe oy vermeyecek bir seçmen kitlesi var mı?
Elbette var…
İşte! O sol’a ve Kılıçdaroğlu ile ekibine oy vermeyecek kitleye şimdi CHP tabanının büyük bir bölümü de dahil oldu.
Bundan böyle “Kolumu kesseler bu Kılıçdaroğlu ve ekibi için sandığa gidip oy vermem” diyen bir kitle oluştu. Ben de artık bu kitlenin içinde yer alan biriyim. Bana göre Kılıçdaroğlu ve ekibi partinin başında kalmaya devam ederse,  bundan sonraki seçimde miting dahi yapamaz. O ekibinde bulunan ve partililerini dahi ifrit eden yöneticiler ise isimleri her geçtiğinde yuhalanmadan gidemez”
***

-Bir taraftan “ Ne yaparsak yapalım 95 senedir millet bize iktidarı vermiyor” diye ağlayıp gezen genel başkanlar ve etrafında yuvalanmış vasıfsız yöneticiler, diğer taraftan 95 sene daha iktidara gelmemek için adeta millette karşılığı olmayan muhalefeti ısrarla ve inatla sürdüren genel başkan ile yöneticileri. Muhalefet değil sanki Şikayet partisi mübarek! Artık kendi partimizle alay eder, kafa bulur hale geldik. Bizi bu hale onlar getirdi.”
***

Son günlerde CHP ile ilgili yazdığımız yazılara iki ayrı CHP’liden gelen iki ayrı mesaja yer verdik yukarıda…
İsimleri bizde saklı olan her iki CHP’linin de CHP’liliklerinden asla şüphe etmiyoruz.
Ancak…
Partileri ile ilgili bugünkü düşüncelerini öğrenince, “Bu CHP’nin işi gerçekten zor” demekten de kendimizi alamıyoruz…
Baksanıza…
Bu CHP, bu CHP’lileri bile ne hale getirmiş!


.....


Zeki mi? Biz mi?...


Zeka Testi Merkezi 2014 yılında bir araştırma yapmış ve bu araştırma sonuçlarını da yayınlamıştı.
Yapılan bu araştırma ile Türkiye’nin en zeki illerinin sıralaması yayınlanmıştı hatırlarsanız.
276 binin üzerinde insanla görüşülerek alınan veriler sonucunda Ankara en zeki il olarak ilan edilirken, çok az bir farkla Eskişehir’in en zeki iller arasında 2 nci sırada olduğu açıklanmıştı.
Geçenlerde benzeri bir araştırma sonucu daha yayınlandı.
O araştırmanın sonucunda da Eskişehir yine Türkiye’nin en zeki 2 nci şehri ilan edildi.

Böylece…
Eskişehir’in, Türkiye’nin en zeki 2 nci ili olduğu artık tescillenmiş oldu..
Yapılan araştırmanın doğruluğunu ya da yanlışlığını elbette tartışmayacağız.
Ancak…
Zeki olmanın en büyük özelliği anlatılırken hatta zekiliğin tanımı yapılırken genelde şu söyleniyor:
-“Zeki insanlar karşılaştıkları her problemi, her zorluğu kolayca halletmesini bilen insanlardır”
İşte yapılan bu tanım bizi ister istemez Eskişehir’in zeki bir kent olması konusunda şüpheye düşürüyor.
Zeki insanlar karşılaştıkları her problemi, her zorluğu kolayca halletmesini bilen insanlarsa, zeki insanların yaşamış olduğu bir şehirde sorun ve problem olmaması gerekir değil mi?
Var olan sorun ve problemler de zeki insanların yaşadığı bir şehirde kolayca halledilmesi gerekmez mi?
Eğer biz araştırma sonucunda ilan edildiği gibi şehir olarak zeki olsaydık, devleti yönetenler Alpu sınırları içinde bulunan koskoca bir araziyi korumak için önce “Tarım koruma alanı” ilan edip, üzerine “Raylı Sistemler test Merkezi” projesini koyup, onun da üzerine termik santral yapmaya karar verebilir miydi?
Eğer biz şehir olarak gerçekten zeki olsaydık, bizi yönetenler bizim zekamızla bu kadar dalga geçme, alay etme cesaretini bulabilir miydi?
O yüzden ya bu araştırma sonucu yanlış…
Ya da zekiliğimiz kişisel.
Kısacası bu şehirde, kişilerin var olan zekası birleşip de, şehrin zekası olarak bir türlü ortaya çıkmıyor, çıkamıyor.
Not- Zeki olmanın diğer önemli bir özelliği de yaptıkları işte inat etmeleriymiş. Eskişehir’de stadyumun yerinden tutun da, Hatboyu düzenlemesine, yeni Gar binası yerine ve hatta Termik santrale kadar olup bitenlere baktığınızda, inat edenlerin biz değil bunları yaptıranlar olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda zeki olanın da biz değil onlar olduğu zaten anlaşılıyor.
öyle değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi