1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ben kimin sevinip-kimin üzüldüğüne, kimin onaylayıp-tepki gösterdiğine bakarım...

 


Ani gelişen olayların hemen ardından bir yorumda bulunmak insanı yanıltabilir.


Gelişen ani olayın yarattığı toz bulutunun dağılmasıyla daha net bir görüş alanı doğacağından, yorum yapmak için de bu süreci beklemekte yarar vardır…


Ancak…


İlla ki,  ani gelişen olayın hemen üzerine yorum yapmanız isteniyorsa, bana göre izlenecek tek bir yol vardır…


Ben genelde, gelişen ve yaşanan ani olaylar sonrasında ilk olarak bu olayın kimi sevindirip, kimi üzdüğüne bakarım…


Yaşanan ani olayın sıcağı sıcağına kim tarafından onaylanıp, kim tarafından tepki ile karşılandığı da bende o olayla ilgili bir fikir oluşmasını sağlar.


Bakın önceki gün siyaset sahnesinde ani bir olay gelişti.


CHP’li 15 Milletvekili istifa edip, İYİ Partiye geçti.


Böylece…


İYİ Parti’nin mecliste grubu oluştu ki, bu durum İYİ Parti’nin 24 Haziran tarihi’nde yapılacak olan seçimlere girmesini kesinleştirdi.


Bir anlamda…


Yüksek Seçim Kurulu’nun İYİ Parti’yi önümüzdeki seçimlere sokmama ihtimali ortadan kalkmış oldu.


öte yandan…


Cumhurbaşkanı adaylığı ancak, toplanacak 100 Bin imza ile mümkün hale gelebilecek olan Meral Akşener’in adaylığı da böylelikle 100 bin imzaya gerek olmaksızın mümkün hale gelmiş oldu…


Şimdi…


Gelişen bu ani olayın hemen ardından, kimin sevinip-kimin üzüldüğüne…


Kimin bu gelişen olayı onaylayıp-kimin tepki gösterdiğine bakıyorum…


CHP içinde, birkaç kişi haricinde büyük bir memnuniyet var…


çoğu CHP’li, yapılan bu hareketle demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması adına önemli bir görevin yerine getirildiğine inanıyor.


AKP-CHP cephesinde ise müthiş bir tepki var söz konusu olaya…


Sonuçta ilk gün karşımıza, “giden milletvekilleri CHP’den gitmiş ama sanki tasası AKP ve MHP’ye düşmüş” gibi bir durum çıktı.


Yaşanan olayın “Kirli bir birliktelik” olarak yorumlanması bile, AKP-MHP cephesinin bu gelişmeden ne denli memnuniyetsiz olduğunu göstermeye yetti de arttı.


Netice olarak…


15 CHP’linin İYİ Partiye geçmesiyle yaşanan gelişme sonrasında CHP içinde oluşmayan tepki, AKP-MHP içinde oluşuyorsa, bu durum zaten kendi başına bir şeyler anlatıyor…


Hele hele…


Bu olaya karşı AKP-MHP cenahında oluşan tepki, ittifak yasasını çıkartanları savunup, ittifak yapan muhalefete “Vatan hainleri” diyecek boyuta ulaşıyorsa, anlattığı bir şeylerin de ötesine taşınıyor…


.....


 


Kimler istifa edecek?


 


24 Haziran’da yapılacak olan erken seçimde aday olmak için istifa tarihi Perşembe günü mesai bitiminde sona eriyor.


Yani…


Bürokratlar ve parti yöneticileri milletvekili aday adayı olmak isterlerse, Perşembe günü mesai sonuna kadar istifalarını verecekler.


Sürenin kısa olması nedeniyle, adaylık düşünen bürokratların da bu işte erken yakalandıklarını ve bu yüzden bürokraside adaylık için istifa sayısının fazla olmayacağı tahmin ediliyor.


Ancak…


Parti yönetimlerinde bulunanların istifalarıyla ilgili aynı durum söz konusu değil.


Zira…


24 Haziran seçimlerinde Milletvekili adaylığı için aralarında il başkanları dahil pek yok parti yöneticisinin aday olabilme adına önümüzdeki 3 gün içinde istifa edecekleri bekleniyor…


İlk etapta, CHP il başkanı Sinan özkar, İYİ Parti il başkanı Arslan Kabukçuoğlu, SP İl Başkanı Fesih Bingöl’ün Milletvekili adaylığı için il başkanlıklarından ayrılacakları bekleniyor.


Belediye Başkan adaylığı düşünen AK Parti il başkanı Dündar ünlü’nün ise istifayı düşünmeyeceği fakat yönetiminde bulunan 2-3 ismin Milletvekili adaylığı için görevlerinden ayrılmasının söz konusu olacağı ifade ediliyor…


Sonuç olarak, 24 Haziran seçimleri için önümüzdeki 3 günlük süreç içinde,  partilerde il başkanlarının adaylık için istifalarına şahit olacağız galiba…


.....


 


Tavır, 83’deki Kenan Paşa tavrı ile aynı…


 


“1983’de, parti kurmak için 30 kurucu üye şartı getirildi. Biz önce BTP’yi kurduk. Partiyi kapattılar. Bu defa Doğru Yol Partisi’ni kurmak için başladık çalışmaya. Kurucu olarak  29 üye buluyoruz bir türlü 30 olmuyor. Kimi bulduysak veto ediliyor. O sıralarda Erdal İnönü de SODEP’i kurmak istiyor. Onun da önüne aynı engeller çıkartılıyor. 29 kurucu üye bir türlü 30 olmuyor. Erdal İnönü en son Atatürk’ün aşçılığını yapmış bir ismi buluyor kurucu üye diye, O’nu da veto ediyorlar. Sonuçta ne DYP ne de SODEP giremiyor seçimlere. Daha doğrusu sokulmuyorlar. Kenan Evren MDP’yi istiyor. Karşısında da Halkçı Parti var. Seçimlere bu 2 partinin girmesini istiyor. O sırada Turgut özal da Anavatan partisini kuruyor ama Evren bu partiyi de veto edecek. çünkü 2 partili seçim istiyor.


özal Dünya Bankası’nda çalışırken iyi ilişkiler kurmuş. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Kissinger Türkiye’ye geliyor. Kenan Evren ile görüşüyor. “Sizin istediğiniz MDP seçimi zaten kazanıyor. Yüzde 30 civarında da Halkçı Parti oy alıyor. özal’ın partisine izin verin. Veto etmeyin. Bir yüzde 10-15 de o alsın. Böylece denge olur” diye tavsiyede bulunuyor.
Bu tavsiye üzerine Kenan Evren, özal’ın Anavatan Partisi’ni veto etmekten vaz geçiyor. Seçime giren özal’ın partisi, Kenan Evren’e oluşan tepki oyları nedeniyle tek başına iktidara geliyor”


Bu olayı, Eskişehir’in önemli siyasetçilerinden Necati Okuroğlu anlattı.


Bugün için Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrının, o gün Kenan Evren tavrı ile aynı olduğunu söyleyerek:


-“Meral Akşener bir parti kurmuş. Yasal çerçevede yükümlülükleri de yerine getirmiş. Buna rağmen,  kadını seçime sokmama hareketleri içine girmesi ona olan ilgi ve alakayı haliyle arttırdı. Kendi kendine ‘Meral Akşener’den korkuyor’ algısı yarattı. Böyle bir davranış içinde olmasaydı, ne CHP’nin bu operasyonuna gerek olurdu ne de bu işte kalesinde gol gören olurdu” diyerek tamamlıyor  sözlerini…


 .....


Biraz da gülmek lazım


 


Padişahın biri bir gün “Kim bana bir yalan söyleyebilirse bir küp dolusu altın vereceğim!” demiş. Yalancılar hemen Saraya koşuşturup başlamışlar yalan söylemeye. 1.yalancı :
-Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü demiş. Padişah:
-Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, aslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür yuvasına tabi ki demiş. 2.yalancı :
-Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar demiş. Padişah yine cevap vermiş :
-ülkenin kralı pencereden bakınırken tacını düşürmüştür. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiştir. Taç kimin kafasında ise kral odur tabi ki. 3.Yalancı:
-Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü demiş. Padişah:
-Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç sonbaharda yapraklarını dökünce ok da takılacak yer bulamayıp yere inmiştir. Böylece padişah her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. 4.yalancı ise Kayseri den gelmiş.

-Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde bir zahmet demiş.


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi