1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir jenerasyonun umutları çalındı bu ülkede...

Adı Halil…
Hayali İnşat mühendisi olmaktı…
Başarılı bir lise geçmişi vardı ve ailesinin olmayan imkanlarına rağmen üniversiteye olabildiğince hazırlanmıştı.
İnşaat mühendisi olmak istemesinin nedeni ise yurtdışındaki o devasa binaların inşaatlarında çalışma isteğiydi.
Yakın bir komşusunun oğlu aynen öyle yapmış, bu sayede birçok ülkede çalışma imkanı bulmuş, o da o komşu Oğlu’ndan etkilenmişti.
Onun gibi olacaktı okulu bitirince.
ülke ülke gezecek, devasa binalarda çalışacak, çok para kazanacak ve ailesini de gururlandıracaktı.
2010 yılında üniversite sınavına girdi.
Fena da geçmemişti sınav.
-“büyük ihtimalle İnşaatlardan birini tuttururum” diye düşünüyordu.
Olmadı…
çok az bir puanla tutturamadı.
Bir sene bekledi, seneye bir daha denedi.
Yine iyi geçmişti sınav. Ama yine çok az bir puanla kaçırdı istediği fakülteyi.
çaresiz istemediği bir fakülteye kayıt yaptırmak, istemediği bir fakülteyi okumak ve o fakülteden mezun olmak zorunda kaldı.
Eğitim gördüğü alanda iş bulamadı tahmin edeceğiniz üzere.
Şu anda Pizzacı’da çalışıyor.
Televizyonda, internette, gazetelerde, dergilerde ne zaman yurt dışındaki yüksek binaları görse, içi “cız” ediyor.
Hayallerinin, fırından çıkan ve müşteriye ulaştıracağı pizzanın içinde adeta hapsolmasına her gün kahroluyor.
***
Adı Meral…
Tek hedefi Eczacı olmaktı.
Hatta bu alanda akademisyenlik son derece istediği bir şeydi.
Hedefi doğrultusunda hazırlandı 2011 yılındaki sınava.
İyi de geçti sınavı.
Ama olmadı…
Moral bozukluğu içinde “Bir kez daha deneyeceğim” dedi.
O bir yılı “Bu kez kanacağım” diye ders çalışarak geçirdi.
Yine olmadı.
çok az bir puan farkıyla kaçtı Eczacılık.
Aileye mahcup olmama adına istemediği bir bölüm okumak durumunda kaldı.
İstemeye istemeye bitirdi de okulunu.
Ama bitirdiği bölüme iş yoktu.
Aynı bölümü bitiren binlerce işsiz olduğunu da biliyordu.
İşin kötüsü, anne-baba’nın eline bakma yaşı da geçmişti.
İş bulması gerekiyordu.
Sonunda buldu da…
Şu anda bir markette reyon görevlisi adı altında her işi yapıyor.
Ne zaman Eczacılık ile ilgili bir haber gözüne çarpsa, adeta kahroluyor.
Hayallerinin çok az bir puan farkıyla yok olup gitmesinin açtığı yara, her gün kanıyor ve acı veriyor.
***

Şu sıralar 2010 ila 2015 yılları arasında çalınan sorularla ilgili, eski öSYM başkanının da yargılandığı bir dava var.
Geçenlerde davanın iddianamesi yazıldı.
İddianamede, soruların çalındığı, çalınan soruların örgütün öSYM imamına teslim edildiği, oradan diğer örgüt üyelerine dağıtıldığı ve bu üyelerin de sınava girecek çocuklara bu soruların tek tek ezberletildiği yer alıyor…
Söz konusu iddianamede ayrıca, soruların ne şekilde çalındığına ilişkin itiraflar da yer alıyor…
Bu yöntemle binlerce çocuk, hak etmeden üniversitelere yerleşti bu ülkede.
Bu yöntemle, binlerce çocuk hak ve hayal ettikleri üniversitelerin bölümlerine kıl payı puan farklarıyla giremedi.
Tıpkı yukarıda örneğini verdiğimiz iki genç gibi, aynı durumda olan binlerce gencin hayalleri ve hayatları yok edildi.
İşin ilginç yanı…
Gençler bar bar bağırırken, kulaklar tıkandı.
Tepki gösterildiğinde, kıs kıs gülündü.
“Bu kadar da olmaz!” denildiğinde “Yok böyle bir şey. Biz ikna olduk” denildi.
Gençliğin ve bir jenerasyonun resmen umutları çalındı, binlerce kulun hakkı göz göre göre yenildi.
Ne diyelim?
Emeği geçen herkesin Allah bin türlü belasını versin!


.....


Sırayla batıp gidecekler!


ülke üretim toplumundan tüketim toplumuna geçmiş, üreten enayi olmuş…
Fabrika çalıştıran, üst üste gelen vergi müfettişlerine evrak yetiştirmekten, makineleri çalıştıramaz hale gelmiş…
 Organize Sanayi Bölgesinde kiralık fabrika binaları üretim yapan fabrika binası sayısına ulaşmış.
Son dakikalara kadar kredi ile işi çevirmeye çalışanlar, sonunda teslim olup fabrikayı satışa çıkartmış.
Ama gelin görün ki Sanayi örgütlerinden tek yakınma yok.
Söyleyebildikleri sadece “biraz sıkıntı var” dan ibaret.
Tüccar mal satamaz olmuş.
Sattığının yerine aynı para ile mal koyamaz olmuş.
Aidat ve vergilerden başını kaldıramaz hale gelmiş.
Eskiden torpil ile bulunan dükkânların üzerine bir bir “kiralıktır” tabelaları asılmış
Ama gelin görün ki tüccar örgütlerinden çıkan tek bir yakınma yok.
Söyleyebildikleri sadece “biraz sıkıntı var ama bu günümüze şükür”
Esnaf tarihinin en kötü günlerini yaşar olmuş.
Küçücük dükkanlar ardı ardına kapanmış.
Zaten bir yandan marketlere savaşırken bir de ekonomik kriz satışları olumsuz etkilemiş.
Ama görün ki Esnaf örgütlerinden bir tek yakınma yok.
Söyleyebildikleri sadece “biraz sıkıntı yaşanıyor” dan ibaret…
Cesaret edemiyorlar söylemeye.
Kokuyorlar…
“durup dururken başımız belaya girmesin” diye ne halde olduklarını anlatamıyorlar.
Böyle giderse hepsi, var olduğunu söyledikleri o  küçük bir sıkıntı yüzünden sırayla  batıp gidecekler!.


.....


İyi iş çıkarttılar…


CHP Parti Meclis üyesi ve önceki dönem Milletvekili  Gaye Usluer’in attı tweet ile ilk kez duyuluyor Tren Gar’ında yaşananlar.
Meğer AK Partinin bir kadın milletvekilinin yine kadın olan danışmanı, kendisine bilet bulamadıkları için Eskişehir Tren Gar’ının yolcu hizmetleri biriminde, VİP müşteri hizmetinde görev yapan 4 personelin o birimden sürülmesine neden olmuş.
Personele zarar gelmemesi için uzun süre düşünmüş Gaye Usluer…
öte yandan gözünün önünde gerçekleşen haksızlığa da göz yumamadığı için atmış tweeti.
Sonra konuya CHP Milletvekili Utku çakırözer dâhil olmuş ve kamuoyuna duyurmuş bu sürgün vaziyetini.
Sendikanın, sürgünü savunur açıklamalarına rağmen üzerine gitmişler meselenin.
Neyse ki, bazı AK partililer de 4 çalışana haksızlık yapıldığını düşünüp, olaya el atmışlar da, sürgün kararından geri adım atılmış ve 4 çalışan eski görevlerine iade edilmiş.
Diyeceğimiz o ki; yaşanan sürgün olayında Usluer ve çakırözer, ısrarlı çabalarıyla sadece yapılan bir haksızlığı önlemedi…

Aynı zamanda…
Sürgüne neden olanlar ile sürgünü savunanları da bir anlamda deşifre etmiş oldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi